Her şey bir tık uğruna

Internet belki de yüzyılımızın en büyük icadı.

2 binli yıllarda kimin tarafından söylenildiğini şu an hatırlamıyorum ama çok güzel bir söz vardı; Bir gün kıyamet internetten kopacak. Aslında kıyametin alametlerini çok net bir şekilde görüyoruz.

İnternet üzerinden, kararan hayatlar, kaybedilen servetler veya kazanılan büyük paralar.

Bunların hepsi internet üzerinden oluyor.

Güçlü ve teknolojiye hâkim ülkenin savaşması gerekiyorsa, bomba atmasına hiç gerek yok.

Karşı ülkenin internet omurgasına zarar vermesi dünya savaşından çıkmış bir hale dönüşmesine neden olacaktır.

Tabii bu azgelişmiş ve internetin olmadığı ülkeler için değil, Türkiye gibi artık bütün altyapısını internete yüklemiş ülkeler için geçerli.

Düşünün maaşınız elinize geçmiyor. Her şeyi internet üzerinden bütün ödemelerinizi internet üzerinden yapıyorsunuz. Alışverişlerinizi internet üzerinden yapıyorsunuz, verginizi internet üzerinden ödüyorsunuz.

Sistemin bir anda koptuğunu, günlerce aylarca gelmediğini düşünün. Ne yaparız o zaman?

Bankadan para bile çekemezsiniz büyük bir kaos oluşur.

Banka, size paranızı da internet üzerinden doğrulama ile ödeyecektir. Doğrulama yapamayacağı için para alamayacaksınız.

Daha yüzlerce, hayatımızı kolaylaştıran, olay internet üzerinden gerçekleşiyor.

Hatta işin bir komik yanı, eskiden adam kaçırma olayları olurdu. Şimdi internet üzerinden korsanlık başladı. Ceza kanununa göre, gasp en ağır suçtu. Şimdi, insanları fazla gasp yapmıyorlar ama uzaktan bilgisayarınıza girerek, bilgisayarınızı gasp ediyorlar. İçinde bütün değerli bilgileriniz fotoğraflarınız anılarınız ve döküm anlarınızın olduğu bilgisayarınıza bir şifre koyarak, sizden fidye istiyorlar.

Üstelik bunu isteyen adam, dünyanın herhangi bir yerinde teknik olarak bulunması imkânsız bir noktada. Yine fidyeyi de sanal ortamda ödüyorsunuz.

Bundan bir yıl önce Türkiye'nin en büyük hastanesinin bu korsanlara 150 bin dolar ödeme yaptığını duydum. Yapmayıp, ne yapabilirdi ki? Bütün sistemini ele geçirmiş hasta verileri ve sonuçları hepsi gidecekti.

Yeni dünya: Internet

Eskiden Amerika için fırsatlar ülkesi denilirdi. Gençler Amerika'ya gidip orada yeni bir başlangıç yeni bir hayat ve para için mücadele verirlerdi.

Artık Amerika'ya gitmiyorlar çünkü internette her yer Amerika, her yer, her köşe bir fırsat.

Bu fırsatlardan biri de youtube video kanalı.

Aklınıza gelebilecek her türlü bilgiyi bu video kanalında bulabiliyorsunuz.

Musluğunuz mu bozuldu youtube bakın. Ya da evinizin elektrik tesisatında bir sorun mu var, yine youtube bakın. Veya elinizde bir yara var ve bu yaranın tedavisine çözüm arıyorsunuz, youtube bakıyorsunuz?

Youtubede her türlü bilgi var ve bu bilgiyi yükleyen insanların tek bir amacı var: Bunun izlenmesi, yani tık. Bu kişiler kendilerine youtuber diyorlar. Herkesin hayali çok izlenen bir youtuber olup, büyük paralar kazanmak. Dünyada bu işten ayda milyon dolar kazanan kişiler var.

Saçma sapan şakalar yapan ve gereksiz bilgileri insanlara sunan, yaşadıklarını anlatan, dans eden, şarkı söyleyen insanlar.

Youtube bu insanlara reklamlardan pay veriyor. Bu işi Türkiye'de de yapanlar var. İşsiz gazetecilerden tutun da ev hanımlarına kadar youtube üzerinden kanal açıp para kazanmaya çalışan kişileri görüyoruz.

Evde turşu yapmayı tarif eden bir hanımın aylık kazancı 3 bin dolar civarı. Sadece tost nasıl yapılır bunu anlatan Gaziantepli bir ustanın aylık kazancı 10 bin doları geçiyor. Bu haberler duyuldukça yayıldıkça youtubeda yeni yeni kanallar açılmaya başladı.

6 yaşındaki çocuğunun evinde oyuncaklarla oynamasını düzenli olarak videoya çekip yayınlayan ailenin kazancı yüz bin lirayı geçiyor. Prenses olarak tanıtılan 6 yaşındaki kızın video izlenme sayısı, 3 milyar. Kazanılan parayı siz hesap edin.

Tabii ki bunlar çok izlendikçe reklam anlaşmaları yapıyorlar yani o video arasında ürün tanıtımı yaparak, şirketlerden de büyük paralar kazanabiliyorlar. Kontrolsüz bir şekilde youtube kanal işletmeciliği yaygınlaşıyor.

Tabii bu ahlaki çöküntüyü de beraberinde getiriyor.

Sırf izlenmek için ya da onların tabiriyle tık için akıl almaz o espriler ve akıl almaz bir şekilde roller oynanıyor.

On dokuz yaşındaki bir youtuberın, bol küfürlü ve hakaret dolu videolarının izlenme rakamı 3 milyon. Son bir yılda izlenme oranı ise 2,5 milyar. Bol küfürlü konuşmayla elde edilen 1 milyon liraya yakın bir para var ortada.

Daha çok izlenmek için bazı evli çiftler aldatma videoları hazırlıyorlar. Eşlerini şaka olarak aldatıyormuş gibi vido hazırlıyor ve milyonlarca izlenme kazanıyorlar.

Bir taraftan hayatı kolaylaştıran internet bir taraftan ahlaki çöküntü.

Sizce internet kıyametin alameti mi yoksa insanlığın gelişimi mi?

Yazarın Diğer Yazıları