Nereye doğru?

Komünist Akel Partisi’nin Avrupa Parlamentosu’ndaki Milletvekili Kiryakos Triyantafilidis Parlamentonun Strasburg’daki Genel Kurul toplantısında, AP Başkanı Jerzy Buzak’tan “çok geçmeden, uygun bir şekilde harekete geçmeleri için, Kıbrıslı Türklerin kolonizasyona karşı protesto seslerini Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonuna taşınmasını” istemiş. Haber 6 Nisan tarihli basından. Triantafillidis, Kıbrıs Türk politikacı İzzet İzcan, Brüksel’deki (Akel’in) etkinlikte yaptığı konuşmasında “Ankara’nın uluslararası hukuku ihlal ederek Türkiye’den getirdiği nüfusla demografik yapıyı değiştirdiğini söylemişti” diyerek “Avrupa parlamentosu bu ihlali kabul edecek mi, etmeyecek mi?” sorusunu sordu. Rum basını Triantefillidis’i kutlamakta, İzzet İzcan’ı alkışlamaktadır. Kuşkusuz, İzzet İzcan ve takımı çoğunlukta olsaydı, şimdiye kadar Kıbrıs çoktan Girit olurdu ve “mesele” bu şekilde halledildikten sonra, İzcan ve takımı, Girit’te sonuna kadar “barış” diye direnen Türkler gibi canlarını zor kurtarırlardı.


Sözde üyelik
Rum liderliği, Yunanistan’la birlikte ve İngiltere’nin desteği ile “Kıbrıs” olarak AB’ye üye olmuştur. Kıbrıs Türkleri’nin güvenliği ile ilgili 1960 antlaşmalarının en hayati kısmı böylelikle delinmiştir. Bu sözde üyelik Rum-Yunan ikilisi tarafından “Enosis tahakkuk etmiştir” diye değerlendirilmiştir. Şimdi bizden bu ahlaksızlığa boyun eğmemizi bekliyorlar. Yani, “Rum-Yunan koloni idaresi tahakkuk etmiştir, kabullenin” demeğe getiriyorlar. Sendika ağalarından bu yüzsüzlüğe karşı tıs yok. Onlar, grev tertipleyip, Türkiye aleyhine siyasi miting düzenlemekle meşguller. Sendikalarının tümünü bile temsil etmeyen bu beyler, Kıbrıs Türkünün temsilcisi gibi davranarak Brüksel’de, Akel’in Kıbrıs’ın tümünü temsilen hazırladığı Türkiye aleyhtarı etkinliklere katılıyorlar ve Kıbrıs’ı Yunanistan’ın AB üyesi olarak şemsiyesi altına alma kavgasında Rum’dan Yunanistan’dan yana uğraş içinde olabiliyorlar. Bunun adına da barış için mücadele diyorlar.


Aklımız başımıza ne zaman gelecek
Bizi bu gidişattan kurtaracak olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Rum istemiyor; Yunan istemiyor; bu beyler de istemiyor. Bizi mutlak yok edilmekten kurtarmış olan Anavatan’ın Kıbrıs üzerindeki haklarını Rum-Yunan istemiyor; bu beyler de istemiyor; Garanti Anlaşmasını Rum-Yunan reddediyor, bu beyler de Strasburg’da “önemli değildir; olmasa da olur” mesajını, yüzleri kızarmadan, vicdanları sızlamadan veriyorlar.
Açıkça, evlatlarımızın eğitimi ile ilgili bu beyler, sendika ağası olunca, bütün halk adına Rum yanlısı siyaset yapma hakkını elde ettikleri varsayımı ile hareket edebiliyorlar.
Bu ülke bu kadar başsız mıdır? Aklımız başımıza Enosis ilan edildiğinde mi gelecek?..

Yazarın Diğer Yazıları