Mısır’ı anlamak

İki yıl içerisinde Mısır ile ilgili bu üçüncü yazımız, tam bir yıl önce Mursi’nin başkan seçilmesiyle ilgili yazımızı şu şekilde bitirmişiz: Mısır ordusu kendisini ülkenin ve çağdaş rejimin garantisi olarak görmektedir. Birinci önceliği demokrasi değildir. Ülkenin bütünlüğü ve laik bir rejimdir. Çağdaş Mısır elit’i ve ideolojik olmayan dindar Mısırlılar da silahlı kuvvetleri desteklemektedir. Askeri rejim isteseydi eğer hile yaparak kendi adaylarını kazandırabilirlerdi. Müslüman Kardeşler’e başkanlık yolunu bilinçli bir şekilde açmışlardır.
Mısır’ın ulusal ve uluslararası kimliğine ve çağdaş kazanımlarına helal getirmeden İslamcıların bir müddet iktidarda kalmalarına ses çıkartmayacaklardır.
Evet bir yıl önce öngördüğümüz süre dolmuş gözükmektedir. Peki niçin doldu? Çünkü Müslüman Kardeşler örgütü haddini ve iktidarın yetkilerini aştı. Olmayan yetkiler kullanmaya başladı. Kurulu nizam ve mevcut kanunları yönettiği ülkenin değil de kafirler tarafından kurulmuş ve mutlaka ortadan kaldırılması gereken düzen olarak gördü. Devlet kademesinin her yerine kendi militanlarını yerleştirdi. Kendilerini sürekli iktidarda tutacak düzenlemeler ve tedbirler aldı, laik kesimi ve ülkede on milyon civarında olan Hıristiyan Mısırlılar yokmuş gibi davrandı. İnsanların günlük hayatlarını düzenleyecek kadar ileri gittiler. Başta Suudi Arabistan olmak üzere birçok bölge ve bölge dışı ülke ve rejimleri rahatsız edecek dış politika takip etmeye başladılar. Hem Müslüman Kardeşler grubu içinde, hem de diğer İslamcı gruplar arasında, iktidar ve maddi paylaşım sorunları yaşanmaya başladı.
ABD, batı ve elitler Mursi iktidarına bir ihtar yapmak istediler. Siyasi İslamcılar, Filistin’de kalıcı anlaşma yapmak için İsrail’e muhtaçtır. Zaten bunlara iktidar yolunu ABD-İsrail ikilisi açmıştır. Dolaysıyla bir müddet sonra iktidara tek başlarına veya ortak olarak tekrar döneceklerdir. Ama içten ve dıştan gelen mesajı iyi almışlarsa.
Askerler geçici cumhurbaşkanı olarak, Hıristiyan olan Anayasa Mahkemesi başkanı Adli Mansur’u atadılar, bu atamada ilgili taraflara siyasi, hukuki ve sosyolojik mesajlar vardır.
Suudi Arabistan, ABD ve batılı ülkeler, yeni yönetimi hemen tanıyarak tavırlarını ortaya koymuşlardır. AKP yönetimi rasyonel olmayan, ideolojik bir davranışla devrik Mursi’ye destek vermiştir. Libya ve Suriye’de yaptığı hatayı tekrarlamaktadır. İdeolojik körlük mantığını bir kez daha Türk milletine ödetmektedirler. Türkiye’de olduğu gibi, Mısır’da da İslamcıların oyu tek başlarına iktidar olmaya yetmemektedir.
Ayrıca daha önce yazdığımız gibi, Mısır’da halkın % 40’ı günlük 1 doların altında bir gelirle yaşamaktadır. 81 milyon nüfus ve 55 milyon seçmeni bulunmaktadır. Bu seçmenlerin %35’i yani yaklaşık 20 milyonu okuma yazma bilmemektedir. Bu yirmi milyon okuma yazma bilmeyen insanın seçtiği Müslüman Kardeşler’in adayı Muhammed Mursi aslında beklenenin çok altında aldığı %52’lik oyla başkan seçilmiştir.
Mısır’daki İslamcı veya dindar halkta bir ordu düşmanlığı yoktur. Küçük bir militan İslamcının dışında sokak gösterileri de olmaz, olsa da Nasır, Sedat ve Mübarek dönemlerinde yetişen, akademisyen, doktor, mühendis, avukat, sanayici, asker ve bürokratlardan oluşan, aydın kitlesi daha güçlüdür. Dolaysıyla arkaik İslamcı bir rejimi desteklemeleri söz konusu olmaz ve siyasi İslam’ın Mısır’da tutunması çok zordur.
AKP’nin içine düştüğü bugünkü durum aslında sonunu getirir ama Devlet Bahçeli’ye dua etsinler, eğer MHP ve Ülkü Ocakları, Gezi olayına destek verselerdi, AKP iktidarını sürdüremezdi. Zira, Türkiye’de ilginç bir şekilde MHP’ye oy vermeyen büyük bir yurt sever kesim MHP’nin olaylar karşısında aldığı tavırlardan etkilenerek davranışlarına ve düşüncelerine ona göre yön vermektedirler. Bu kesim Taksim olaylarına karışmamakta ve bu durum da AKP iktidarını rahatlatmaktadır.
Mursi iktidarı, Mübarek rejimini yıkan 30 milyon göstericinin kendisini istediğini zannediyor, oysa ki her kesimden oluşan bu insanların Mübarek’in gitmesini istediği için gösteri yaptığını artık anlaması gerekir. Aynı gösteri Müslüman Kardeşler aleyhine de yapılmıştır. Bir yıllık iktidarını halk için değil de sürekli bir iktidar yolu açmak için kullanış ve kısa bir zamanda kendi sonunu getirmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları