Silivri zalimleri ne hissetti acaba?..

Silivri zalimleri ne hissetti acaba?..

Hazırlayan: Timuçin MERT

Pensilvanya'da...

Acaba o binadakiler "Adalet" için yürüyen milyonun üstündeki insanı seyrederken ne hissetmiştir...

İçerideki Ahmet Altan... Şahin Alpay... Mümtaz'er Türköne...

Dışarıdaki liberaller, eski yol arkadaşları...

Aynı yağmurda ıslanan hepsi...

(...) Mesela o Silivri kepazeliklerinin olduğu günlerde...

Hani "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" sloganı altında, Ergenekon, Balyoz, Fenerbahçe, Odatv, Kafes, bilmem ne kumpasları ve vicdansızlıkları ile insanların hayatları çalınırken, intiharlara sürüklenirken...

Hani "Küçük fotoğrafa değil büyük fotoğrafa bakın" denerek, dünyanın en ahlaksız içtihatları yaratılırken...

Türkiye demokratikleşiyor iddiası altında kurunun yanında yaşı da cayır cayır yakmaya kalkan o Salem liberalleri tozu dumana katarken...

İşte o günlerde böyle bir "Adalet mitingi" yapılabilseydi eğer, siz manşetleri ne olurdu, neler yazarlardı düşündünüz mü hiç?

O mitinge katılanların ne darbecilikleri kalırdı, ne "Faşistlikleri"...

O yüzden merak ettim...

Acaba Pensilvanya'dan nasıl görünmüştür bu miting?...

Sırf yazdıkları için içeri atılanların koğuşunda nasıl bir etki yaratmıştır?

Görüyor musunuz, adalet herkese ne kadar lazımmış...

Yani dünkülere bunu söylüyorum ama...

Siz bugünküler, siz de dinleyin demek istiyorum.

Adalet dün Silivri mazlumuna lazımdı...

Bugün Silivri zalimine lazım...

Yarın hepimize lazım olur.

Ertuğrul Özkök Hürriyet

***

Bu mudur adalet!

--------

 (Aytaç Ballı) Nisan 2015'te Soma davası için kürsüye çıktığında 34 yaşındaydı ve daha ilk duruşmada dosyaya hâkimiyeti ile dikkat çektiği belirtiliyordu tüm haberlerde.

Acılı aileler başta olmak üzere herkesin üstüne çöken "Adil bir yargılama olacak" rahatlığı fazla sürmedi elbette...

(...) İlgisizlikten duruşmaların daha küçük salonlara alındığını okuduk.

(...) Sanıkların "Bu FETÖ kumpasıdır ve hatta DHKP-C'nin" çıkışlarını veya bütün suçu kazada hayatını kaybeden birine yıkmaya çalıştıklarını okuduk...

(...) Sonra mesela "Hâkime soruşturma açılıyor" diye asılsız, kaynağı belirsiz  (!) dedikodular yayıldığını okuduk...

(...) Sonunda...

"Çok kapsamlı... 3-4 terabaytlık" dosyayı çok iyi bilen, en iyi bilen ve belki tek iyi bilen kişi olan hâkim Aytaç Ballı ve üye hâkim Esra Dokur'un görev yerleri kararname ile değiştirildi.

***

301 kişi öldü...

Haklarının aranacağı, hesabının sorulacağı söylendi en yetkili isimler tarafından.

Geldiğimiz nokta bu mudur?

Dosyanın 'künhüne vakıf' tek ismi görevden almak mıdır?

Ailelere "Verin hâkimi geri" dedirmek midir?

Bu mudur hakikaten adalet?

Kanat Atkaya Hürriyet

***

Tarihsel eşik

--------

Adalet Mitingi'nin görünen ilk bariz sonucu, yönetebilmek için tabanını artan dozlarla kutuplaşma ve ötekileştirme üzerinden konsolide eden yürütme kadrosunun "dışarda bıraktıklarını" yan yana getirme gücü oldu.

Çok haklıyken kaçırılmış bir zemin olan 16 Nisan gecesinin rötarlı tepkisini içinde taşıyan bu potansiyelin kıymetine paha biçilmez.

(...) Heyecan, ümit, enerji, haklılık.

Dördünün aynı anda bir arada oluşu, ender oluşabilecek bir tarihsel eşiğe işaret ediyor.

Çiğdem Toker Cumhuriyet

***

Millî Görüş'ten sarsıcı iddia:

AKP'li bakanın iki kardeşi birden "FETÖ'cü"

--------

15 Temmuz'un üzerinden bir yıl geçti. Devlet ve hükümet, doludizgin FETÖ mücadelesi yürütüyor.

Mücadelenin üst düzey kilit isimleri, bakanları, müsteşarları var. Ancak aralarında defosu büyük olanlar da var. Hem de öyle böyle değil!

Bu son bir yıllık süreçte, küresel mücadele de yürüten çok önemli bir bakanın iki kardeşi birden FETÖ'cü. Hem de tescilli. ByLock'tan. Halen etkin görevdeler. Vaziyete de hâkimler. Çünkü bakan abileri var!..

Ahmet Yavuz Millî Gazete

***

Erdoğan bir de böyle düşünsün

------

... Hiç kimse kavurucu sıcak altında sebepsiz yere yürümez, 450 kilometreyi kan ter içinde kat etmez.

Kaldı ki bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan bile 15 Temmuz'dan sonraki günlerde "Tutuklamalarda suçluyla suçsuzun, at iziyle it izinin birbirine karıştığını, FETÖ'cü diye tutuklanan birçoklarının hiç ilgisi olmadığını" söylemişti.

Siyasette "empati" çok önemlidir, şöyle düşünsek "partiler yer değişse, CHP'nin yerinde AKP olsa, referandumdaki 2 puanlık fark da 'Hayır' lehine olsaydı bugüne kadar yapılan uygulamalara Ak Parti nasıl bir tepki verirdi?"..

Güngör Mengi Vatan