Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

"Al gülüm ver gülüm..." Bu bir siyasi kriz değil!

Yerel seçim öncesi nereden çıktı bu Andımız krizi?

Türkiye'de siyasi gündem "rastlantılar" sonucu oluşmaz...

İktidarının ilk günlerinden bu yana AKP; hem gündemi belirleme hem de yönetme becerisi ile ön plana çıkıyor.

Danıştay'ın Andımız kararını AKP ve MHP'nin "seçim kaldıracı" olarak kullanacağını düşünüyorum.

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünkü sözlerini anımsayalım;

"Andımız geride bıraktığımızı sandığımız bir konuydu. 2013'te bunu çözmüştük. Danıştay yetki aşımı yaparak bu düzenlemeyi iptal etmiştir."

Cumhurbaşkanı ile çay toplayan, yargıyı tek bir kişiye bağlayan referandum kararını öven, jet atamalarla kızı Cumhurbaşkanlığı'nda daire başkanı yapılan Zerrin Güngör'ün Başkanlık yaptığı Danıştay; 5 yıl aradan sonra Andımız kararını tam da yerel seçimler öncesinde veriyor...

Danıştay'ın Andımızın okullarda yasaklanmasını kaldıran kararı doğrudur ve benim desteklediğim bir karardır. Ancak zamanlaması oldukça manidardır...

Çünkü bu karar Devlet Bahçeli'nin milliyetçilik üzerinden benzersiz salvolar yapmasına neden olurken aynı şekilde Erdoğan'a da Kürt kökenli yurttaşlarımıza yönelik yine eşsiz bir zeytin dalı uzatma fırsatı tanımıştır...

Dün yapılan bu salvoları hatırlayalım;

Erdoğan; "Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır, her etnik unsur kendi etnik unsuru ile iftihar edebilir. Sizin Türkçülük yapma hakkınız var ama benim Kürt vatandaşlarımın da Kürtçülük yapma hakkı doğar..."

Danıştay'ın kararı, Erdoğan'ın uzun süre sonra; "benim Kürt vatandaşlarım" cümlesini kurmasına neden oldu...

 Aynı Danıştay kararı, MHP liderinin de giderek altı boşalan partisinin İYİ Parti'ye kayan tabanına "biz olduğumuz yerde duruyoruz" mesajı vermesine fırsat tanıdı...

Dün Devlet Bahçeli de şunları söyledi; "Türk'üm demek ayıp mıdır? Doğruyum demek yanlış mıdır? Bize kırmızı çizgi hatırlatması yapan gafiller unutmasınlar ki, MHP'nin kırmızı çizgisi Türklüktür. Ne faşist, ne kafatasçıyız. Türk olmanın bedeli varsa can feda olsun..."

Peki bunun neresi kriz?

Alan memnun satan memnun...

Bu "krizden" erken seçim çıkarmak, "ittifak dağılıyor" sonucuna varmak mümkün değildir.

*

Önümüzde yerel seçimler var... AKP, Andımız üzerinden yürüttüğü kampanya ile Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki oylara talip...

Yerel seçimlerde AKP-HDP ittifakı; ABD ve AB'nin desteğini anında alabilecek bir hamle olur... Belki açıkça olmasa da örtülü bir ittifakı tercih edebilirler.

Erdoğan'ın bu yeni ittifakı, partisinin tabanına anlatması ise hiç de zor olmaz. Hem parti tabanı, hem örgüt hem de yandaş basın, ani dönüşler konusunda ustalık derecesi sahibi...

Erdoğan gibi düşünmek onlara yetiyor... Damat Albayrak söylemedi mi; "Erdoğan, Ay'a dört şeritli yol yapacağız dese, inanacak seçmen var" diye!

*

MHP, yerel seçimlerde ittifak olmayacağını açıkladı... Ancak büyük ortaklık, yani Cumhur İttifakı, yani bir anlamda hükümet ortaklığı sürüyor!

MHP, hükümet ortağı olmanın gücü ile, andımız kararının yeniden ön plana çıkardığı Türklük ve milliyetçilik dalgasının üzerinde sörf yapmayı deneyecek. Böylece İYİ Parti'ye kayan tabanını iktidar olmanın cazibesi ile ikna etmeye çalışacak.

*

ABD'nin bölgemizi şekillendirirken kullandığı "yaratıcı yıkım" kavramı sözde siyasi krize de uyuyor...

Eğer AKP-MHP ittifakının dağılması AKP'nin büyümesi ve güçlenmesine neden olacaksa bir an bile düşünmezler...

Sayın Bahçeli kusura bakmasın, geride bıraktığı izler; bağımsız hareket etme, bağımsız karar alma süreçlerinin MHP'de işlemediği sonucuna bizleri inandırmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları