Musa Carullah ve "Dinin Küçültülmesi" meselesi...

Adnan İslamoğulları'ndan haber aldım meseleyi. Vesile oldu hızlı bir Musa Carullah tekrarı yaptım; sağolsun, varolsun.

Musa Carullah'ın bazı fikirleri uzun yıllardır tartışılıyor, kimileri tarafından yerden yere vuruluyor. Bugün bile fikirlerinin tartışılıyor olması Türk-İslam düşüncesi için ne kadar önemli bir isim olduğunun nişanesi.

Kendisini "ulema" mertebesine atayanların ne dediği çok önemli değil, Carullah'ın ne yaptığı önemli. Carullah'ın hayat hikayesini merak edenler Dergah Yayınları'ndan çıkan "Kadimle Cedit arasında Musa Carullah"a göz atmalı.

Bu vesile ile bir teşekkür de Dergâh Yayınları'na olsun. Öğrenciliğimizden beri çok istifade ettiğimiz kitapların yayınlanmasına vesile oldular. Büyük kültür hizmeti yapıyorlar.

Fikirleri ve eylemleri ile Türk dünyası için önemli bir isimdir Carullah. Çarlık rejiminin Ruslaştırma eylemlerine karşı yaptıkları, Ülfet'te yazdıkları ve ömrü boyunca çektikleri ortada.

Nasıl bir ilim adamı olduğunu anlatmaya yerim yetmez. Lenin'in hışmına uğradığı "Dini Edebi İçtimai Siyasi Meseleler Tedbirler Hakkında İslam Milletlerine" isimli eseri başta olmak üzere kadına, dine, felsefeye, vahdet-i vücuda kadar pek çok konuda yazmıştı. "İbn-i Arabi'nin Füsus'undaki anahtar kavramlar" üzerine yazdığı büyük eseri ile tanıyabileceğiniz Toshihiko Izutsu'nun da hocasıdır.

Carullah'ın şu sözünün altını çizmişim ve kitabın kenarına da yazmışım kim bilir kaç zaman önce: "Yobazlık, kendini geliştirip büyütmek yerine, dini yozlaştırıp küçültmeyi yeğleyen hasta psikolojilerin dışa vurumudur."

İslam'ı "deve sidiği", "yanmaz kefen" ve "susam yağı" ticaretine indirgeyen çevrelerin Carullah düşmanlığının temelinde yatan sebep, Carullah'ın bu ve benzeri fikirleri.

Bu çevrelerde yapılan iş ve işlemlerde dine uygun davranılması zor gelince din yapılan işe uyduruluyor olup bitiyor. Bu anlayış, kendilerini "ulema" ilan eden sahtekârların içine sığabileceği bir din inşa ediyor.

Tabii ki bu işte en büyük ortak, tarih boyunca olduğu gibi rical-i devlettir.

Ömürleri bu devlete sövmek ve bu milletin cebindekilerle geçinmekle geçen bu "yobaz"ların aksine Carullah bütün kitaplarını ve yazdıklarını Millî Kütüphane'ye bağışlamıştı.

Bu çevreler dün "batıl" diyerek tekfir ettikleri devletten nemalanmakta da herhangi bir beis görmemektedir.

Carullah'ın vefatından yaklaşık 70 yıl sonra boynunda haç olduğuna dair iftiraların arkasında Carullah'ın bu çevrelerin niyetini somut bir şekilde ortaya koymasıdır.

Bu yobaz taifesini rahatsız eden şey "yobazlık" suçlaması değil "dinin küçültülmesi" saptamasıdır.

Memlekette hâlâ var olan bir avuç "sahih" ulemanın Carullah'ın on yıllar önce parmak bastığı "dinin küçültülmesi" meselesine eğilip, bu "hasta" güruhun ticarethanelerinde icad ettikleri dini millete İslam diye "yutturmalarını" engelleyecek çalışmalar yapmaları gerekiyor...

 

*****

 

Hukukun hâli...

 

Olay şu: Samsun 19 Mayıs Stadyumu'nda Beşiktaş ve Konyaspor'un karşı karşıya geldiği maçta Konyasporlu bir taraftar sahaya bıçak fırlatıyor, maçın bitiş düdüğünün akabinde de çok sayıda taraftar sahaya giriyor. Dolayısıyla PFDK, Konyaspor'a 5 maç, Beşiktaş'a ise 1 maç seyircisiz oynama cezası veriyor.

Geçtiğimiz gün bir temel atma töreni için Konya'ya giden Başbakan, Konyalılara 16 Nisan Referandumunda verdikleri destekten ötürü teşekkür ettikten sonra konuyu Konyaspor'a verilen cezaya getirerek, "Konyaspor'a verilen cezanın en hafif şekilde atlatılması için gereken gayreti göstereceğim" demiş.

Tabii insan merak ediyor. Bunun yolu nedir? Hukuki bir süreçte "Başbakan gayreti" diye bir hafifletici sebep mi var?

Varsa bilelim. Bizim Trabzonspor taraftarı da biraz huysuzdur, onlar da bu hafifletici sebepten istifade etsin.

Beşiktaş'ın başı kel mi, onlar da Federasyon Başkanı kontenjanından istifade ederek cezasını hafifletsin...

Şu "talihsiz"den öte cümle bile tek başına ülkede Hukukun veya hadi "kuralların" diyelim ne hale geldiğinin somut bir ifadesi.

Yazıktır...

Yönettiğiniz memlekete kötülük yapıyorsunuz, gelecek nesillere kötü "içtihatlar" bırakıyorsunuz...

"Yapmayın, etmeyin" desek işe yarar mı?

Yazarın Diğer Yazıları