Sürgün edilmiş gazetecileri Atatürk istedi, Meclis affetti

Milli Mücadele’ye ve Ankara Hükümeti’ne karşı çıktıkları gerekçesiyle yurt dışına sürgün edilip Türk vatandaşlığından çıkarılanlar arasında 13 de gazeteci vardı. Türkiye Cumhuriyeti ve başında bulunan Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk aleyhinde gazete ve dergilerde yazan önemli gazetecilerden biri de sürgünden yurda gelince Milliyet Gazetesi’nde köşe yazarı olan Refi Cevat Ulunay’dı. “150’likler” olarak bilinen bu kişiler arasındaki 13 gazeteci şunlardı:
l Mevlanzade Rıfat - Serbesti Gazetesi sahibi, Hürriyet ve İtilaf üyesi l Sait Molla - Türkçe İstanbul Gazetesi sahibi l İzmirli Hafız İsmail - İzmir Müsavat Gazetesi sahibi ve eski muharriri, Darülhikmet üyesi l Refik Halit Karay - Aydede Gazetesi sahibi ve Posta Telgraf eski Müdür-ü Umumisi l Bahriyeli Ali Kemal - Bandırma Adalet Gazetesi sahibi l Neyir Mustafa - Edirne’de Teemin ve Elyevm, Selanik Hakikat Gazetesi sahibi l Ferit - Köylü Gazetesi eski muharriri l Refii Cevat Ulunay - Alemdar Gazetesi sahibi l Pehlivan Kadri - Alemdar Gazetesi sahibi l Fanizade Ali İlmi - Adana Ferda Gazetesi sahibi l Trabzonlu Ömer Fevzi - Balıkesir İrşad Gazetesi sahiplerinden l Hasan Sadık - Halep Doğru Yol Gazetesi sahibi l İzmirli Refet - Köylü Gazetesi sahibi ve müdürü

***


Dış ülkelerden gelen haberler ve dış basın da çıkan yazılar üzerine vefatından bir süre önce Atatürk; Başbakan Celal Bayar, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak ve Bakanlar ile “150’likler” konusunu görüşmek üzere bir toplantı yaptı.
Atatürk o toplantıdaki konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
 “Mahkemelerce vatan haini damgasıyla sınır dışı edilen ama hemen hepsi bin  pişman olan 150’liklerin perişanlıkları üzüntü vericidir. Bunların kimisi geçim için ele muhtaçtır. Hepsi de aileleriyle vatan hasreti içinde kıvranan ve nâdim olan, Türk olarak da haysiyetimiz bakımından bu insanlarımız için artık af yasası çıkarmak zamanı gelmiştir sanıyorum.”
Atatürk’ün alkışlarla karşılanan bu sözlerinin ardından; acil olarak bir yasa taslağının TBMM’ye gönderilmesi kararlaştırıldı.

***

TBMM’nin  29 Haziran 1938 tarihinde yapılan toplantıda gündemin ilk maddesi olarak “150’likler” konusu görüşülürken bazı milletvekilleri öyle ateşli konuşmalar yaptılar ki, bunu üzerine kimi milletvekilleri gözyaşlarını tutamadı. Dinleyiciler arasında bulunan, dışa sürgün gönderilenlerin yakınları ve arkadaşları
arasında da hıçkırarak ağlayanların sesleri Meclis salonunda
yankılandı. Bu duygusal ortama bazı milletvekileri de zorunlu olarak iştirak etmekten kendilerini alamadı.
Hele devlet tarafından, incelemek ve durumları hakkında rapor verilmesi amacıyla görevlendirilen Samsun Milletvekili Ruşen Barkın’ın kürsüde okuduğu raporda yer alan şu sözler gerçekten de çok hazindi:
 “-Hepsini, hastasını, yaşlısını, en perişan durumdakini yakından gördüm, hepsinin söylediği ayni kanaatleriydi. Dediler ki: Yeter ki, af olalım, değil şimendifer, vapur, otomobil icabında yürüye yürüye, sürüne sürüne vatanımıza gelmeye razıyız, yeter ki bizlerin hayalini silmeyiniz...”
Sivas Milletvekili Vasfi Rıza Seviğ: “-Memleket dışına atılmış olan insanların, bu yasa ile hayata döndüklerini düşünün.”
Ankara Milletvekili Gazeteci  ve Radyo yorumcusu Aka Gündüz: “-Olumlu oy verdim. Atatürk, ne düşünmüşse iyi düşünmüştür.”
Sinop Milletvekili Cevdet Kerim İncedayı: “-Yüzellilik soyadı altında hain diye Türk ferdi bulundurmak istemiyoruz.”
Gümüşhane Milletvekili Durak Sakarya: “-Memleketin en zor şartları altında düşman saflarında yer alanlar, Cumhuriyet idaresinin ne olduğunu gelsinler görsünler ve ne olduğunu tecdidi iman etsinler.”
Yozgat Milletvekili Sırrı İçöz: “-Madem ki bu gün Mustafa Kemal atatürk’ün şefkati bu hainlerin affını iltizam ediyor, ben de bunun kabülüne taraftarım.”
Dış İşleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu: “-Oylarınızı verirken bu insanların ailelerini, çocuklarını düşünerek müsamahakâr olmanızı hassetsen rica ediyorum.
Başbakan Celal Bayar: ” -Af meselesinin ifade ettiği diğer bir mâna daha vardır, o da memleketimizde Türk vahdetinin ve rejiminin çelikleşmiş olmasıdır. Bunu cihana göstermek istiyoruz, affımızın bir gayesi de budur...
Ve affa uğrayanların kimi özel otomobil, kimisi tren ve vapur ile özledikleri yurtlarına ayak basınca ilk iş olarak toprağı öpmüşlerdi ki bunların arasında Refii Cevat Ulunay vardı.

Yazarın Diğer Yazıları