Sağlık sektöründe bir başarı öyküsü

Ödül töreni için erkenden davet yerindeydim.

Kültür, sanat, spor, sağlık, inşaat sektöründen birbirinden değerli misafirler yerini alıyor.

Belli ki davetliler ödül törenini çok fazla önemsemiş.

Bu tören, ayrıcalıklı olacağa benziyor.

Gaziosmanpaşa Küçükköy Avrasya Hastanesi'ndeyim. İkinci yılını kutluyor.

Herkes çok şık ve güzel. 

İyi gözlem yapmalıyım.

Herkesin dilinde;

-İstanbul çok sıcak, nem bunaltıyor.

-Zor geldik. Arabanın kliması fayda etmedi...

türünden sözler..

Bu arada konuşulanlardan 2 yıl önceki açılışın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılmasının planlandığını ancak araya 15 Temmuz hain darbe girişiminin girmesiyle bunun gerçekleşmediğini öğreniyorum.

Sağlık hizmetinde bekleme olamayacağı gerçeğinden yola çıkan hastane yönetimi 18 Temmuz'da açılış töreni yapmadan hasta kabulüne başlamış.

Yöneticiler; "Kısmet değilmiş. Hastalarımız bizim için önemli. Belli mi olur, belki ilerleyen zamanlarda Cumhurbaşkanımız sürpriz yapar, hastanemizi ziyaret eder..." dileğinde bulunuyorlar.

***

Binanın girişindeyim.

Herkes birbirini süzüyor. Kim şık kim rüküş diye fısıltılar başladı.

Etrafa bakınıyorum. Büyüleyici bir mimari yapısı var. 250 yataklı hastanenin yenidoğan ve erişkin yoğun bakım üniteleri son sistem hazırlanmış. Kasvetli hastane havasından çok uzak. Geniş alan içinde otel konsepti havasında. En önemli kısmı çalışanları güler yüzlü.

Sultanahmet, Eminönü, Taksim'de gördüğünüz her renk, ırktan yüzlerce turist gülümseyerek hastanenin içinde her branştan hizmet alıyorlar.

Nedir bu talebin sırrı diye hastalarla konuşmaya başladım. 

Meğer ülkemize gelmeden burayı çoktan araştırıp tercih etmişler. İşte burada sosyal medyanın gücü ortaya çıkıyor.

Karar verdikten sonra hemen biletlerini alıp hem tatil hem tedaviye gelmişler.

***

Hastanenin sahibi Op. Dr. Hüseyin Urlu Hatay Dörtyol'dan kereste ticareti ve ambalajı yapan Ömer Amca'nın 9 çocuğunun 2'incisi... Babaanne, büyükbaba terbiyesi alan, komşuluk ilişkileri gayet iyi olan ve en önemlisi hoşgörü, disiplin, sevgi, nezaket, saygı ile yetişen kocaman bir ailenin ferdi.

Hatay'dan İstanbul'a okumak için gelmiş. Çok çalışkan, öğretmeye, öğrenmeye açık, sürekli işinin başında takipteymiş. Çalışanıyla iyi geçinir. Sıkıntılarına çözüm odaklı yaklaşır, herkese selam verip konuşur. Patronluk taslamazmış...

Hemen, Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Urlu Hocamıza soruyorum:

-Başarının sırrı sizce ne Hocam?..

Gözleri doluyor. Geçmiş günlere dalıyor. Gülümsüyor.

-Pes etmeden hayallerinin peşinden gitmek... diyor. Ve devam ediyor:

Dönemin şartlarında çok sıkıntı çektim. Derslerimi kardeşlerimle gaz lambası altında yapardık. Sabırla büyük sorumluluklar aldım. Büyüklerimi dinledim. Burada en büyük başarı gençlere yol açmak, bilgini paylaşmak, çalışanın hakkını korumaktır.

Babamızın bizlere en büyük vasiyeti, işçinin parası alnının teri kurumadan vereceksiniz. Cebinizde kuruş yok, aç kalsanız bile. Önce çalışanın hakkı. 

İşten çıkarma kesinlikle yapmayacaksınız. Ta ki çok önemli bir suç ya da olayı olmadığı sürece. İş yeri çalışanındır...

Meslekte 40 yıl geçti. İlk göz ağrımız Çamlık Hastanesi sonra, Zeytinburnu Avrasya Hospital 1999'da dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından açılmıştı. Şimdi de burası. Binlerce çalışan ve hekim sorumluluğunda kocaman aileyiz.

Emeği geçen herkesi plaket ile ödüllendiriyoruz. Şifa kapısında gençler en büyük servetimiz.

***

Konuşmamız uzayıp gidiyor.

Sağlıklı uzun ömürler diliyorum.

Mutlu pazarlar.

Yazarın Diğer Yazıları