İlker Başbuğ’un Amerikanvari “tezkere” derdi!

Paşa hazretleri kitap yazmış.. Artık kitabından öğreniriz devr-i iktidarında TSK’nın amiral ve generalleri başta olmak üzere komutanlarının tek sıra halinde derdest edilmesine seyirci kalmasının sırrını!..
Malum, elde “..ben izin vermeseydim nah girerlerdi!..” diye bir kozmik oda açıklaması var..
Paşa hazretlerinin kitabından alıntılara bakıldığında PKK gelişimi üzerine de ilginç beyanlar var.. Mesela “Türkiye adını bile kaldırmak hedeftir” diyor ve doğru söylüyor.. Gelgelelim İstanbul’da yaptığı basın-mesaj toplantısında “Türkiyelilik” ten de bahsetmiştir de karşı tarafa güzel malzeme olmuştur bu açılımı.. (O toplantıda Yahudi stratejistlerden yol gösterici olarak söz etmesi de muhteşemdi!!)
Gelgelelim benim bugün yazacağım şu..
Başbuğ Paşa’ya göre “Bush tezkeresinin TBMM’den geçmemesi büyük hata olmuş..” Neden?!.. ABD bu engellemeyi asla unutmuyor, işin bir tarafı bu.. Ama “Tezkere” nin geçmemesi neden hata?.. O dönem TSK’nın başı meşhur Hilmi Özkök.. İlker Başbuğ da bu meşhur Hilmi Bey’in önemli kurmaylarından biri.. Demek ki TSK’nın o dönemki başlarına göre, tezkerenin geçmemesi hata!.. Özkök’ün encamına bakınca, ABD’nin kızdığı bir olayı o kadronun “hata” olarak değerlendirmesi doğal!..
Bu “hata” yı bugün suret-i hak yanlısı izah tarzı şöyle.. “Efendim, Tezkere kabul edilseydi askerimiz Kuzey Irak’a girecek ve konuşlanacaktı.. Böylece Irak’a karşı ABD’ye destek verilirken K.Irak’taki PKK karargahları da oluşmayacaktı..” Bu izah tarzı doğru mu?..
Hafızalar unutkandır ama hem arşivlerde hem de ilgilenenlerin dağarcığında farklı bilgiler var.. Barzani-Talabani ikilisi Türk askerinin karadan girişine şiddetle karşıydılar.. Bu nedenle Tezkerenin kabulü halinde de TSK Irak’a, Kuzey Irak’tan girmeyecekti.. ABD Planına göre askerlerimiz, nakliye uçakları ile çatışmanın en cehennemî bölgesi Orta ve Güney Irak’a taşınacaktı.. Buna mukabil, Güneydoğu topraklarına ABD üs ve askeri havaalanları kurulacaktı..
Buna rağmen, Tezkerenin ne şekilde olursa olsun geçmesi Barzani-Talabani’yi tedirgin ediyordu.. Nitekim o dönem TBMM’de mevcut 76 milletvekili Barzani’nin direkt kontrolü altındaydı ve bu parlamenterler “veto” için tembihlenmişti!..(Yani burada tıpkı Kıbrıs’taki Annan Planı gibi ironik bir durum vardır.. KKTC’yi Rumların vetosu kurtarmıştı!)
Gelgelelim Türkiye’yi Irak’ta ABD’nin yanında Müslüman kardeşlerine karşı savaştan döndüren Deniz Baykal’ın CHP’sidir.. (Bugünün CHP’si demiyorum) Dahası, Mehmetçiklerin el uğruna toplu halde katliamlara maruz kalacağı da ortadaydı!.. (Soros, “İhraç malınız askerinizin kanı” demişti)
TBMM’de yapılan oylamaya 533 milletvekili katılmış, 250 ret, 264 kabul, 19 çekimser oyu kullanılmıştı... Ancak, evet oyu Anayasa’nın 96. maddesinde öngörülen salt çoğunluğa ulaşmadığı için tezkere kabul edilmemişti....
Sayın Prof. Dr. Esfender Korkmaz da köşesinde aktardı. Bush, anılarını yazdığı “Decision Point’’adlı kitabında, 1 Mart Tezkeresinde yaptığı baskıları ve Türkiye’yi utandıracak tavizleri de anlatıyor...
“Türklere, topraklarını kullanmamıza izin vermesi için aylardır baskı yapıyorduk. Böylece 4’üncü Piyade Tümeni’nden 15 bin askeri kuzeyden Irak’a sokabilecektik. Ekonomik ve askeri yardımda bulunma, Türkiye’ye Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) kilit programlarına erişim sağlaması için yardım etme ve Türkiye’nin AB’ye katılımına güçlü desteğimizi sürdürme sözü vermiştik. Dönemin Başbakanı Abdullah Gül’ün kabinesi, talebimizi onaylamıştı. Ancak Tezkere kabul edilmedi. Hayal kırıklığına ve hüsrana uğramıştım. “
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Genelkurmay Başkanlığını yapmış olan İlker Başbuğ’un değerlendirmesi ibret verici.. Bu Tezkere belki sadece Kuzey Irak’a giriş şartına bağlı olsaydı Türkiye için kazanç kapısı olurdu.. Oysa ayrıntı farklı.. Başbuğ’un ABD işi hüsranı TSK’nın bugünkü perişan hali için de bir
ipucudur..

Yazarın Diğer Yazıları