Erdoğan neden Kilis'e gitmiyor?

MHP'nin genel başkan adaylarından üçü, Kilis'e roketler atılırken bu ili ziyaret etti. Önce Meral Akşener, sonra Ümit Özdağ, son olarak da Sinan Oğan Kilis'e gitti.

Sinan Oğan, "Kilis, sesini duyurmak için gazetelere ilan verdi. Biz de elbette Kilis'in bu haykırışına sessiz kalamazdık. Bütün siyasetçilere buradan çağrıda bulunuyorum: Bu bir millî meseledir. El ele vererek buraya gelin, dosta da düşmana da Türkiye'nin birlik ve beraberliğini gösterelim" dedi.

Meral Akşener, 6 Nisan'da Kilis'te bir çay bahçesinde konuşmuş ve "Allah nasip eder kongremizi yapar genel başkan seçilirsem, seçildiğim günden itibaren hemen bir hafta 10 gün sonra Şırnak'a, Hakkâri'ye, Van'a, Bitlis'e, Bingöl'e, Diyarbakır'a gideceğiz. Muş'a gideceğiz, Şanlıurfa'ya gideceğiz" demişti.

Ümit Özdağ, 2 Mayıs'ta, Kilis'te "Şam'da Cuma namazı kılmaya niyetlendiler ama gelinen noktada Kilis'te camiler Cuma namazına kapatıldı" demişti. Bu konuşmayı ibadete kapalı bir caminin önünde yapan Özdağ, Meclis'teki basın toplantısında da Kilisli gazetecileri konuşturmuştu.

İktidar partisi ise Kilis'e bir yetkili bile gönderemiyor!

Sahi Tayyip Erdoğan Kilis'e neden gitmiyor?

 

 

*

 

Avrupa'nın terör tanımı!

Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu'nun "Vize serbestisi için Türkiye'nin terörle mücadele yasasını AB'ye uyumlu hale getirmesi gerekir" açıklamasına tepki göstererek "Şu anda Avrupa Birliği vize için terörle mücadele yasasını değiştireceksiniz diyor. Siz Avrupa Parlamentosu yanında çadır kuran teröristlere müsaade ediyorsunuz. Bu zihniyetinizi neden değiştirmiyorsunuz?" diye sordu.

Erdoğan, "Biz yolumuza gidiyoruz sen yoluna git kiminle anlaşabiliyorsan anlaş" da dedi.

Avrupa Birliği, terör örgütleri listesinde gösterdiği PKK'ya Avrupa Parlamentosu yanında çadır kurmaları için izin vererek kendi koyduğu kuralları çiğniyor.

Türkiye ile bu konuda bir anlaşmazlık noktası da PYD örgütü... Türkiye önce görüşmeler yaptığı PYD'yi sonradan terör örgütü ilan etti. Avrupa ise PYD'ye temsilcilik açma izni veriyor.

***

AB Komisyonu, organize suçlar ve terörle mücadele yasasının Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı ve Avrupa ülkelerindeki uygulamalar dikkate alınarak gözden geçirilmesini istiyor!

Bu durumda, Türkiye'nin de PKK'ya Meclis binası yanında çadır kurma izni vermesi mi gerekiyor?

Komisyon ayrıca "terör" tanımını çok geniş buluyor ve daraltılmasını talep ediyor.

Bir süre önce Tayyip Erdoğan, terörist tanımının terörü destekleyen milletvekili, gazeteci ve akademisyenleri de kapsamasını istemiş ve "Elinde silahı, bombası olan teröristle, konumunu, kalemini, unvanını, amacına ulaşabilmesi için teröristin emrine verenin de hiçbir farkı yoktur" demişti.

***

Aslında Avrupa Birliği de terörle mücadele kapsamını genişletmeye karar verdi. Avrupa Birliği Adalet ve İçişleri Bakanları Toplantısı'nda birliğin yeni terörle mücadele stratejisi belirlendi. Hazırlanan "Terörle Mücadele Yönergesi"nde, "terör amaçlı seyahat etmek, bu tür seyahatleri organize etmek veya seyahatlere silah, patlayıcı veya finansman sağlamak, terör amaçlı eğitim almak ve terör saldırıları veya terör örgütleri için kullanılmak üzere finansman desteği vermek" gibi suçların yasalaşması kararlaştırıldı.

Yine Avrupa Konseyi'nin hazırladığı "Terörle Mücadelede Ortak Tutum" belgesinde, "terörist eylemde bulunan kişi, grup ve tüzel kişilik" tanımı yapılırken örgütlerin eylem yapmasını kolaylaştıran, bu örgütler adına iş yapan, örgütlerden talimat alanlar ve finans sağlayanlar da terörist tanımı içine alındı.

Avrupa Birliği'nin kendi belgelerinde terör ve terörist tanımını genişletirken, Türkiye'den tanımın kapsamının daraltılmasını istemesi, tam anlamıyla çifte standart oluyor!

Yazarın Diğer Yazıları