Toplumsal başarının sırrı çok çalışmak...

Zeka, kabiliyet ve normal koşullar için de insanın beyinsel yapısında ki var olan tanrı nimetleri, tek başına insan denen mükemmel yaratığı arzu edilen noktalara ne yazık ki ulaştıramıyor...
Bireyin ötesinde, toplumsal başarılarla buluşmak, yeryüzün de her konuda saygınlık kazanmaya ayrıcalıklı bir özellik gözüyle bakmanın tek kuralı, her yönüyle bir noktaya gelen toplum öncelikle eğitim kurallarını en ciddi anlamda tamamlayıp, dal ve branşlarda ciddi çalışma ve eğitilme yöntemleriyle bıkmadan çok çalışarak, ideal noktalara ulaşması elbette mümkündür... Özlem ve hayranlıkla izlenen başarılara bakıldığın da, toplumun tümden gelişme görüntüsü, sanılmasın ki bir çok kabiliyetin bir araya gelerek oluşmasından fark atılıyor!.. Hayır, sportif aktivitelerden medeni yaşantı ve çalışma koşul ve şartları bir araya gelerek toplum seviyesinin yükselişi, sistemli ve çok çalışmayı disipline etmiş toplumlarda açık seçik gözleniyor...
      Biz buradan, toplumların başarı sırlarına değinirken maksadımız konuyu fazla dağıtmadan uluslararası sportif başarılara odaklanmak istiyoruz...
     Ancak inancımıza göre, kalıcı ve topluma psikolojik güç veren başarılar öyle sanıldığı gibi geçici heyecan ve alkışlarla geçiştirilen bir anlayış tarzı değil. Toplumlar medeni seviyelerini ve olanaklarını on yıllar boyunca geliştirdikçe, insanlar öncelikle sağlığını doğal koşullarda  da dinamik bir anlayış içinde tutmaya koşullanmalıdır... Bizce, sporun gelişim anlayışı ve uluslararası boyut kazanımı da bu temel anlayışla günümüz de toplumsal aktiviteye dönüşmüş olmalıdır...
      Olimpiyatlar, Avrupa ve kıtalararası, ülkelerarası sportif yarışma ve aktivitelerin temelinde insanlara spor sevgisiyle, sağlık yön ve yöntemlerini de göstermiş oluyor... 8-9-10 Mart'ta yani geçtiğimiz haftanın son üç gününde İstanbul'da "14. Dünya Kapalı Salon Atletizm  Şampiyonası" yapıldı...
    İstanbul-Ataköy'ün hemen girişinde, çok kısa bir süre içinde Olimpik standartlara uyumlu "Atletizm Kapalı Spor Salonu" yapılarak böylesi büyük bir etkinliğe ev sahipliği de yapıldı. Emeği geçenleri biz de buradan kutlarız. Gerçekten yüz akımız oldu... Son yirmi yıl içinde ülkemizin bir çok yerinde stat ve spor salonları yapıldı ise de, böylesi Olimpik bir kapalı atletizm salonumuz yoktu. Temennimiz, büyük illerimizde de benzerlerinin kurulması gereği, şimdi çok daha iyi anlaşılmış olmalıdır!.. Çünkü, böylesi sağlıklı tesisler, genç çağlarda gençlerimizin eğitimli yetişmelerine ön ayak olacaktır...
        Ayrıca bu tür çağdaş tesisler, bundan böyle deneyimli insanlarımızdan çok branşlarında eğitim almış öğreticiler yönetiminde topluma faydalı olacaklardır... Çok çalışmanın yanında, eğitimli ve deneyimli ellerde yetiştirilecek gençlerin başarılarının daha kalıcı ve daha toplumsal boyutlarda hız kazanacağı inancındayız...
       Üç gün boyunca devam eden 14. Dünya Atletizm Şampiyonasına, 172 ülkeden binin üstünde sporcu, 24 branşta nefeslerin tutulduğu yarışmaları, sadece biz değil milyonlarca dünyalı izledi... Toplumlar, yıllarca kazandıkları deney ve çalışmalarının sonucunu aldılar... 172 ülkenin gözde sporcuları bir araya geldi! Yarıştılar medenice, kurallar doğrultusunda sistemli çalışmaların başarı sonuçları da alındı...
      Yeni salonumuz göz kamaştırdı... Madalyaları elbette hak edenler aldı. Ancak 75 milyonluk nüfusa, sanayi ve ekonomide her şeye karşın büyük adımlar atan ülkemiz, M. Kemal Atatürk Türkiyesinin ve bizzat kendilerinin çok güvendiği ve gelecek nesillere miras bıraktığı Türk Gençliği burada da en görkemli başarılara kavuşsaydı... Ancak, sonuçta, Aslı Çakır Alptekin kızımız 1500 metrede kadınlar yarışında bronz, yine 1500 metre erkekler yarışında İlham Tanui Özbilen kardeşimiz de gümüş madalya kazanma başarısı gösterebildiler... Bu da, ne yazık ki, Ülkemizin Dünya Salon Atletizm yarışlarındaki ilk madalyamız ve ilk başarımız oluyordu... Kutlarız.
 10 Mart Cumartesi günü de, Grekoromen güreşte 120 kilo Avrupa şampiyonluğunu kazanan güreşçimiz Rıza Kayaalp'in başarısı, ülke insanımızın yüzünü güldürüyordu... Kutlarız.
    Toplumsal başarının sırrı, elbette sistemli ve toplumun spor anlayışıyla orantılı olduğu, umarız şimdi daha net anlaşılmaktadır...

Yazarın Diğer Yazıları