Katma değeri yüksek ürün

Ekonomik kriz nedeniyle bir milli sevdası almış başını gidiyor.

Her şeyin millisine alalım, her şeyin millisini kullanalım, milli olanı yapalım, milli olanı satalım.

Bunu söyleyen ülkeye bakar mısınız?

Saman ithal eden, mercimeğini ithal eden, buğdayını ithal eden ve aklınıza gelebilecek neredeyse tüm gıda ürünlerini ithal eden bir ülke söylüyor.

Patatese kadar ithal eden bir ülke milli tartışmasını yapabilirim ya da geç kalmadı mı?

Milli ürünün kullanılması elbette önemlidir.

Daha çocukken bize Yerli Malı Haftası yaparlardı. O zaman yerli malının kullanılması gerektiği bilinci aşılanırdı çocuklara. Bugün bunu çocuklarımıza söyleyebiliyor muyuz?

Dahası bir süpermarketteki 100 üründen kaçı yerli?

Son 15 yılda kaç tane fabrika açıldı hafızanızı zorlayın lütfen.

Benim aklıma bir tane geliyor o da her fırsatta protesto edelim yasaklayalım denilen kolanın fabrikası.

Onu da sayın Cumhurbaşkanı törenle açmıştı.

 Milli söylemi elbette Türk olarak herkesi gururlandırıyor.  Fakat güçlü olmanın en önemli unsuru katma değeri yüksek olmaktır.

Ürettiğiniz ve hatta hizmet sektöründe verdiğimiz hizmetin de katma değeri yüksek olmalı.

 İşte o zaman güçlü olursun işte o zaman milli olursun.

Türkiye'nin bugünü ki sorunun milli olmak değil tam tersi, katma değeri düşük ürünlere yönlendirilmesidir.

Yine son günlerin en flaş tartışma konusu Iphone.

 Türkiye en fazla Iphone ithal eden 10 ülke arasında yer alıyor.

Bir Iphone için yüzlerce gömlek, binlerce çorap ve yine buna benzer binlerce ürünü vermek zorundayız.

Hatta daha da işi basite alırsak o telefonun kullandığı basit bir iki megabaytlık hiçbir zaman fiziki olarak görmeyeceğimiz programlarına bile Türkiye'ye her yıl milyar dolar ödüyor.

Amerika'da 13 yaşında bir çocuğun yaptığı telefon programı, o çocuğa bir buçuk milyar dolar para kazandırdı. Kazanan aslında o çocuk değil o ülke.

Türkiye'de hangi sanayi şirkette bir hamlede bir buçuk milyar dolar kazanabiliyor söyleyebilir misiniz bana.

Türkiye'nin hızla katma değeri yüksek ürünler üretip dünyaya açılması lazım.

Bunu yaparken de bir devlet politikanın olması lazım.

Yerli diye sunulan telefonlara baktığınız zaman plastiğinin dahi yurtdışından ithal edildiğini görüyoruz.

Bundan 5 yıl önce Türkiye'nin en büyük GSM operatörü yerli telefon yaptık diye günlerce gazetelerde manşet olmuştu.

Yerli diye lanse edilen telefon bal gibi Çin malıydı. Çin'de yüz dolara satılan telefonun ismi değiştirilerek, bu operatörü tarafından Türkiye'de 10 katı fiyata satılmaya başlanmıştı.

 Türk mühendisleri tarafından yapıldığı iddia edilen telefonun sadece yerli olan tek bir şeyi zil sesiydi ve onda da zurna sesi kullanılmıştı.

 Aynı akıl tutulması bugün halen devam ediyor.

 Çin ürünlerine Türk damgası vuran şirketler bunu bize milli diye satmaya kalkıyor.

Milli ürün olabilmesi için önce ARGE çalışmalarına önem verilmesi gerekiyor bunun da temelinde eğitim var.

Dünyada ARGE çalışmalarını en az kaynak aktaran ülke Türkiye.

İş adamlarının kendine göre gerekçesi var.

Yurt dışından daha ucuzunu buluyor ne gerek var ki!

Türkiye hızla bölgenin Hindistan'ı olmak zorundadır. Hindistan'a bakın ne krizden etkileniyor ne de yurtdışından kendi para birimine karşı bir saldırı var.

Neden çünkü katma değeri yüksek ürünler üretiyor.

Hindistan'ın yerli ve milli ürünün nedir diye sorarsanız ne bir otomobil parçası, ne de başka herhangi bir metal ya da tekstil ürünü göstermez.

Hindistan, tamamen yazılım sektöründe dünya devlerine kafa tutuyor, bu ülke 10 yılda bu hale geldi.

Hindistan artık katma değeri yüksek ürünleri satıyor dünyaya. Biz Amerika'nın parasal genişlemesi ile gelen parayı toprağa gömerken onlar yatırıma dahası teknolojiye yatırdılar.

Katma değeri yüksek ürün aynı zamanda turizm sektöründe de karşımıza çıkıyor.

Türk lirasının dolar ve Euro TL karşısında değer yitirmesi, hemen turizm sektöründe turizm patlayacak diye bir beklenti oluşturdu.  Türk lirasının değer yitirmesi belki turist sayısında patlama yapacaktı ancak Türkiye'nin kazancı fazla olmayacaktır.

Nitekim şu anda turist sayısına baktığınız zaman 5 yıl 6 yıl öncesinin gelirinin çok daha altında olduğunu görüyoruz.  350 dolara bir hafta getirilen Rus turist Türkiye'ye nasıl bir katma değer sağlayabilir.  İspanya'da bir turistin ortalama bıraktığı para miktarı 2000 Euro'nun üstünde olurken, Türkiye'de maalesef bu 600 Euro civarında.

 Türk otelleri tıklım tıklım dolmasın ama para kazansın. İyi para kazansın. İşte buna katma değeri yüksek turist deniliyor.

 Türkiye'nin kurtuluşu katma değeri yüksek ürünlerden geçiyor.

 Bunu başaramadığımız sürece Türkiye Batı'nın fasoncusu olarak kalacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları