Nerede bu CEO'lar?

Birkaç ay öncesine kadar gazete ve TV'lere baktığınızda banka genel müdür ve CEO haberleri ile dolu olduğunu görürdük.

Hele bankaların bilançolarını açıkladıkları gün yaptıkları açıklama bambaşka bir kibir kokuyordu.

Ekonomiye şu kadar kaynak sağladık, şunu yaptık bunu yaptık.

İşte bu kibirli banka CEO ve genel müdürleri bir süredir ortalıkta yok.

Ne televizyona çıkıyorlar ne de gazetelere demeç veriyorlar.

Eskiden bankaların halkla ilişkiler şirketi elemanları banka yöneticileriyle röportaj için ekonomi gazetecilerinin peşinde koşarlardı.

Şimdi bunların hiçbiri yok

Aylardır adete kayıplar.

İnsanın aklına bin bir türlü kötü şey geliyor acaba hasta filanlar mı(!)

İyi de hepsi birden hasta olacak değil ya.

Kaybolma nedenleri kısa sürede ortaya çıktı.

Kredi derecelendirme kuruluşları Türk bankalarının kredi notlarını düşürdü.

Hem de öyle düşürdü ki, ülke notunun bile altına geldi.

Sustular!

Ağızlarını bıçak açmıyor.

Çünkü takke düştü kel göründü.

Bugüne kadar bankaların yazdığı o büyük kârların çok da büyük bir başarı olmadığı görüldü.

Tıpkı AKP gibi onlar da Amerika'nın parasal genişlemesi ile parladılar. Aynı zamanda hak etmedikleri başarıdan dolayı şımardılar.

Sanayiye değil de manipüle edilen betona verdiler krediyi. Lüks tüketimi pompalayarak ülkenin neredeyse tamamına yakınını borçlandırdılar.

Amerika'nın parasal genişleme sebebiyle bedavaya yakın saçtığı parayı devlet garantili projelere verdiler. Havadan para kazandılar.

Şimdi Amerika para musluğunu kesti. AKP iktidarının ekonomi balonu patladı.

Patlayan ekonomi ile bankaların kredileri de patlamaya başladı.

Ellerinde arsa, tarla ve konut stoku olan banka o kadar çok ki.

Takipteki krediler aldı başını gidiyor. Yurt dışından para bulamıyorlar. Bulsalar bile oldukça pahalı. Bu nedenle artık kredi de veremiyorlar.

İşler tıkandı. Devletin kredi garanti fonu da yok ki, bilançoyu kurtarsınlar.

Şimdi yüzleşme zamanı!

Dahası banka patronları için de muhasebe zamanı.

Milyar dolar vererek aldıkları bankalar artık para kazanmıyor, üstüne üstlük sıkıntılı günler yaşıyor.

Bu sermaye sahipleri paralarını bankaya değil de o bankaya faize yatırsalar daha çok kazanacaklar. Öz sermaye kârlılığı hızla düşüyor. Bazı bankalarda öz sermaye kârlılığı enflasyonun da altında.

Banka sahipleri soruyor; Bugüne kadar CEO diye her yıl milyon dolarlık primler verdiği bu adamlar nerede, neden kendilerine para kazandıramıyorlar?

Vebal ödeyecekler

Bazı bankalar var ki, yöneticilerinin büyük günahları var.

Üzerlerinde kul hakkı var. İşten attıkları, dayattıkları hedef nedeniyle sağlığından olup yaşamını yitiren, intihar eden ve hastalanan binlerce kişinin vebali var.

Sadece çalışanların mı var?

Elbette hayır!

Yabancı patronlarını mutlu edip koltuklarını korumak için şubelerine gelen sıkıntılı milyonlarca müşterisinin de vebali var. Milletin parasını zorla vadesizde tuttunuz. Hiç ihtiyacı olmayan insanlara saçma sapan sigorta poliçeleri sattınız. Yine dünyada hapis cezası gerektiren yöntemlerle hizmet geliri adı altında para aldınız.

Bunların vebali ne olacak sayın CEO?

Söyleyeyim size; gerçekten işini hakkıyla yapan, bilgi ve becerisiyle bankasını yönetenler, çalışanlarının da desteği ile yoluna devam edecek.

Ya diğerleri?

Üç vakte kadar; üç gün mü desem üç hafta mı desem, yoksa 3 ay mı desem, gideceklerdir.

Bu süreci bankaların 9 ve 12 aylık bilançoları ortaya koyacak.

Yazarın Diğer Yazıları