İşimiz Çin'e kaldı!

Kurda panik yaşanıyor. Bu panik ekonominin tamamına yansıyor.

Kur arttıkça dış borcu olan özel sektör panik yaşıyor. Çünkü kurlarda her artış, dış borcu olan bankalara ve özel sektöre ilave bir maliyet getiriyor.

Dün öğleden önce Türkiye'nin dış borç risk primi CDS tablodaki en yüksek oran, 342 idi. Bu durum dış borçların çevrilmesini zorlaştırıyor.

Kur arttıkça, enflasyon artıyor. Halk geçim sıkıntısı yaşamaya başladı.

BDDK, 2017'de 78 milyar liralık borç yapılandırması yapıldığını açıkladı. Bu sene söz konusu yapılandırma büyük ihtimalle iki katına çıkacaktır.

Her gün Konkordato'ya giden-iflas eden şirketler açıklanıyor.

Türkiye'nin dövize ihtiyacı var.

Beklenti bu sorunlara cevap verecek bir istikrar programının yapılmasıydı. Oysa ki Sayın Cumhurbaşkanı hükümet programını açıkladı. Ayrıca dövizleri elden çıkarın dedi. Önceki yıllarda bu mümkündü ve fakat panik içinde kimse geleceğini riske atmak istemez. İhtiyat saiki ile yastık altına koyduğu dövizi çıkarmaz.

Aslında özel kişilerin bankalarda Döviz Tevdiat hesabı olarak 120 milyar doları var. Eğer güven olsa halk önce bu dövizleri bozdurur.

Bu sorunlar millî ve manevi duygulara hitap etmekle aşılmaz. Çin'den gelecek 3.6 milyar dolar da bir işe yaramaz. Millî ve ulusal olan Türkiye'nin yılda 60 milyar dolar cari açık vermesini önlemektir.

Bakan Çin'den 3.6 milyar dolar dış kredi alınacağını açıkladı. Aslında Çin'in 3.6 değil, en az 50 milyar dolar kredi açması gerekirdi... Çünkü AKP iktidarında geçen 15.5 yılda Türkiye, Çin'e karşı 231 milyar 12 milyon dolar dış ticaret açığı verdi.

Bize vereceği kredi olan 3.6 milyar doları Çin bizimle olan iki aylık dış ticaretinden kazanıyor. Kaldı ki Çin bu krediyi hangi vade ve hangi faizle veriyor, sorgulamak gerekir.

Dahası Çin'den teknoloji değil, yatırım malı değil, oyuncak, bavul, plastik eşya, aydınlatma lambaları ve telefon ithal ediyoruz. 

Akla zarar işlerden birisi de dış ticarette en büyük partnerimiz, AB'den uzaklaşarak Çin'e yaklaşmamızdır.

Açıklanan 2018 Ocak-Haziran 6 aylık dış ticaret verilerine göre; ihracatımızın yarıdan çoğunu, yüzde 51.4'ünü yaptığımız Avrupa Birliği'ne karşı bu altı ayda 3 milyar 724 milyon dolar açık verdik... Buna karşılık ihracatımızın yalnızca yüzde 1.8'ini yaptığımız Çin'e karşı 10 milyar 275 milyon dolar açık verdik. (Aşağıdaki tablo.)

Kimse Çin'le dış ticareti durduralım demiyor... Önemli olan ulusal çıkarlarımızı korumaktır. ABD bunu yapıyor. Türkiye soyuluyor ve fakat aldırmıyoruz.

Dün dolardaki panik devam etti... Sabah 337 olan CDS, akşama doğru 341 oldu. İstikrar sorunu dönülmez bir eşiğe geldi. Tekrar etmek gerekirse;

İstikrar programı hazırlanmalı ve hazırlanıyor diye açıklama yapılmalı;

TCMB faizleri artırmalı;

Türkiye AB'ye hızlı dönüş yapmalı;

ABD'ye bizi zor duruma sokacak bir fırsat verilmemelidir.

Yazarın Diğer Yazıları