Haritada kırmızı alarm veren ülke…

Paramızın, ocak ayından bu yana ABD doları karşısındaki değer kaybı yüzde 60'ı buldu. Kaybın suçunu "dış güçlere" atıyoruz, ancak sağlıklı işleyen bir ekonomiye dış güçler bunu yapabilir miydi?

Kırılgan Ekonomi

Sorunun cevabını Uluslararası Finans Enstitüsü'nün ocak ayında hazırladığı harita veriyor…

Uluslararası Finans Enstitüsü, ocak ayında, 'gelişen ülkeler'in özellikle dışarıdan kaynaklı sorunları ve piyasaların desteklemediği politikalarının ortaya çıkarabileceği kırılganlıkları kıyaslayan bir sıcaklık haritası oluşturdu. Harita bu özelliği ile ABD Merkez Bankası faiz artışlarının veya risk algısındaki artışın ülkelere etkisini göstermesi açısından önem arz ediyor. Haritada gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerindeki en hassas noktalar kırmızı, en az kırılgan noktalar ise yeşil renkte gösteriliyor.

Değerlendirmede ülkelerin kırılganlıkları üç ana başlıkta ele alınıyor: 1. Dış finansmana bağımlılık, 2. Yerel reel ve finans sektörlerindeki kırılganlıklar, 3. Uygulanan politikaların kredibilitesi ve siyasi istikrar.

Peki, bu haritanın ortaya koyduğu tablo, Türkiye için ne diyor?

Türkiye, üç ana başlık altında yer alan 20 göstergeden 8'inde kırmızı alarm veriyor ve en kırılgan ülke olarak zirvede bulunuyor!

Özellikle 'dış finansmana bağımlılık' kategorisinde diğer ülkelerle kıyası, ciddi bir sorun olduğunu ortaya koyuyor. 'Cari açık', 'cari açık- net doğrudan yabancı yatırımların GSYH'ye oranı' ve 'döviz rezervlerinin kısa vadeli yükümlülükleri karşılama oranı' da kırmızı renkle gösterilen göstergeler.

'Finans dışı kurumsal borçların GSYH'ye oranı', 'özel sektörde reel kredi büyümesi oranı' ve 'reel faiz oranları' da yine en büyük kırılganlık göstergeleri olarak ortaya konuyor.

Tabloda Türkiye'yi zirvede yalnız bırakmayan ülke Ukrayna, son zamanlarda ekonomimizin en çok kıyaslandığı Arjantin ise 7 alarm bölgesi ile hemen arkamızda.

(Merak edenler için belirteyim; haritanın ortaya koyduğu tabloya göre, en rahat ülkeler olan Güney Kore ve Polonya, en kırılgan alan olarak yalnızca 1 göstergeye sahipler.)

Harita, özetle, Türk ekonomisinin bugünkü durumunun sürpriz olmadığını, Türk Lirası'ndaki değer kaybının kaçınılmaz olduğunu göstermiş…

Dışa bağımlılıkta dünyanın zirvesine yerleştiğimizi dosta düşmana duyurmuş…

Nasıl olacak?

Peki, kur artışının fiyat düzeylerine etkisi, Türkiye gibi ihracatın ithalatı yalnızca yüzde 67 oranında karşılayabildiği (2017 verileri üzerinden veriyorum bu oranı) bir ülkede, nasıl olacak?

Tüm gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi, kur ve enflasyon ilişkisi Türkiye için büyük öneme sahip. 'Dış finansmana bağımlılık', maliyet kaynaklı enflasyon üzerinde artışa neden olmaya devam edeceğini gösteriyor. Malum, dövizin Türk Lirası üzerinden değerinin artması, ithal edilen tüketim malları fiyatlarının yanı sıra, ithal girdi kullanılan üretim maliyetlerinde de artışa neden oluyor.

Hem cari açığın finansmanı hem de özel sektörün borçları için Türkiye'nin önümüzdeki dönemde büyük ölçüde döviz kredisine ihtiyacı var.

Aksi halde yeni iflaslar ve bu gelişmelere paralel olarak da artan işsizlik miktarı kaçınılmaz olacak. Bu yazıyı yazdığım dün öğlen saatlerinde, Yeniçağ Gazetesi'nin mobil uygulamasından, ünlü Türk bir ayakkabı firmasının konkordato talebinde bulunduğu bildirimi geldi telefonuma…

Yerli malına en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde hiç iyi haberler değil bunlar…

Sehven… Geçtiğimiz Salı günkü yazımda TBMM'nin açılış yılını sehven 1920 yerine 1923 olarak yazmışım. Yanlıştan dolayı özür dilerim…

Yazarın Diğer Yazıları