"Seçimlerin yenilenmesi" ihtimali…

Bayram vesilesiyle bir araya gelenler arasında hep aynı muhabbet: Seçimler.

Bir hafta kalmasıyla birlikte ise seçim sonuçlarına yönelik ihtimaller çok daha fazla tartışılır oldu. İhtimaller arasında en çok merak edileni, cumhurbaşkanlığı makamını kazanan adayın partisinin Meclis çoğunluğunu sağlayamaması halinde ne olacağı…

Bu açıdan öngörülen dört temel senaryodan ikisi şöyle:

"Erdoğan cumhurbaşkanı seçilir ancak Meclis çoğunluğunu Millet İttifakı kazanır" veya "(seçilmesi en muhtemel olan iki aday) Akşener veya İnce cumhurbaşkanı seçilir ancak Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı kazanır"

Bu iki ihtimalden birinin gerçekleşmesi halinde 'Meclisle cumhurbaşkanı arasında anlaşmazlık yaşanır, Meclis feshedilir, seçimler yenilenir, aman bildiğimizden şaşmayalım' diyenler için "seçimlerin yenilenmesi" ile ilgili bir bilgilendirme yapayım:

Klasik tanımıyla, fesih, 'belli bir süre için seçilmiş ve henüz bu süresini doldurmamış bulunan bir parlamentonun varlığına yürütme organının kararıyla son verilmesi' anlamına geliyor. İlk bakışta antidemokratik bir yetki gibi görünmüş olabilir. Ancak klasik parlamenter sistemlerde devletbaşkanının bu yetkiyi yalnızca 'parlamentonun hükümeti güvensizlik oyu ile düşürmesi' halinde kullanabiliyor oluşu, özünde ne kadar demokratik bir işlevi olduğunu gösteriyor.

Yani, ancak güvensizlik oyu üzerine düşürülmüş başbakanın isteği üzerine, devletbaşkanı parlamentonun feshine karar verebiliyor. Dolayısıyla, devlet başkanının bu yetkisi, parlamentoyu hükümeti düşürürken temkinli olmak zorunda bırakıyor ve zorda kalmadıkça istikrarı sağlıyor.

Feshedilme tehlikesine rağmen Meclis, hükümeti düşürürse, ortada ciddi bir uyuşmazlık var demektir; devlet başkanının fesih yetkisini kullanmasıyla da uyuşmazlığın çözümü millete bırakılmış olur…

Parlamenter sistemde yürütme ve yasamanın dengeleme ve frenleme araçlarından biri olan fesih yetkisinin genel işlevi böyle…

Gelelim Türkiye'deki sisteme…

1924 Anayasasında hiç yer almayan fesih yetkisi, 1961 ve 1982 Anayasalarında 'seçimlerin yenilenmesi' ifadesiyle yer alıyor.

1982 Anayasası'nın "Türkiye Büyük Millet Meclisi Seçimlerinin Yenilenmesi" kenar başlıklı 116. maddesi, seçimlerin yenilenmesi sebeplerini tek tek göstererek yenileme prosedürünü ayrıntılı olarak düzenliyor. Düzenleme bu haliyle, yukarıda açıkladığım klasik parlamenter sistemin uygulanışındaki işlevini yerine getirebiliyor…

Ancak…

2017 anayasa değişikliğiyle getirilen yeni hükümet sistemi, yalnızca parlamenter sistemlerde yer alan, başkanlık sisteminin mantığı ile kesinlikle bağdaşmayan fesih yetkisini (Bizdeki ifadesiyle 'seçimleri yenileme yetkisini') Cumhurbaşkanına tanıyor. Karşı fren mekanizması olan güvensizlik oyunun kalkmasına rağmen fesih yetkisinin devam ediyor oluşu, yetkinin demokratik işlevini ne yazık ki ortadan kaldırıyor…

Değişiklik sonrası Anayasanın 116. maddesine göre yapılan çıkarımlar şunlar:

1. Meclis, 'üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu', yani 360 milletvekilinin kararıyla seçimleri yenileyebilir. Bu ihtimalde, Meclis genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yinelenir.

2. Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde de Meclis genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.

3. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis, seçimleri yenileme kararı verirse, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. (Burada hemen belirtmek gerekir ki, Anayasanın 101'inci maddesinin değişiklik sonrası hükmü uyarınca "Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.")

Yapılan bu çıkarımlar neticesinde ilk dikkat çeken, Meclis'in seçimleri yenilemesi 360 milletvekili gerektirirken, cumhurbaşkanının tek başına alacağı bir kararla seçimleri yenileyebiliyor oluşu.

Cumhurbaşkanı, seçimlerin yenilenmesi kararını tek başına alabiliyor ancak bu kararı alırken, kendi seçiminin yenilenmesini ve tekrardan seçilememe ihtimalini de göze almak zorunda. Çünkü seçimlerin yenilenmesi talebinde kim bulunursa bulunsun cumhurbaşkanlığı seçimi ve Meclis seçimi birlikte yenileniyor.

Maddede dikkat çeken son husus ise, Meclis'in seçimlerin yenilenmesi kararı alması halinde, ikinci (yani son) dönemini yaşayan Cumhurbaşkanının tekrardan seçilebilmesi mümkün…

Mevcut durum açısından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu an birinci dönemi içerisinde… Nitekim Anayasa'nın 101. maddesi hükmüne göre 2014 yılında bir defa Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Tekrardan seçilmesi halinde ise, bu ikinci dönemi olacak. O halde, bu ihtimalde, "Cumhurbaşkanı olarak seçimlerin yenilenmesini talep etmesi halinde" yeniden seçilemeyeceğini; ancak "Meclis'in talep etmesi halinde" üçüncü dönem Cumhurbaşkanlığı yapabileceğini söyleyebiliriz…

Halihazırda Cumhurbaşkanı için istisna teşkil eden bir düzenleme yapılmadığından ilgili hüküm Erdoğan için de geçerli. Dolayısıyla 'Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı, Millet İttifakının Meclis çoğunluğuna sahip olması durumunda' Erdoğan'ın seçimin yenilenmesini talep etmesi halinde kendini saf dışı bırakmayı göze alması gerekir ki, bu pek gerçekçi bir ihtimal değil. O halde, görev süresi dolana kadar, 5 yıl, Meclis çoğunluğu kimde olursa olsun uyumla çalışmak zorunda.

Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesi kararı alınması için gereken 360 milletvekili çoğunluğunun sağlanmasının zorluğu da, "seçimlerin yenilenmesi" ihtimalini oldukça düşürüyor…

Yazarın Diğer Yazıları