Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Agah Oktay GÜNER

Agah Oktay GÜNER

Bu zulüm bitsin

               17 gün sonra AKP iktidarının milletin iradesiyle bittiğini hep beraber göreceğiz. Bu sadece siyasi bir değişim değil, kültür ve eğitim hayatımızda, çevremizde topyekûn karanlığın yerini aydınlığın alacağı güzel günlerin başlangıcı olacaktır. Bu dönemde ülkemizin bütün cennet köşeleri ekolojik bir yıkımı yaşamıştır. 5 Haziran Dünya Çevre Günü sebebiyle Çevre Mühendisleri Odası; İstanbul Çevre durum raporunu açıkladı: "İstanbul ekolojik yıkımın merkezi ve katil projelerin odağı haline getirildi. Bu raporda yürek yakan tespitlerden birisi de tatlı su kaynaklarımızın %79'unun kirli olduğudur."

                AKP iktidarı 15 yılda sadece ekolojik yıkım mı yaptı? Kalkınmanın yolunun eğitimden geçtiğini anlamayan, anlamak istemeyen kadrolarla ilk, orta, lise gençliği perişan edildi. Üniversiteler memur kimliğine indirilmiş rektörler ve dekanlar eliyle her türlü ilim ışığını kaybetti. Artık dünya çapında ilk 500'e giren üniversitemiz yok... Sporun her dalında başarılı olan vatan çocukları uluslararası yarışmalarda dil, edebiyat ve matematik konularında sadece sonuncu olabildiler.

                Dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz diye gençler üzerinde kurulan AKP baskısı 3 yaşında başlıyor. Halbuki Türkiye seven, sayan, çalışkan gençlere muhtaç. Bu gençler teknik eğitim almalı ve marka yaratacak bir ufukla yetiştirilmeli.

                Sadece eğitimdeki korkunç yanlışlar ve bir milyon imam hatipli yetiştireceğiz diye katledilen fırsatlar değil, sanat hayatımız da temelden dinamitlenmiştir. Devlet Tiyatrolarının, Devlet Opera ve Balesi'nin, Devlet korolarının seviyeli çalışmaları bir kenara itilmiş, Devlet kanallarında Türk müziğinin katili arabesk müzik öne çıkarılmıştır. Musikiyi icra edenler, saz sanatçıları "berberlere düşmanız!" derneğinin topyekûn üyeleridir.

Yalancı ekonomik cennet

                Bu kör dövüşü içinde AKP'li kadınlarda da, ciddi bir biçimde partizanlıktan uzaklaşma gayretleri görülüyor. AKP'ye oy veren kadınların artan hayat pahalılığı sebebiyle hızla AKP'den uzaklaştığını gösteren araştırmalar yayınlanıyor. Ekonomi bozulunca AKP seçmen kaybediyor. 2017 yılı rakamlarına baktığımızda hane halkları toplam 540 milyar TL borçlu durumda. Bu borcun %35-40'lık dilimi konut alanında edinilmiş borçlar. Çok küçük bir oranı da (%5'e varamıyor) otomobil alımı için yapılmış borçlar. Geri kalanının tamamı bireysel krediler ve bireysel finansmanlardan meydana geliyor. Bunlar kullanılarak bir parasal bolluk yaratılıyor ve bu durum seçmene refah içindeyiz! propagandasıyla sunuluyor. İşte bu noktada AKP'ye oy veren vatandaşlar yalancı ekonomik cennetten öylesine memnun ki "AKP iktidarı sona erse ne olur?" sorusuna "Eldeki bir kuş, daldaki iki kuştan daha hayırlıdır" cevabını veriyor. Aslında sırtındaki borç yükünü gerçekçi bir biçimde görmemekten kaynaklanan aldatıcı bir şartlanmayı yaşıyor. Son araştırmalar yeni 2 tip AKP'li seçmen kitlesinin şekillendiğini gösteriyor. Bunlardan biri AKP'li erkekler, diğeri de AKP'li kadınlar. AKP'li erkeklerin yerinde kaldığını görüyoruz. AKP'li kadınlar ise partilerinden uzaklaşıyor. Uzaklaşma sebeplerinin başında "hayat pahalılığı" geliyor. Aynı durum AKP'li seçmen gençlerde de partiden uzaklaşma şeklinde görülüyor. Halkın hoşuna gitmek için açılmış olan niteliksiz üniversitelerden mezun olan gençler, ciddi anlamda beyaz yakalı işsizler ordusunu büyüttü. Asgari ücretle iş bulabilmek için torpil arayan gençler bedbaht, karamsar ve ümitsiz kalabalıklar haline geliyor. Ömürlerinin en güzel çağında üniversite mezunu olarak yapmak istediği hiç bir şeyi yapamayan bu gençler de AKP'den ciddi bir kopuş içindeler.

Betona gömülen paralar

                Bizim insanımızda köklü bir adalet duygusu ve arayışı vardır. Seçim döneminde TRT'nin Erdoğan'a 68 saat, İnce'ye 6 saat yer vermesi kör olmamış bütün vicdanları isyan ettirdi. Uluslararası Şeffaflık Derneği: Erdoğan'a 105 dakika, Demirtaş'a 3 saniye yer verildiği tespitine ulaştı. Bütün bunlar 1876'dan beri Anayasa ve hukukun üstünlüğü içinde yaşamak isteyen Türkiye'de bir karabasan gibi toplumu eziyor, elem veriyor. Türkiye'nin 2003-2017 yıllarında AKP eliyle 2 trilyon 94 milyar dolar harcadığını görüyoruz. 1923 ile 2002 yılı arasında harcanan toplam para ise 713 milyon dolar. Bu büyük harcamalarla fabrikalar kurulmadığını yeni limanlar açılmadığını, paranın betona gittiğini, şehirlerin yaşanmaz hale geldiğini söyleyen muhalefet haklıdır.

Erdoğan seçilirse ekonomik kriz ve durgunluk kaçınılmaz olacaktır. Aziz yurttaşlarımız  oy kullanırken bu felaket zincirini kırmalıdır. Türkiye ve Türk insanı bu yönetimle daha fazla zulme uğramamalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları