Suyla dans eden şehrin çeşmeleri

Suyla dans eden  şehrin çeşmeleri

İBB Kültür A.Ş'nin yayınları arasında büyük ilgiyle karşılanan "İstanbul'un 100'leri Serisi"nin 84. kitabı, "İstanbul'un 100 Hanım Çeşmesi" okurla buluştu. Görsel materyaller ile desteklenen çalışmada her noktası bir başka güzellik barındıran İstanbul'u süslemede gayret gösteren Osmanlı hanımlarına bir vefa örneği sayılabilecek kitapta onların yapılmasına öncülük ettiği çeşmeler ayrıntılı olarak tanıtılıyor.

Nerdeyse her sokak başındaki çeşmeleri ve sebilleriyle, bentleri ve kemerleriyle, hamamları ve şadırvanlarıyla, havuzları ve su terazileriyle, sarnıçları ve kuyularıyla İstanbul; adeta suyun dans ettiği bir şehir olmuştur.

Tarihi kayıtlara, dünyada en çok çeşmesi olan şehir olarak geçen İstanbul'a suyun nakledilip nakşedilmesinde; başta Osmanlı padişahları olmak üzere, hanım sultanlar, padişah kızları, sadrazamlar, paşalar, devlet erkânı ve imkânı olan herkes katkıda bulunmuştur.

Başlangıçta sevap temelli bir hareket noktası olan çeşme yapımının zamanla İslami sanat üslubu ve ardından Batı etkisindeki sanat akımlarının tesiriyle oldukça farklı ve abidevi bir noktaya taşındığı dikkate değer bir husustur.

Günümüzün modern bakış açısı ile yaklaşıldığında bir muamma olarak karşımıza çıkan Osmanlı kadınını anlayabilmek için başvuracağımız ilk kaynaklar şüphesiz ki onların eserleridir. Kendisini meydana getiren ile alakalı olarak bizlere oldukça önemli veriler sunan mimari eserler içerisinde de çeşmeler hiç şüphesiz ki en üst sıralarda almıştır.

Nilay Köse ve Mesut Meyveci tarafından hazırlanan bu çalışmada İstanbul'un dört biri köşesinde yer alan Osmanlı hanımlarının, vücut bulamasına ön ayak olduğu çeşmeler arasından 100 adet çeşmeye yer veriliyor. Çeşmelerin seçilmesinde inşa edildiği tarihin mimari özelliklerini güçlü bir şekilde yansıtabilmesi, günümüzdeki durumu ve bir kitabeyi barındırması temel alınıyor.

İBB Kültür A.Ş Yayınları Tel:(0212) 467 07 00

***

Cazim Gürbüz tanışlarını kitaplaştırdı

Ülkücü Hareketin iki başbuğu Alparslan Türkeş, Yılma Durak ve en başta gelen ideologlarından Nevzat Kösoğlu hakkında hiçbir yerde duyamayacağınız çarpıcı anı ve tespitler… Hak ve Eşitlik Partisi (Hepar)'nin kuruluşundan bitkisel yaşama giriş aşamasına dek olup bitenler ve Osman Pamukoğlu'na dair çok özel tespitler… Ergenekon tutuklamaları ve davaları sırasında Doğu Perinçek'e verilen yürekli köşe yazısı destekleri, Silivri mektupları…

1968-1985… Siyasal ve toplumsal açıdan çalkantılı, boğuşmalı, acılı yıllar… Bu yıllarda devletin istihbarat örgütü yalnızca istihbarat mı topluyordu acaba? Yoksa bu çalkantıların, boğuşmaların, yönlendirici ve kışkırtıcı tarafı mı oluyordu? Bu taraf olmaları fark edip karşı duranlara neler oluyordu acaba? Yazarımızın bu konuda yaşadığı ilginç öyküleri, anıları ve mağduriyetleri var. Yazarımız Cazim Gürbüz yıllar sonra bütün bunları yeni kitabı "Tanış Ünlüler/ Anılar Gizdökümler"de anlatmakta.

Ve 1950-1960 dönemi… O günün milli emniyetinin bir ajanı… O günkü iktidarın ve müesses nizamın tehlike gördüklerinin yanlarına sokulmuş, bunlar hakkında elde ettiği bilgileri jurnaller halinde bildirmiş yetkililere. Sonra da bu jurnalleri dosyalamış. Bu dosya yıllar sonra yazarımızın eline geçmiş. O belgeleri de bu kitapta bulacaksınız. Bu jurnallerde ünlü isimler var: Nazım Hikmet, Kemal Tahir, Cemil Meriç, Necip Fazıl gibi…

1925 yılında Erzurum'da meydana gelen "şapka isyanı"… Yazarımız daha çocuk çağında, bu isyanda, babası asılan acılı ve cumhuriyete öfkeli biriyle , o isyanın delikanlı yaşında tanığı olan bir diğer kişiden birebir elde ettiği özel bilgileri de okurla paylaşıyor.

Hem Türkiye, hem Türk Dünyasından önemli şair ve yazarlarla, edebiyat tarihine geçecek çarpıcı ve tatlı yaşanmışlıklar… Erzurum'dan yazarın gençliğinde tanıdığı Türkiye çapında da isim yapmış ilginç isimler: Teyyo Pehlivan, Naim Hoca, Raci Alkır, Mükerrem Kemertaş, Aşık Yaşar Reyhani… Ve Cazim Gürbüz'ün gazetecilik ve köşe yazarlığındaki mücadeleleri, bunlarla ilgili anekdotlar... Bütün bunlar bir yakın tarih belgeliğidir, şimdiye dek saklanan, yazılmayan, yazılamayanlardır.

Berfin Yayınları Tel:(0212) 513 79 00

***

HAFTANIN KİTABI

Nihal Atsız'ın kazandırdığı önemli eser

Bursalı Mehmed Tahir'in, Osmanlı Müellifleri adlı eserinde "1020 (1611-1612) tarihi ricâlinden olduğu müstebân" dediği ve herhangi bir kaynak göstermeden Bayburtlu olduğunu belirttiği, İsmet Miroğlu'nun, tahrir kayıtlarına göre Bayburtlu ve tam adının Ferruhşad Beyzade Osman olduğunu kanıtladığı Bayburtlu Osman'ın kaleminden çıkan Tevârih-i Cedîd-i Mir'ât-ı Cihân, Hüseyin Nihal Atsız tarafından 1936'da bir kitapçıda bulunmuş ve 384 sayfalık eserin Türklere dair olan bölümü kendi eliyle istinsah edilmiştir. Atsız'ın III. Murad döneminde yazıldığını belirttiği Mir'ât-ı Cihân, fihristinden anlaşıldığı kadarıyla "unvan" adı verilen sekiz bölümden oluşmuştur. Dördüncü bölüm tamamlanmadan eserin kesildiğini belirten Atsız'a göre, fihristte zikredilen diğer dört bölüm ise hiç yoktur. Eserin büyük bölümü dinî hurafelerden bahsederken, sadece 208-259. sayfalar arasındaki üçüncü bölüm bir tarih niteliğini taşımaktadır ve bu bölümün 235-259. sayfaları bazı yerlerde kronolojik sırayı gözetmeden kısa fasıllar halinde Nuh oğlu Yafes oğlu Bulcas Han'dan Sultan III. Murad'a kadarki Türk tarihine hasredilmiştir. Bununla beraber eserin kenarına en eskisi Hacı Bektaş'ın ölümüne, en sonuncusu Kandiye'nin fethine ait tarihler, yazarın ölümünden sonra meçhul bir müstensih tarafından eklenmiştir. Atsız'ın istinsah etmesinden sonra Berlin'e giden ve muhtemelen İkinci Dünya Savaşı gayyasında yiten Mir'ât-ı Cihân'ın sözkonusu nüshasının ne olduğu artık meçhuldür. Bu sebeple, elimizdeki çalışma ayrı bir önem kazanmakta ve Atsız Bey'in Türk tarihçiliğine katkılarından biri olarak külliyatında yer almaktadır.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

***

Türkiye İş Bankası'ndan İstanbul'a taşınma hatırası

Cumhuriyet'le yaşıt kuruluşlarımızdan Türkiye İş Bankası dün 94. yılını kutladı. Cumhuriyet gibi Ankara'da doğmuş Türkiye İş Bankası tam 76 yıl sonra genel müdürlüğünü İstanbul'a taşıdı. Banka kendi tarihi açısından da önemli olan bu olayı kültürel bir ürünle taçlandırmak isteyince Semih Gümüş tarafından hazırlanan "Öykülerde İstanbul" kitabı ortaya çıkmış oldu. 2000 yılında Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan ilk baskısını yapan kitabın kapak deseni de yine ünlü bir sanatçıya, Bedri Rahmi Eyüboğlu'na ait.

İstanbul ile ilgili öykülerin derlendiği kitap şu sözlerle takdim ediliyor:

"İstanbul, Türk edebiyatının en önemli yaşam alanlarından biri olageldi. Yüzyıldır bin bir yüzü yazıldı ama hâlâ yazılmayı bekleyen pek çok yüzü, pek çok kişiliği var. Öykülerde İstanbul'da işte bu benzersiz zenginlikteki dünyayı insanları, doğası, semtleri ve nostaljisiyle yansıtan öyküler bulacaksınız. Öykülerin yazarlarına gelince... Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ömer Seyfettin, Sait Faik Abasıyanık, Refik Halid Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Nahid Sırrı Örik, Ziya Osman Saba, Orhan Kemal, Haldun Taner, Cihat Burak, Sabahattin Kudret Aksal, Zeyyat Selimoğlu, Oktay Akbal, Bilge Karasu, Demir Özlü, Füruzan, Onat Kutlar, Tezer Özlü, Mustafa Balel, Erendiz Atasü, Feyza Hepçilingirler, Işıl Özgentürk, Hulki Aktunç, Semra Aktunç, Nedim Gürsel, Feride Çiçekoğlu, Roni Margulies, Buket Uzuner, Karin Karakaşlı"

Kısa öykülerden oluşan bu geniş hacimli kitabı bir çırpıda okuyacağınıza eminim.

                                                                                                                     (Ahmet Yabuloğlu)