"Türkiye'nin geleceği Endonezya"

"Türkiye'nin geleceği Endonezya"
Ekonomist Murat Muratoğlu, Türkiye'nin mevcut yönetim anlayışıyla ekonomide düze çıkmasının mümkün olmadığını belirterek, "Türkiye'nin geleceği Endonezya" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başkanlık sistemi ile Türkiye ekonomisinin şahlanarak dünyanın sayılı büyük ekonomileri arasına gireceğini söylemişti.

Erdoğan’a göre eski, çift başlı parlamenter sistem, bu şahlanışın önündeki tek engeldi. Bugünse önünde bir engel bulunmuyor. 

Peki, Erdoğan ekonomik hedeflerine ulaşabilecek mi? Türkiye ekonomisi şaha kalkacak mı? İşsizlik azalacak, enflasyon çift hanelerden kurtarılabilecek mi?

Diken'de yer alan habere göre, bu sorulara cevap veren Ekonomist Murat Muratoğlu’nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

İktidar, 24 Haziran seçimlerinden önce 2023 hedeflerini anlattı, başkanlık sistemiyle Türkiye’yi dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına sokma vaadinde bulundu ve seçmenden istikrar için oy istedi. Seçimi de kazandı. Dünyanın sayılı ekonomilerinden biri olmamıza ne kadar kaldı?

Hiçbir zaman dünyanın sayılı ekonomilerinden biri olamayacağız. Bu kötü yönetimle hiçbir hedefe ulaşamayız.

"DIŞ GÜÇ YOK, KÖTÜ İÇ YÖNETİM VAR"

İşsizliğin azalacağına ve zenginleşeceklerine inanarak iktidara oy veren seçmen, neden Türkiye ekonomisinin iyileşeceğini düşünüyor?

İyileşeceğini düşünüyorlar çünkü bu ülkede insanlar, dış güçlere karşı savaş yürütüldüğüne inanıyor. Bu savaşın sonunda da fakirleşmeyi kabul ediyorlar. Kısacası olmayan bir düşman yaratılıyor. Halka “Savaş ortamındayız, bazı şeylere katlanmak ve fedakarlık yapmak zorundayız” deniyor.

Türkiye, ‘cari açık’, ‘işsizlik’, ‘enflasyon’, ‘yerli paranın değer kaybı’, ‘özel sektörün dış borcu’ gibi göstergelerde dünya rekorları kırıyor. Bunların üzeri nasıl örtülecek? Yeni düşmanlar mı yaratılacak?

Düşmanın kim olacağı konusunda kafamız hep karışıktır bizim. Önce düşman deniyor sonra da ABD Başkanı Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile el ele pozlar veriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan oturdu Merkel ile de görüştü. Anlayacağınız ortada düşman falan yok. İş bilmez, öngörüden yoksun çok kötü bir yönetim var.

"KAPALI EKONOMİYLE TÜRKİYE İNTİHAR EDER"

Peki, iktidarın hala ekonomiyi düzeltme şansı var mı?

Yok. Hatta önümüzdeki üç yıl işler çok daha kötüye gidecek, herkes bunu yaşayarak görecek.

Son günlerde piyasalarda ürkütücü söylemler dolanıyor. Vatandaşın bankalardaki döviz hesaplarının TL’ye çevrileceği, bundan böyle döviz alışverişinin devletin onayına tabi olacağı ve sabit kur rejimine dönüleceği gibi… Tüm bu söylentiler bize Özal öncesi Türkiye’yi hatırlatıyor. Sizce Türkiye kapalı bir ekonomi ile yönetilebilir mi?

Bunlar söylentiden öteye gidemez.

Niye?

Türkiye kapalı bir ekonomi ile yönetilemez. Bu, “Türkiye intihar edecek” demekle aynı şeydir. Bir kere bunlar işe yaracak tedbirler değil. Hadi Merkez Bankası dövizlere el koydu diyelim. Ne işine yaracak? Özel sektörün 240 milyar dolar civarında dış borcu var. Sen bu adamların dövizlerine el koyarsan, bunlar yurt dışına borçlarını nasıl ödeyecek?

"DAMADI DUYUNCA NASIL KAÇACAKLARINI ŞAŞIRDILAR"

Yabancı yatırımcı Türkiye’den neden ayrılıyor?

Seçim, bunun sebeplerinden biri. Seçimden sonra “Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak kim” diye sordular… Sonra da bir ay önce İngiltere’de “Merkez Bankası bağımsız olmamalı; enflasyon sebep değil faizin neticesidir” diyen cumhurbaşkanının damadı olduğu yanıtını aldılar. Bu yanıt üzerine tüyleri diken diken oldu, Türkiye’den nasıl kaçacaklarını şaşırdılar.

"SERMAYENİN TÜRKİYE'DEN HIZLI KAÇIŞI SÜRECEK"

Sizce bu ‘Türkiye’den kaçış’ devam edecek mi?

Tabii ki devam edecek. Bakın, bu sene Türkiye’ye giren sıcak para geçen yıla göre yüzde 97.7 oranında azalmış. Bu, hazirana kadarki rakam. Şimdi haziran ve temmuz ayları tamamen satışa döndü. Bu, Türkiye’den sıcak paranın çıkacağı anlamına geliyor.