İstanbul'un yanı başı Trakya'daydım...

İstanbul'a otobandan 45 dakika, çevre yoldan ise ortalama bir saat 45 dakikada ulaşabileceğiniz mesafede bulunan Tekirdağ ilinde en kalabalık nüfusun yaşadığı Çorlu İlçesi'ndeyim.

Gelirken etrafa baktığımda, Büyükçekmece, Silivri, Marmara Ereğlisi sahilleri; denizi, kumu, güneşi sevenlerle dolu... Güvenle denize girenleri görüyorum. Sıcak ve nemden bunalan insanlar deniz kıyılarında serinlemeye çalışıyor.

Yollar temiz ve bakımlı. Ulaşım rahatlığından her gün İstanbul'a gelip gidenleri duyuyorum.

Yola devam ederken, ayçiçek tarlalarında resim çektirenler de gözüme çarpıyor.

Çerkezköy, Çorlu arasında zengin sanayiye ayrılmış arazileri görüyorum.

Dinlenme molasında buradakilerle sohbette özellikle sanayi, zengin yeraltı sularının iş alanı yarattığını öğreniyorum. Taşocakları, ayçiçek, deri, boyama, kimya, kağıt, tekstil, meşrubat, kablo, kazan fabrikalarının ağırlıklı istihdam alanları olduğu anlatılıyor.

İş imkanı açısından elverişli bir bölge olsa da sağlık açısından sanayi alanı içerisinde yaşam sebebiyle bölgede kanser olma riskinin yüksek olduğunu da duyuyoruz.

Buna rağmen İstanbul'a yakınlığından dolayısıyla mı bilmiyoruz, buraların en çok göç alan yerler olması dikkat çekiyor.

***

Çorlu'ya vardığımızda ise, çarşıdan içeri girmeden koca bir binadaki yazıyı okuyorum: Uyuşturucuyla Savaşma ve Rehabilitasyon Merkezi. 

Burada da kötü alışkanlıklara ilişkin sıkıntılar varmış. İlçe halkı, "Çocuklarımızı nasıl uzaklaştırmalıyız?.. Nasıl korumalıyız?.." endişesinde.

Dr. Hakan Sunal bu konuda ilçede büyük emek ve gayret sarfedenlerden. "Çalışmaları elimizden geldiğimizce ekibimizle yapıyoruz. Çok çalışmak gerekiyor. Bu bir ekip işi. Geleceğimiz olan evlatlarımızı bu illetten kurtarmalıyız" diyor.

Çorlu çarşı merkeze varıyoruz. Etrafı bir dolaşıyorum. Çevre hareketli; sağlık, eğitim, kültür, spor, eğlenceye dair her şey var...

Spor demişken, Çorluspor taraftarlarının sesi olalım. Takımlarının eski gücünün olmamasına üzülüyorlar. Destek yok, finans açığından dolayı takımlarının hak ettiği yerde olmadığını söylüyorlar.

Yöresel yemeklerine gelince.. Olmazsa olmaz; Tekirdağ köftesi, Arnavut ciğeri ya da yahnisi, kaşarlı köfte, satır et gibi uzayıp giden et çeşitler... Tercih size kalmış... Her dükkanda mercimek çorbası, işkembe, tavuk çorbası ve sürpriz günün çorbasını bulabilirsiniz.

Et yemek istemiyorum başka alternatif yok mu?.. diyenlere de keşkek, çılbır, tarhana çorbası, börek çeşitleri, ev yapımı mantısı pek başka yörelerde bulamayacağınız mısır unu ve tarhana ile yapılan yöreye özel mısır unu dolması, sebze çeşitleri, pırasa yemeği ve çorbası gibi seçenekler sunuluyor.

Sonra közlenmiş patlıcan salatası içinde domates, sarımsak, maydanoz ve isteğe bağlı sirke, limon ilavesiyle hafif yaz yemeğini cacık eşliğinde tavsiye ederim.

Tatlılarına gelince; Hayrabolu tatlısı tahin ve fıstık süslemesiyle servisi yapılır. (Kemalpaşanın büyüğü), peynir helvası ve kahve tiryakilerine olmazsa olmaz badem ezmesiyle ikram edilen Türk kahvesini içmeden dönmeyin.

Yatırım ya da il değişikliği düşünenler için, emlak sektörü gerçekten burada hareketli.

Sıfır daire ev kiraları, 500-bin 200 lira aralığında.

Satın almak istiyorum diyorsanız, mimarisi ve yerleşkesine göre 130 binden başlıyor. 700 yüz bine kadar çıkıyor.

Vakti olan ve doya doya Trakya'yı gezmek isteyenler için bütçelerine uygun, merkeze yakın kalacağınız dinlenme tesisleri, misafirhaneler, oteller fazlasıyla var.

Kültür turu olarak tercih edenler için, Çorlu kalesi, Atatürk Orman Korusu, Namık Kemal Evi, Muhteşem Olimpos At Çiftliği, Süleymaniye Camii, Thzolus Antik Kenti, Hora Feneri, Rakoczi Müzesi, Tekirdağ Arkeoloji Müzesi ve Etnografya Müzesi, Uçmakdere, İğneada, Kumbağ, Heykel Meydanı, Hükümet Konağı görülecek yerlerin başında...

Mutlu pazarlar...

Yazarın Diğer Yazıları