Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Cahit Armağan DİLEK

Cahit Armağan DİLEK

Menbic'te ABD oyunu Suriye'de ABD-Rusya mutabakatı

Türkiye'de gündem 24 Haziran erken seçim kararıyla birlikte hep iç politika odaklı oldu. Seçimler bitti ancak halen sınırlarımız dışında olanlar gündeme giremedi. İran ve Irak'ta yönetimleri sarsacak hatta değiştirebilecek, iki ülkede bölünmelere yol açabilecek olaylar yaşanıyor. Buralar sanki Türkiye'den çok uzakta bir yermiş gibi rutin haberler şeklinde medyada geçiştiriliyor.

Suriye'de de önemli gelişmeler var. Suriye ordusu İsrail işgalindeki Golan tepelerine sınır olan Dera'da kontrolü ele geçirdi sayılır. Şimdi yeni hedef Eylül ayı gibi İdlib olacak. İki sene öncesinden Türkiye'nin gündemine girmiş Menbic gündemde yok gibi.

Türkiye'nin bekasıyla, geleceğiyle ilgili bu konuları ele almaya, gündemde tutmaya devam edeceğiz. 23 Temmuz'daki yazımızda NATO zirve kararlarını ele almış, Türkiye'yi bekleyen tehlikelere dikkat çekmiştik. Bugün Menbic ağırlıklı Suriye konusuna bakacağız.

Çünkü, gelişmelere bakıldığında Suriye'de Menbic odaklı Amerikan oyunuyla karşı karşıyayız.

Menbic, Ağustos 2016'daki Fırat Kalkanı Harekatı (FKH) öncesinde Mayıs 2016'ta ABD destekli PKK/YPG Menbic operasyonu başlattığında gündemimize girmişti. FKH sürecince hedef olarak çok daha sık duyduk. Ancak sınırında durduk.

Zeytin Dalı Harekatı (ZDH) sürecinde de bir sonraki hedef olarak Menbic sıklıkla duyuldu. ZDH sona erdi ancak Menbic'e yönelik hiç bir şey başlamadı.

Bütün bunlar, Türkiye'nin bir türlü Menbic'e hamle yapamamasının asıl nedeninin Menbic'e yönelik nihai hedefini belirleyememesi ve hedef önceliklendirmesi yapamaması olduğunu göstermektedir.

Bunun perde arkasında, Türkiye'nin Menbic üzerindeki irade savaşını Mayıs 2016'ta Menbic'e yönelik ABD destekli PKK/YPG'nin operasyon başlattığında, hatta Aralık 2015'te PKK/YPG'nin Tışrın barajından Fırat'ın batısına geçtiğinde kaybetmiş olduğu gerçeği vardır. Çünkü Fırat'ın batısına geçilmesi Türkiye için kırmızı çizgiydi. Bu çizgi aşıldı, Türkiye buna gerektiği karşılığı hiç veremedi.

Bütün bunlara rağmen Türkiye'de iktidar Menbic'i sürekli iç politika odaklı gündemde tuttu. Tutarken kullandığı argüman ABD'nin Menbic IŞİD'ten temizlendikten sonra YPG'lilerin terk edeceği sözüydü. ABD her zaman olduğu gibi tutmayacağı sözü vermiş, yine tutmamıştı. Yaptığı hatalara sürekli mazeret bulan iktidar, sözünü tutmayan ABD'yi iç kamuoyuna şikayet ederek Menbic'teki hatalarını gündemden düşürüyordu.

Daha 2016'da YPG'nin Menbic'i terk ettiği yalanını söyleyen ABD, FKH sürecinde Menbic'in kuzeyinde kendisinin, batısına Rus/Suriye askerlerinin konuşlanmasını organize ederek Türkiye'nin Menbic'e yönelmesini basitçe önlemişti. 

Türkiye, Menbic söylemini sıklaştırdığında ABD'nin Menbic'e yönelik askeri yığınaklanması da göstere göstere artıyordu. En son Fransız askerleri de konuşlandı.

Türkiye'nin Suriye'deki yanlış tehdit/hedef önceliklendirmesini gören ABD, Türkiye'yi Menbic üzerinden oyalamayı öngören bir yaklaşımı tercih etti. İktidar da buna ayak uydurdu, kabullendi. Parayı veren düdüğü çalar misali "niye kabullendi" sorusu ayrı bir yazı konusu. Türkiye sanki Menbic'te ilerleme kaydederse Suriye kaynaklı tüm sorunları çözeceği gibi hayalle Suriye politikasını Menbic'e bağladı.

Mayıs 2018'de açıklanan "Menbic yol haritası" mutabakatı bunun somut kanıtıdır. Türk kamuoyu yol haritasını sadece Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun açıklamaları üzerinden yorumladı. Aslında Çavuşoğlu yeni bir şeyi değil, 2016'dan buyana söylediklerini tekrar ediyordu.

ABD tarafı ise isimleri gizlenen Dışişleri yetkililerinin açıklamalarıyla işi götürürken, bu kişilerin açıklamaları Çavuşoğlu'nunkiyle örtüşmüyordu. Yani ortada bir yol haritası vardı ama tarafların haritası farklıydı. Bunun içindir ki yol haritası metni açıklanamadı.

Çavuşoğlu ellerinde kesin takvim olduğunu söylerken ABD her şeyin zamana, şartlara bağlı olduğunu bildiriyordu. Çavuşoğlu Temmuz'da çekilme olacağını söylerken karşı taraf susuyordu. Nitekim 18 Haziran'da Menbic kuzeyinde FHK bölgesiyle sınır hattında Türk ve Amerikan askerleri kendi bölgelerinde devriyelere başladı. Türk yetkililer bunu diplomatik zafer(!) olarak yorumladı. Aradan geçen bir ayda devriye sayısını saymaya devam ediyoruz! 

ABD'li Orgeneral Votel'in son açıklamalarına göre "sınır hattında" ortak devriyeler için eğitim süreci başlayacakmış. Yani Menbic içine girmek yok. Fakat Votel'in eğitim açıklaması adeta alay edercesine. 65 yıllık NATO müttefikiyle ortak devriye yapmak için önceden eğitim yapılacak demek, geçmişteki ikili ve çoklu askeri iş birliklerini yok sayıp Türkiye'yi açıkça "oyalamak"tır.

Üç senedir söylediklerimi tekraren, ABD 24 Kasım 2015'ten buyana Rusya'yla Suriye konusunda tam mutabakat içindedir. Trump-Putin ikilisinin geçen seneki Vietnam, geçen haftaki Helsinki görüşmeleri bu mutabakatı teyit etmektedir. Birbirlerinin Suriye'deki kazanımlarını kabullenmiş durumdalar. Menbic'te Türkiye'yle mutabakata yanaşmayan ABD, Rusya'nın desteğiyle Şam'la PYD/YPG'nin  görüşmesini sağlıyor.

Yine hep söylediğimiz gibi Fırat'ın batısında PYD/YPG kontrolündeki alanlar Şam'la yürütülecek yeni anayasa pazarlıklarındaki kozlarıydı. Nitekim öyle oluyor. PYD, Cenevre sürecine, anayasa hazırlık komitesine fiilen katılmasa da fikren orada olacak, federal anayasa yazılacaktır. ABD'nin Rusya'yla anlaştığı hususların detayları Şam-PYD görüşmelerinde netleştiriliyor. Türkiye oyuna getiriliyor.

Yazarın Diğer Yazıları