Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN

Ahmet B. ERCİLASUN

Meral Akşener devam etmelidir 

                 MHP'de demokratik bir kurultay yapılabilmesi için Meral Akşener'in gösterdiği çaba ve direnç olağanüstüdür. MHP içinde demokratik bir kurultay yapılamayacağı anlaşıldıktan sonra yeni bir parti kurulması konusunda izlenen yol da çok başarılı olmuştur. Baskın seçim sırasında Akşener'in tutum ve davranışı da her türlü takdirin üstündedir.

                Sonuç, yüzde 10'a çok yakın bir oy ve 43 milletvekilidir. Bu, sekiz aylık bir parti için olağanüstü bir başarıdır. Evet sonuç, beklentilerin altındadır. Ama başarı veya başarısızlığın ölçüsü "beklentiler" olamaz. Yeni bir parti ve beş milyon oy gerçek bir başarıdır. Akşener'in bizzat kendisi bunu yeterli görmeyip sorumluluğu üzerine alsa da beş milyon oy asla küçümsenecek bir sonuç değildir.

                Meral Akşener'in, partisinden daha az oy alması elbette üzücüdür. Fakat yüzde 7'nin üzerindeki 3 milyon 600 bin'den fazla oy da küçümsenemez.

                Yukarıda sayıları ve oranları verdim. Fakat sayılardan da önemli bir şey var.

                Türkiye'nin Türk kimliği ve üniter yapısı tehlikededir. "Türk'üm, doğruyum" diye başlayan andımızı kaldıranlar, "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünü silenler ülkenin başında bulunmaktadırlar. Ve buna karşı İYİ Parti bir umut olarak belirmiştir. Bu umut sayılardan ve oranlardan çok daha önemlidir.

                Umudu yeşerten bizzat Meral Akşener'dir. Yeşerttiği umudu öldürmeye hakkı yoktur.

                Meral Akşener'in sonucu başarısızlık sayması doğru değildir ama sorumluluğu kabul ederek seçimli kurultay kararı alması doğrudur. Hele genel başkanlık koltuğuna âdeta zincirle bağlanmış gibi yapışan kötü örnekler ortada dururken Akşener'in kararı çok daha büyük bir değer kazanmaktadır.

                Akşener'in seçimli kurultay kararı alması ne kadar doğruysa, genel başkanlığa aday olmama ve bunda ısrar etme kararı da o kadar yanlıştır. Partinin bütün yetkili isimleri, delegelerin oy birliğiyle kendisini aday göstereceklerini ısrarla belirtmektedirler. Bu durumda Akşener'e düşen, ısrarından vazgeçmektir.

                Yandaş basındaki akbabaları her gün görüyor ve izliyoruz. Birileri sevinçten göbek kaslarına hâkim olamıyorlar. Elbette bunları Meral Hanım da görüyor ve izliyor. Meydanı onlara bırakmaya hakkı var mı?

                İYİ Parti'nin kurucuları, delegeleri ve milletvekilleri, Akşener'in genel başkanlığı konusundaki ısrarlı tutumlarına devam etmelidirler. Bu tutumun da, partiye umut bağlamış seçmenler tarafından takdirle karşılandığını bilmelidirler. Aksi tutum takınan birkaç kişi çıkarsa onlar da kendiliğinden tasfiye olunmalıdır.  

                Ben İYİ Parti'nin yetkilisi de değilim, üyesi de değilim. Fakat partiye ve genel başkana oy vermiş bir seçmenim. Yani milyonlarca seçmenden biriyim. Seçmenlerin ezici çoğunluğunun da benim gibi düşündüğünden eminim. Esasen alınan kararlara karşı seçmenlerin gösterdiği tepkiler de gözler önündedir.

                Tekrar ediyorum, önemli olan Türkiye'nin esenliğidir. Türk kimliği ile varlığını ve bütünlüğünü korumasıdır. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin kuruluş ilkeleriyle devam etmesidir. Bu varlık, bütünlük ve ilkeler bugün tehlikededir. Bundan daha önemli hiçbir şey olamaz. Bu tehlike karşısında son yıllardaki bütün gündem maddeleri teferruattır.

                Türkiye'nin içinde bulunduğu vahim tehlikeyi gören, bunun bilincinde olan milyonlar vardır. Bunlar, tehlikeyi bertaraf edecek güç olarak Meral Akşener'i ve İYİ Parti'yi görmüşlerdir. Akşener'e umut bağlamışlardır. Meral Hanım üzerinde milyonlarca seçmenin vebali vardır. Elbette bu ağır bir yüktür. Ama taşınması gereken bir yüktür ve millî bir görevdir.

Yazarın Diğer Yazıları