Memleket elden gittikten sonra...

Memleket elden gittikten sonra...

Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu - ANALİZ

Her insanın hayattaki öncelikleri farklıdır. Bundan daha tabii bir şey olamaz. Kimi bu dünyanın geçici olduğuna inanır ve kısa ömründe kalıcı işler yaparak ardında güzel bir iz bırakmaya çalışır. Bazısı ardında bıraktıklarına rahat bir hayat sürmelerini sağlayacak maddi imkânlar peşindedir. Kimi mutluluğun zenginlik/güç ile yakalanacağına inanır ve onları elde etmenin yollarını arar. Kimi.... 

Hayatta kalıcı işler yapmak isteyenler ebediyete hitap etmeye çalışır. Amaçları içerisinde insanlık, ülke ve halk için yapmak istedikleri en önde gelir.  Kısaca önce ülkem sonra ben der. Bunu yapan insan ölümsüzlük için ilk adımı atmıştır.

Millet olarak en büyük zaaflarımızdan birisi bencil tarafımızın göze batacak kadar dikkat çekici olmasıdır. Türkler hakkında yazılan kitapların çoğunda ve Orhun abidelerinde bu duruma atıf vardır. Bu zaafımızı yendiğimiz zamanlarda ise dünya tarihini değiştirecek işler yapmışızdır.

Bugünlerde Türkiye yakın tarihinin en buhranlı dönemlerinden birini yaşıyor. Ülke o hale geldi ki artık bu memlekette karşılaştığımızda şaşıracağımız bir olay kalmadı. Yurdumuzun acilen sükunete, huzura ve istikrara ihtiyacı var. Ülkesini seven herkesin de bu sürece destek vererek kamusal çıkarlarımızı öne çıkaracak işler peşinde koşması gerekir. Zaman her zamankinden daha fazla empati yapma, karşıdakini anlamaya çalışma, konuşma/tartışma/uzlaşma zamanıdır. Gün her günkünden daha fazla dayanışma/paylaşma günüdür. Vakit her vakitten daha fazla hak/adalet/liyakat arama vaktidir. Bu zamanda kişisel menfaatlerin peşinde koşanlar, mevki/çıkar elde etmeye çalışanlar büyük yanılgı içindedir. Memleket elden gittikten sonra ne mal/mülklerin, ne makam/mevkilerin bir anlamı kalacaktır. Yaşadığımız şehirlerin sokakları Suriye'de, Irak'ta zenginliklerini, makamlarını bırakarak ülkemize kaçan insanlarla dolu, görmüyor musunuz?  İbret almıyor musunuz?