Millî takım primlerine tırpan

TRT Spor'da Hüsnü Güreli'yi dikkatle dinledim. Çünkü Türkiye'de Futbol Ekonomisi'nin önemli ismi. Beşiktaş'ı borsaya açan da oydu. Şimdiki görevi TFF'nin Başkan Vekili ve "parasal işlerden sorumlu". "Orhan Ayhan'la" programında yaptığı açıklamalar önemli. Türk futbolunu yakından ilgilendiren konuları sizlerle maddeler halinde paylaşmak istiyorum:

* Naklen yayın ihalesinde TFF ve Kulüpler Birliği Vakfı iş birliği yaptı. İlk defa 3 İngiliz'den 'Know How' -bilgisel yardım- aldık.

* İhaleden gelecek paranın kulüplere dağıtılacak kısmı denetlenecek. Yani harcamalar sıkı kontrol edilecek.

* Mevcut toplam 5 milyarlık borcun 4.5 milyar lirası 4 büyüklerin.

* Fazla harcama yapanların durumu ortada. Son örnek Galatasaray. Cezaların UEFA ya da FİFA'dan gelmesini beklemeyeceğiz. Bu görevi artık TFF üstlendi.

* Türkiye'de halen borçsuz sadece 3 kulüp var; Gençlerbirliği, Başakşehir ve Akhisar. Ancak tek başına 500 milyon zarar eden bile mevcut.

Deniz bitti

Güreli, spekülasyonlara yol açan "Millî Takım primleri" için de "bunların fazla olduğuna inananlardanım" şeklinde konuştu. Bundan sonraki uygulamayı şöyle anlattı; "FİFA ve UEFA'dan ne alırsak, bunun yarısını futbolculara dağıtacağız." Anlayacağınız Kazan Kazan uygulanacak. Bu konuyu meşhur bir özlü sözle tamamladı; "Deniz bitti!"

Ekonomi baş danışmanı okusun

Yaşar Usluer'in değerlendirmeleri önemli. Gönderdiklerini zaman zaman kullanmaya çalışıyorum. Bugün de bunlardan birini özetleyerek sizlerle paylaşacağım:

"* Yazdıklarınızla yüreğimize su serpiyor, duygularımıza tercüman olduğunuz için Allah size sağlık versin. Daha önce yazdıklarımla Trump'ın danışmanı Michael Flynn beni doğruladı. 15 Temmuz Fetö'nün hain kalkışmasını alkışladığı ortaya çıktı. Hani bu ünlü danışman Fetö'yü Ladin'e benzetmişti de bizi yönetenler 'iade edecek' diye sevindirik olmuştu."

* "Olası başkanımızın yerinde olsam ilk icraatım jöleli ekonomi baş danışmanını azletmek olurdu. Yerine Taha Akyol'u alırdım. Tabiî kabul ederse." Görüşünüze aynen katılıyorum. Mekanları Cennet Demirel'in muhalif Cüneyt Arcayürek'i danışman almasını örnek verip benzer şeyler yazmıştım.

* Yine hemfikir olduğumuz bir konu da Sayın Cumhurbaşkanımızın meydan okumaları. "Avrupa Parlamentosu Başkanı'na, Avrupa Birliği Bakanı'na, dünyanın en önemli üç ülkesinden birinin başbakanına "Sen kimsin" diyemezsiniz" görüşünüz gibi bir önceki yazımda Ecevit'in meydan okumasıyla "70 cente muhtaç hale getirdiklerini" örnek vermiştim. Aklın yolu bir.

* Antalyalı sebze-meyve üreticileri toptancı halinin kapılarını kapatıp, düşük fiyat uygulamasına isyan ediyor. "Hükümetten mazot yardımı değil, ürünlerimizi satacak pazar istiyoruz" diyorlar. Satamıyorsan dünyanın en iyi ürününü yetiştirsen neye yarar? Elinde patlar, hayvan yemi bile olmaz. Bu yüzden bizi yönetenleri frenleyecek jöleli baş danışman değil ileriyi gören, geçmişten ders alan danışmanlar gerek. Aksi halde yine "tarih tekerrür ediyor" demek zorunda kalacağız.

* Ne zaman Demirel'den söz etseniz gözlerim dolar. Kardeşi Şevket Demirel'in devletten katkı almaksızın İslamköy'de yaptırdığı "Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi"nin 26 Ekim 2014 tarihindeki açılışına katılmıştım. Baba ile en son orada görüşmüştük. Tören konuşmasının bile oturarak yapabilmişti. Ne yazık ki iktidardan TBMM Başkanı Cemil Çiçek'ten başka kimse yoktu.

* Biliyorsunuz, vefakâr milletimiz Menderes, Zorlu ve Polatkan'ı idam edenleri hatırlamaz ama bu demokrasi şehitlerimizi hiç unutmazlar. Kim ne çamur atarsa atsın Demirel'i de unutturmayacaklardır.

***

Star'ın izlenme payı yüksek dizisi "Anne", bana Küçük Emrah'ın ilk filmlerini hatırlatıyor. Tek fark kahramanın cinsiyet değişimi. Kesinlikle senaryo sıkıntısı yok. İlgimi çeken diğer unsur yapım şirketinin adı; "Mamma Mia". Yani 'Benim Annem'in İtalyancası. Demek ki dizi çok önceden planlanıp şirket ismini ona göre koymuşlar.

Yazarın Diğer Yazıları