Tahammülsüzlük sınırı aştı

               Bir kanun çıkarmalıydı hükümet. Olmasa kanun hükmünde bir kararname. Bu kanunda demeliydi ki: "Muhalefete ve demokrasiye tahammülümüz yok. AKP iktidara geldikten sonra bir daha gitmemeli. Her kim Partimizi iktidardan düşürürse vatan hainliğinden yargılanmalı..."

                Olur mu öyle şey demeyin..

Gidişat onu gösteriyor..

                Bütün seçim konuşmalarına, muhalefete ve özellikle de İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'e olan tavırlarına bakın. Engellemelere bakın. Sanki muhalefet suç işliyormuş gibi, ne diyorlar: "Tek dertleri Erdoğan'ı indirmek!"

Peki, Erdoğan inmeden yerine Akşener'in oturması mümkün mü?

Değil..

Ya İnce'nin?

                Değilse Karamollaoğlu'nun?

Gene mümkün değil..

E, öyle ise bir şekilde oradan inmesi ve yeni seçilmiş olana koltuğunu bırakması gerekmiyor mu?

Demokrasinin gereği bu değil mi?

Dahası, bu indirme millete sorularak ve onun onayını alarak sandıktan çıkan sonuçlara göre gerçekleşmiyor mu?

                Çok daha önemlisi Sayın Erdoğan da aynı yol ve yöntemle iktidara gelmedi mi?.

                Eee! Öyle ise sizin sorununuz ne?

                Demokrasiden mi rahatsızsınız, yoksa sizi oraya taşıyan halk iradesinin vereceği karardan mı?

                AKP 16 yılın verdiği rahatlıkla, devleti kendisinin sanmaya başlamış gibi. Demokrasiyi özümsemediğini her fırsatta gösteriyor.

                Yandaşları da aynı kafada..

                Önceki gün Gaziantep'te yaşananlar bunun en çarpıcı örneği..

Akşener, Gaziantep'te binlerce kişinin katıldığı mitingin ardından Osmaniye'ye geçmek üzere makam aracına giderken şok bir tabloyla karşılaşıyor.. Bakıyor ki, makam aracının bulunduğu cadde belediyenin çöp kamyonlarıyla kapatılmış... Yürüyerek yoluna devam ediyor...

                Kimi, İYİ Partililerden sokaklara, caddelere  afiş asacaklara saldırıyor.

Kimi, önüne çöp kamyonu koyuyor.

Kimi, toplantı yapacağı oteli baskı altına alıp, toplantıyı engelliyor.

                Kimi, bilerek ve isteyerek basına engel koyuyor..

                Söyler misiniz; bu neyin kafası?

                Kısacası muhalefetin ve özellikle de İYİ Parti'nin ortalıkta dolaşması, halktan oy istemesi, fikir beyan etmesi, yasanın verdiği seçme ve seçilme yetkilerini, propaganda yapma hakkını, yasalara uygun kullanması dahi suç olarak görülüyor... Engel üstüne engel konularak, 24 Haziran'a doğru yol alan İYİ Parti, tüm başarısını halkın yaratacağı mucizeye borçlu olacak..

                Bu zihniyet asla demokrasi üretemez.

               Asla adalet üretemez.

                Asla haklara ve hukuka dayalı meşruiyet oluşturamaz.

Çünkü engelleyici ve tahammülsüz. Demokrasiyi içine sindirememiş durumda.

Elinden gelse seçime gerek yok diyecek...

                Bir çeşit Esat rejimi kuracaklar.

                Söylemleri ithamlar üzerine kurulu ve düşmanlık üretiyor...

                Bir de utanmadan "vesayeti kaldırdık" diyorlar. "Darbeleri önledik, demokrasiyi ileri seviyeye taşıyacağız" diyorlar...

Hayır!.. Tam tersine yeni vesayet yarattılar ve demokrasiye hiç mi hiç tahammül edemiyorlar.. Demokrasinin hoşgörü sınırını aştılar.

Yazarın Diğer Yazıları