GENÇLİĞE MİRAS VE TÜRK ORDUSU

19 Mayıs 1919 ; Türk tarihi, Türk varlığı, Türk Vatan'ı yönünden, tarihlere sığmaz ölçekte son derece önemli, önemli olduğu kadar var veya yok olma'nın nirengi noktasıdır…

Türk'lüğün gerçek göç öyküsüyle Anadolu'ya, büyük göçlerle yerleşimler  sonucunda oluşan Türk hakimiyetiyle, Konya merkezli kurulan büyük "Selçuklu Devleti", kısa asırlar içinde kalıcı varlığı yanın da , bu cennet yöre de medeniyet ve Türk özgürlük sevda ve anlayışıyla, son Vatan toprağı olarak, ilim ve irfanını daha da geliştirerek, tüm çevreye kendisini kabul ettirmiştir…

Zaman için de asırlarda olsa, çok çabuk geçiyor. Büyük Selçuklu Devleti, ilim, irfan ve o asırda ki şartlar gereği, Türk varlığını çevreye ve tüm dünya'ya kabul ettirip, evre içinde ki süresini tamamladıktan sonra aynı topraklar da, Türk kökenli küçük fakat birçok Devlet  varlığı niteliğin de beylikler, geride yine de TÜRK VARLIĞINI sürdürüyordu...

Bunlardan birisi de, Türk kültür ve soy varlığına dayalı en saygın beyliklerden birisi de "Karaman Beyliği" idi… Karaman beyliğinin, özellikle özünden kaynaklanan Türk lisanı hakkında ki temel kültür anlayışı, asırlarca Anadolu'ya hakim kılınarak Cumhuriyet Türkiye'sinin kuruluşuyla Ulu Önder Mustafa Kemal'in de, bu temelden kaynaklanarak devrimin en yücesi, Türk varlığının sonsuza dek bu milli hazinesini baş köşeye alarak, ÖZ TÜRK DİLİ'YLE devrimlere başlaması, ATATÜRK varlığının hazineler değerinde ki en sonsuz ve tereddütsüz tercihinde ki tartışmasız isabetleridir...
                                                                            *

Mustafa Kemal Paşa'nın, 19 Mayıs 1919 da Türk Vatanı ve Türk Milleti'nin işgaller- den kurtuluş ve Milli varlığını tekrar şahlandırma, Vatan'ı ve Milletini kurtarma amacıyla Samsun'a ayak bastığı andan itibaren, her hareket her davranımın da en hassasiyet gösterdiği konuların başın da "TÜRK'LÜK " özünde ki cevheri öne çıkararak, TÜRK'LÜĞÜN tüm özelliklerini, ırkçılığa sapmadan öne çıkarma isabeti olmuştur. Bunların başında da, elbet de kökü tarihe ve derinliklere dayalı TÜRK lisanı geliyordu…

Bu konularda ki tüm yazılarımız da ısrarla üzerin de durduğumuz üzere, işte 19 Mayıs 1919 da Samsun'a ayak basışlarından itibaren, Türk Milleti'nin içine girerek, halkını kısa süre de bu dava etrafında önce moralleri yükseltip, Anadolu da  dağınık yöreler de bulunan askeri birlikleri de yine kısa süreler içinde kesinlikle kendi komuta dirlik ve birliğin de toparlayarak, MİLLİ KURTULUŞ SAVAŞIYLA Vatan'ı kurtarmaya baş koymasıyla atılan adımların, dört yıl süren MİLLİ MÜCADELE'NİN her yönüyle zafer'e ulaşması, TÜRK MİLLİ BİRLİĞİYLE yepyeni Türk Devleti ve Cumhuriyet'inin kurularak, medeni alem de yerini alarak kendisini kabul ettirmesi, tüm zor koşullara karşın kökteki TÜRK birlik ve inancının da tereddütsüz bir zaferidir… Bu zaferin önder ve bilinçli mucidi Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk tarihi ve dünya'nın hayranlıkla izlediği ULU ÖNDER sıfatını da, hak ederek tarihe altın harflerle bu muhteşem zaferlerle geçmişlerdir…

                                                                               *

Mustafa Kemal Paşa, dava arkadaşları ve generalleriyle, Türk Milleti'nin özünden ve içinden fışkıran yılmaz ve yenilmez TÜRK ORDUSU , bu sağlam ve tarihten gelen özgürlük ve Devlet anlayışıyla Türkiye Cumhuriyet Devletini kurarken, ATATÜRK, başlangıçtan beri Ankara da kurduğu TBM Meclisiyle, tüm kudret ve kudretini halktan aldığını da medeni alemin adeta  beynine çakarak yerleştirmiştir…

Kadrosu ve inançlı dava arkadaş ve yakınlarıyla CUMHURİYETİ kurarken, DEVRİMLERİ yaparken, bu muhteşem MİRAS'I aziz TÜRK GENÇLİĞİNE MİRAS olarak bırakması, tarihin belki de en büyük  bilinçli olay tercihidir…

Bu muhteşem Miras'ın koruyucu ve kollayıcısı TÜRK GENÇLİĞİNE güvenerek emanet ederken,  Türk Milleti'nin özünden çıkan kahraman Türk Ordusu da, kudret ve kuvvetiyle çağının gelişen tüm teknolojik gelişimine de sahip  olarak Ülke'nin yenilmez gücüdür…

                                                                                   *

Tarihinden gelen ve genlerin de bulunan Türk ÖZGÜRLÜK ve HÜRRİYET anlayışı, her zorluk da Ulusu, özünden ve yaratılış evresinden itibaren bu özellikleri ASKERLİK aşkını ruhuna yerleştirmiş bir MİLLET olmanın bilinciyle, TÜRK ORDUSU ATA'SINA  daima layık olmanın onurunu, gerektiğin de, hem dosta ve hem de düşmana göstermiş, her yönüyle muhteşem bir ORDU bütünlüğümüz pekişmiştir. Bu varlığın elbet de temeli, AZİZ TÜRK ULUSU'NUN doğasından fışkıran varlığının bir sonucudur…

Bu bütünlüğün eseri olan Türk varlığı, çağımızda ki tüm demokratik kurallar yanın da, sağlam temelli olduğuna kesinlikle inandığımız TÜRK ORDUSU'NA da gösterilecek hassasiyet ve özen, VARLIĞIMIZIN TEMİNATI OLARAK da MİLLETİMİZİN DAİMA GÜVENÇ VE GURURUDUR… Bu ocak, VATAN ve BAYRAĞIMIZIN şerefi, MİLLETİN  de kesin ÖZÜ'dür…

Hiçbir zaman unutulmasın ki, ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜMÜZ ve nice kahraman göz bebeğimiz de bu temel ocaktan ilim ve irfanını alarak çıkmışlardır…

Bir 19 Mayıs daha kutlanırken, başlangıçtan itibaren canını seve seve Vatan için feda eden yiğit ve kahramanlarımızı ve aziz Vatan'ın kurtuluşuna emek  veren tüm insanlarımızı bu vesileyle bir daha saygı, rahmet  ve dualarımızla anmaktayız…

ULU ÖNDER'İN, VATAN ve MİLLETİN mirasçısı  olarak gördüğü YÜCE TÜRK GENÇLİĞİNE, bizler de inanmakta ve güvenmekteyiz… Yeter ki onlara, İlim ve irfan sunulur, teknolojik ve çağdaş eğitimler verilirken, bu VATAN'ın onlara emanet bırakıldığı ülküsü gerçeğin den , uzaklarda durulmasın…

Yazarın Diğer Yazıları