Putin'i Trump'a şikâyet etmek ve siyasi çözüm!

Tahran zirvesinden sonra Birleşmiş Milletler, Almanya ve Fransa'dan İdlib için "siyasi çözüm" çağrıları yapıldı. 

Biz bu "siyasi çözüm" sözünü, PKK sorunu dolayısıyla Batı'dan çok duyduk!

Türkiye ne zaman terörle mücadelede başarı kazansa, PKK'nın Batılı dostları, "siyasi çözüm" demeye başlar, içerideki destekçileri de koro halinde "siyasi çözüm" propagandası yapardı.

***

Terörün siyasi çözümü olamaz. Bir örgüt, siyasi hedeflere ulaşmak için terör yoluna başvuruyorsa, siyasi çözümden bahsetmek, terör örgütünün bütün taleplerini kabul etmek anlamına gelir!

Türkiye, ABD ve İngiltere tarafından PKK ile masaya oturtuldu ve AKP iktidarı siyasi çözümü denedi değil mi?

Sonuç ne oldu?

PKK, terörden ve silâhlardan vazgeçmedi. Üstelik PKK, gücünü ABD desteğinde Suriye'ye kaydırarak, düzenli ordu kurdu!

Bir terör örgütü, düzenli orduya dönüşürse, siyasi çözüm için gereken en önemli adımı atmış demektir. Nitekim bugün Suriye'nin kuzeydoğusunda devlet oldular. Öyle ki, Tahran Zirvesi'nde Ruhani, Erdoğan'a "PYD bölgesinde konsolosluk açın" diyebildi!

***

Tayyip Erdoğan ise İdlib konusunda The Wall Street Journal gazetesine yazdığı makalede "siyasi çözüm" için ABD ve Avrupa'ya çağrıda bulundu!

Erdoğan, Türkiye'nin krize siyasi bir çözüm bulmak için hangi diplomatik girişimlerde bulunduğunu hatırlatarak "Eğer Avrupa ve ABD dahil uluslararası toplum bugün gerekli adımları atmazsa bunun bedelini yalnızca Suriyeli masumlar değil tüm dünya ödeyecektir." ifadesini kullandı!

Erdoğan, "Teröristleri ve aşırı unsurları etkisiz hale getirmek ve yabancı savaşçıları adalete teslim etmek için gereken, kapsamlı bir uluslararası terörle mücadele operasyonudur. Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyinde teröristlere karşı verdiği mücadelede kilit rol oynayan ılımlı muhaliflerin sağlayacağı destek ve yönlendirme İdlib'de de çok önemli olacaktır." önerisinde bulundu.

Şimdi birisi çıkıp da "Sizdeki PKK terörünü sona erdirmek için de kapsamlı bir uluslararası terörle mücadele operasyonu gerekir. Siyasi çözüm dururken niçin silâhlı mücadele yapıyorsunuz" dese, Erdoğan ne cevap verecek?

Yine birisi çıkıp da "Ilımlı muhalif dediğiniz gruplar da terör örgütü saydığınız grupla mücadele yapacaksa, İdlib'de yine siviller ölmeyecek mi?" demez mi?

***

Gerçi Erdoğan, "Türkiye, DEAŞ ve PKK gibi terör örgütleriyle mücadelesinde sivillere zarar vermeden başarıya ulaşmıştır." diyor ama bunun bedelinin ne olduğunu da şu sözlerle anlatıyor:

"Terörden etkilenen bölgelerde istikrarı yeniden sağlamak uğruna çok sayıda şehit verdik."

ABD zaten bölgede Müslümanı Müslümana kırdırma stratejisi uyguluyor. Çin, İdlib'deki Uygur Türkleri yok edilsin diye Rusya'yı destekliyor. Rusya'nın buradaki derdi de Çeçen savaşçılar. Ama Ruslar, "terörle mücadele" için sadece havadan bombalıyor, karada Suriye askeri ölüyor! Kimse Türkiye gibi kendi askerini cepheye sürmüyor!

***

Sonuç olarak Erdoğan'ın The Wall Street Journal gazetesine yazdığı makale, Putin'i Trump'a şikâyet mektubu niteliği taşıyor! 

Bunun Türkiye'ye ne faydası olacak?

Üstelik Putin Vladivostok'ta Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüştü ve "Rusya ve Çin, ikili ticarette ulusal para birimlerinin daha yoğun bir şekilde kullanılmasına yönelik desteğini teyit ediyor." dedi.

Bu, Erdoğan'ın fikriydi. Şimdi nasıl olacak? Hem "ABD, Türkiye'ye ekonomik savaş açtı" diyeceksiniz hem de ABD'yi Rusya'nın bombaladığı İdlib'e müdahaleye çağıracaksınız? 

Bunun yerine, ABD'ye, "Suriye'nin kuzeyinde PKK devleti kurmaktan vazgeç" çağrısı yapmak gerekmez mi?

Rusya da PKK devletine ses çıkarmıyor!

Asıl sorun bu değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları