Seçim süresindeki gerginlik ve stres çok şükür geride kaldı.  

Yoğun  iş temposunda  bazen güneşin nemin bunaltması, bazen de trafikte sağanak yağmurdan nasibimizi  alarak İstanbullular olarak haftayı tamamladık. 

Yağmurdan kaçarken doluya tutulanlar, araç sahipleri önlemleriyle, haberlere manşet olmaları hem güldürdü. Hem de günün konusu oldular.

Toplu taşıt ve sosyal yaşamda konuşmalarda  ise, seçim yerine, günlük hayat, ekonomi,  milyonlarca  öğrencimizin üniversite sınavına giriş heyecanı, ve Dünya Kupası konuşmalarına şahit olduk.

Öğrencisi olan aileler, öğrenciler eğitim sisteminden yakınmakta. Eğitimdeki gelişmeler daha doğrusu gerilemeler  tartışma konusu oluyor. Çünkü milyonlarca üniversite adaylarının, hayalinin gerçekleşeceği sınavın ilk ayağı dün ve bugün gerçekleşiyor. Bu arada İstanbul'da İETT'nin sınava girecek öğrencilere ücretsiz hizmet verdiğini de söylemiş olalım.

Almanyasız Dünya Kupası

Ve spor  yaşamın içinde olmazsa olmazlar arasında. Dünya Kupası heyecanı tüm hızıyla sürüyor.

Spor haberlerinde izlediklerim kadarıyla, 2018 Dünya Kupası'nda taraftarların maça özel hazırladıkları birbirinden farklı kostümlerin çok güzel olduğunu, yerel kıyafetleri, taraftarların yüzlerindeki maskeler, neşeli hallerin tribünlerden taştığını izliyorum. Motivasyon süper. Güzel enerjinin futbolculara geçtiğini, moral olduğunu ortamın  şölen havasında geçtiğini spor severler birbirlerine heyecanla anlatıyorlar.

Dünya Kupası'nı yerinde izleyenlerin çok şanslı olduğunu söyleyip televizyondan takip etmekle yetinmek zorunda kalanların da şikayetleri bitmiyor. Ayrıca futbolseverler yayınlanma saatlerinin bazılarına göre uygun, bazılarına göre uygun olmadığını söylüyor. İş saatine denk geldiği için, izleyemediklerini, bazılarının kayıt alarak sonrasında izlediğini, bazı futbolseverler de, bant yayınının canlı yayının yerini tutmadığını birbiriyle paylaşıyorlar:

-Abi televizyondan başka nerede izleyeceğiz?. Rusya'ya gidebilecek halimiz yok ya... Yerinde izleyebilmek için vakit ve nakit şart!..

- Haklısın, biz TRT'den izleyebilsek ona da şükredeceğiz ama bazı maçlar mesai saatimizde yayınlandığı için onları kaçırıyoruz. banttan özetini izlemek de sonucunu bildiğimiz için tat vermiyor. Akşam yayınlanan maçları da eve bir misafir gelirse izlemek pek mümkün olmuyor...

-Bizim Mehmet yıllık izinlerini kıştan Dünya Kupası günlerine göre ayarladı. Şimdi kapanmış eve TV karşısına geçip maçların keyfini çıkarıyormuş... Rusya'ya gidebilsem bu kadar olurdu herhalde diyerek memnuniyetini özetliyor...

En çok konuşulan konulardan biri de kupanın favorisi Almanya'nın ilk defa gruptan çıkamayıp sürpriz biçimde elenmesi. Almanya'nın elenmesiyle kupanın tadsızlaştığını savunan futbolseverler Dünya Kupası'na "tuzsuz yemek" benzetmesi yapıyor. Ancak bunların aksine asıl heyecanın şimdi başladığını ve son 16'ya kalanlar arasındaki maçların büyük sürprizlere sahne olabileceğini iddia edenler de az değil.

Almanya'nın elenmesine Türk futbolcuları İlkay Gündoğan ve Mesut Özil'i seyredemeyecekleri için üzülenler çoğunlukta.

Türk futbolseverlerin Dünya Kupası'ndan elendiği için üzüldükleri bir başka takımın ise Senegal olduğu kulağıma geliyor.

-Şansa bak arkadaş bir sarı kart fazla görmüş diye Senegalliler elendi, Japonya son 16'ya kaldı, olacak iş değil...

- Evet Japonlar sarı kart farkıyla bir üst tura çıktı ama faul sayısında grup lideri... Bu nasıl iş.. Nasıl fair play, nasıl centilmenlik bu... FİFA bu sarı kartla tur atlama kriterini mutlaka gözden geçirmeli. Yazık oldu Senegal'a..

- Gerçekten de öyle... İyi bir takım.. Tarihlerinde ikinci kez Dünya Kupası'na katılıyorlar. İlk defa 2002'de katılmışlar, çeyrek finalde İlhan Mansız'ın uzutmada attığı "Altın Gol" ile bize elendiler... Şimdi bu "Altın Gol" uygulaması ortada yok.. Bu defa da sarı kart kurbanı oldular.. Bu kadar mı şanssızlık olur...

- Neyse olan olmuş, önümüzdeki maçlara bakalım, kupanın tadını çıkaralım..

***

Eşleşmeler belli oldu, ilk maçlar oynanmaya başladı.. Bu turun sonunda takım sayısı önce 8'e, sonra 4'e düşecek... Bütün dikkatler finale koşan takımlar üzerinde, en merak edilen ise son Dünya Kupası finalini kendi evinde Almanya'ya karşı hezimete uğrayarak kaybeden Brezilya'nın Rusya'da nasıl bir sonuç alacağı.. Sambacılar taraftarlarına kendilerini affettirebilecek mi?

Ne dersiniz?...

Hepinize iyi Pazarlar