Mimar Sinan Üniversitesi'nde neler oluyor?

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta olan Yrd. Doç. Dr. Esra Keskinkılıç'a  karşı başlatılan ve iki senedir sürmekte olan çirkin karalama, iftira ve linç kampanyalarını esefle takip ediyoruz.

          Üniversitelerde terör gibi ciddi ve hayati bir konuyu "bir ilim insanı" üzerinden aklamaya çalışmak ve ört pas etmek gibi son derece bayağı bir yola gidilmesinden sendikamız ve Türk milleti adına büyük rahatsızlık duyuyoruz. Bilindiği üzere 6 Nisan 2016 tarihinde Şafak Operasyonu ile 3713 sayılı TMK'nun 6. Ve 7. Maddelerinde düzenlenen mezkûr suçlardan dolayı gözaltına alınan öğrencilerin müdafiliğini yapan Av. Efkan BOLAÇ adlı şahsın, operasyonun sürdüğü sabah saatlerinde, gazetelere demeç vererek, hukuki temelden yoksun, gerçekle ilgisi olmayan, soyut bilgileri birer hakikat gibi aktarıp kamuoyu oluşturma gayretleri boşunadır. Terör örgütü DHKP-C'nin gençlik yapılanmasında çalışan ve bu örgütün mensubu olmak suçundan gözaltına alınan Efkan BOLAÇ'ın terör örgütlerinden yana taraf duruşu kamuoyunun malumudur.

          3713 sayılı TMK'nun Terör Örgütleri başlıklı 7. Maddesinin 2. Fıkrasında "Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır."hükmü ile "terör örgütü propagandası yapmak" suçu düzenlenmiş ve yaptırıma bağlanmıştır.

          Bahsi geçen kanun kapsamında, Mimar Sinan Üniversitesi'nde, PKK, DHKP-C ve diğer terör örgütlerinin eylemlerini meşru göstermeye çalışan, öğrenci kimliğine bürünmüş terör sempatizanlarını, "masum, iyi çocuklar, bir akademisyenin egosunun mağduru" gibi yansıtmak, akıllı, vicdanlı ve hukuka inanan vatandaşlarımız için kabulü mümkün olmayan iddialardır ve hakikatle alâkası yoktur.

 

          "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlaması ile haklarında soruşturma başlatılan ve hâli hazırda soruşturmaları devam eden şüpheli öğrencilerin savunmasını Efkan BOLAÇ gibi birinin üstlenmesi ise acı gerçeği gözler önüne sermektedir! Bu avukat, aynı zamanda yaptığı hayal ürünü açıklamalarla Türk halkını irade ve tefekkür gücünden yoksun sayıp onlara hakaret etmektedir. Bununla birlikte tüm Türk Emniyet Teşkilâtı'nı, devlet otoritesini ve Esra KESKİNKILIÇ'ı da zan altında bırakmaktadır. BOLAÇ, yazdığı masallarla hem şöhret olma hem de "sözde" masum öğrencilere karşı halkta merhamet uyandırma telaşı içindedir.Herkesin malumudur ki terör operasyonları emek ve süreç isteyen aşamalardan geçtikten sonra yapılır. Bir akademisyenin isteği doğrultusunda, bu operasyonların yapıldığını iddia etmek, komikten öte saçmadır.

          Terör suçundan gözaltına alınan gençler "fakülte içerisinde merhum Savcı Selim KİRAZ'ın katillerini, yani DHKP-C üyesi olduğu tescillenmiş teröristleri anmak, dağda ölen teröristlerin reklamını yapmak, … Kobani gibi Türk kamuoyunda gündem yaratan olayları terör örgütlerinin propaganda malzemesi olarak kullanmak vb. eylemler ile terörü özendirici hâle getirmek, PKK, DHKP-C üye ve sempatizanı olmak, kendileriyle birlikte hareket etmeyen öğrenci ve öğretim görevlilerini korku, tehdit ve karalama kampanyası ile sindirmek" suçlamaları ile soruşturmaya muhatap olmuşlar ve 5271 Sayılı CMK'nun 100. ve devam eden maddelerinde tutuklama koruma tedbiri için aranan tüm şartları taşıdıkları için tutuklanmışlardır.

          Bilindiği üzere, Mimar Sinan Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde okuyan Leyla DOĞAN adlı öğrencinin, son sınıfta, okulu bırakarak PKK'ya katılması ve dağda ölmesi, ardından bu üniversite içinde haftalarca bir kahraman gibi anılması da basında yer almış elim hadiselerden biridir.

          Hâl bu iken öğrencilerin adliyeye gönderildikleri gün bazı hocaların derslerini terk ederek bu öğrencilere destek vermek üzere adliyeye koşması oldukça düşündürücüdür. Esra Keskinkılıç kendisini bilime ve öğrenci yetiştirmeye adamış akademisyenlerimizden biri olup maalesef terör yuvası haline gelmiş bir üniversitede tek başına mücadele etmek zorunda kalmıştır. Söz konusu üniversite içinde yaşanan utanç verici terör faaliyetlerine destek vermediği ve dik duruşunu bozmadığı için hem fakülte ve üniversite idaresi hem de meslektaşları tarafından mobbing ve ötekileştirme gösterileriyle karşı karşıyadır. Biz hocamız Esra Keskinkılıç'ın yanındayız ve ona yapılan bu haksızlıkları kınıyoruz!

          Ege Üniversitesi'nde Fırat Çakıroğlu'nun maruz kaldığı korkunç linç  hadisesinin Mimar Sinan Üniversitesinde yaşanmaması, öğrencilerin öğrenim özgürlüklerinin engellenmemesi, öğretim üyelerinin terör örgütlerinin tehdidine   maruz kalmaması için gerekli tedbirlerin ivedilikle fakülte dekanı, üniversite rektörü ve YÖK başkanı tarafından alınması gerekmektedir. Yoksa vebalden hiçbiriniz kurtulamazsınız.

         

Yazarın Diğer Yazıları