Emek çalmak yasal olabilir mi?

Gündem çok yoğun, konuşulacak çok konu var. Seçim öncesi vaatler havada uçuşurken, tamamen zafere yönelik mesajlarla liderler meydanlara çıktı. Peki, biz ne duymak istiyoruz? Duymak istediklerimiz bir köşede de durabilir, bu arada neler oluyor?

Geçtiğimiz hafta kamuoyunda "Telif Hakları Yasası" olarak da bilinen, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Bu tasarı kanunlaşır mı bilmem ama bu durumunda bir hayli sıkıntılar mevcut. İlk sesler sinema emekçilerinden geldi. Meclise gelen yasa tasarısında sanatçılar teliflerini 5 yıl alamayacağı yazıyor. Tasarıya göre telif ödememek yasal olacak gibi gözüküyor! Telif, hukuken hemen doğan bir haktır. Hak edilen bir şeyin süreye tabi tutulması da neyin nesi? Müzisyenler telifini hemen hak ederken; eser sahipleri ve oyuncular hakkında neden ayrı bir düzenleme yapılmak isteniyor ki? Anlamak mümkün değil.

Ayrıca aynı tasarıda şu madde bulunuyor; "Fikir, yöntem, teori, matematiksel kavram, günlük haber ve olay gibi eser niteliğini haiz olmayan unsurlar, bu kanun kapsamında korunmayacak." Yani, düşünce kanun kapsamından çıkarılıyor mu? Kanunun isminde "fikir" kelimesi geçerken nasıl olur da görmezden gelip, üstünü çizebilirsiniz?

Bu kadar yıl bekledikten sonra çıkan telif yasasından çok da anlamamakla birlikte, sunulduğu zamanda anlam arayarak, tasarının kesinlikle kanunlaşmaması gerektiğine inanıyorum. Sanatı, sanatçıyı ayrımcılığa iten ve nitelikli sanat oluşturmanın mümkün olmayacağı bu tasarının tekrar incelenmesi gerekir. Sanat bir emektir ve her emek kıymetlidir.

***

Opera sanatçıları ve İstanbul Opera Orkestrası&Korosu, 2010 yılında UNESCO tarafından 'Yaşayan İnsan Hazinesi' seçilen Neşet Ertaş'ın en sevilen eserlerini senfonik bir konserle yorumlayacak. Orta Anadolu bozkırlarının bin yıllık hüznünü bağlaması ve duygulu sesiyle türkülerinde anlatan büyük ozanın anılacağı konser, 18 Mayıs'ta İş Sanat'ta... Aklınızda bulunsun...

***

Hafta sonu harika bir sergi gezdim. "İstanbul'da Deniz Sefası: Deniz Hamamından Plaja Nostalji" adlı sergi, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü öncülüğünde İstanbul kent tarihinin sosyokültürel yapısına ışık tutan plaj kavramını ele alıyor. Muhteşem koleksiyonlar var. En sevdiğim koleksiyon parçası ise 1935 yılına ait, Florya Plajı'nda, Atatürk'ün Kılıç Ali ve Salih Bozok ile olan fotoğrafı. Her şey bir zamanlar ne kadar da güzelmiş! Sergi, 26 Ağustos tarihine kadar açık. Cuma günleri hem uzun hem de ücretsiz. Mutlaka gezin derim.

 

Yazarın Diğer Yazıları