Utanmazlık da bu kadar olur

    Ekmeğin gramajından 50 gram indirmek suretiyle gizli bir zam yapmış oldular; fiyat aynı, 100 kuruş...

    Farklı fiyatta ekmek yok mu, var; gramajına ve katkı çeşitlerine göre fiyatları da değişiyor.

    Tahinli ekmek, vitamin katkılı ekmek, cevizli ekmek, üzümlü ekmek, zeytinli ekmek, tava ekmeği, tost ekmeği, tuzsuz ekmek, hepsinin fiyatı ayrı...

     Bunlar, keyfe keder ekmekler. Halkın bilinen ekmeği ise katkısız olanı, 100 kuruştan satılan 200 gram ekmek...

     * * *

     Birleşik Kamu-Sen bir araştırma yaparak gerçek enflasyon rakamlarına ulaştı.

     Çok geri gitmeyelim, eylül 2017 ile mart 2018 arasındaki periyotta unlu mamûllere gelen zam miktarı yüzde 11.84...

     Yüzde olarak diğer kalemlere bakalım; et ve balık 9.45, yumurta 8.4, sıvı yağ 3.5, meyve 23, sebze 61 ve bakliyat 2 artmış...

     Peki asgari ücret ne olmuş, memur, işçi ve emeklilerin maaşlarında ne kadar artış sağlanmış, irdeleyince acı gerçek ortaya çıkıyor...

     Ücretlere yapılan zam oranları ise yüzde 3-4.5...

     Evet fark ürkütücü, çünkü fiyatlarla ücretler arasında denge yok!

     Eskiler böyle durumlarda yapılana bakıp kaşıkla verirler, kepçeyle geri alırlar diyerek siyasetçileri eleştirir...

     İktidar bu tablodan hiç utanmıyor mu; insanların yüzüne nasıl bakıyor ve cumhur ittifakı kurarak hepimizden hangi suratıyla oy istiyor...

     Siyaset, utanmazlık alanı değildir!

     * * *

     Ülkenin yönetimini kapıp koyuverdiler...

     Ülkenin sorunları umurlarında değil; yurttaş zordaymış, geçinemiyormuş önemsemiyorlar.

     İnsanlar umudunu yitirmiş, güven duygusunu kaybetmiş, geleceğinden endişe duyuyormuş kime gam...

     Varsa yoksa seçim yatırımları...

     Yurttaşların, bütün bunların hesabını sandıkta sormayacağını sanıyorlarsa devam etsinler; attan düşmenin ne olduğunu o zaman anlarlar...

Âlet edevat meselesi

      27 Şubat merhum Prof. Necmettin Erbakan'ın altıncı ölüm yılıydı; Erbakan, 2011 yılında hayata veda etti...

      Onun rahle-i tedrisinden geçmiş olan AKP'nin bugünkü kadrolarının, yaşarken "Hoca" diye eteklerine sarıldıkları merhumu adam gibi andıklarını sanmıyorum...

      Medyaya yansımayacak kadar sıradan bir anma yapmış olabilirler...

      Çıkarlarını sahiplenmekten, insanlarını sahiplenmeyi unuttular herhalde!

      * * *

      Siyasal hırs denizinde boğulup kaldılar...

      Onun asla tevessül etmediği beşeri çirkinlikleri yapmak bunların görevi oldu...

      Demokrasiyi allak bullak ettiler, hukuku kişinin hukuku haline getirdiler, yargıyı siyasallaştırdılar, laik cumhuriyeti hedef aldılar, hanedanı hayal etmeye başladılar...

      Ülkede ne adalet kaldı, ne özgürlükler...

      Sağlık, eğitim ve ekonomi geriledi, üçünü de berbat ettiler...

      Yanlış dış politikalar uygulayarak ülkemizle dünyanın arasını açtılar, komşuları ülkemizin düşmanı haline getirdiler.

      * * *

      Erbakan bunların birini bile yapmadı; aydınların üzerine yürümedi, rutubetten nem kapıp yazarları ve gazetecileri içeri attırmadı. İnançlara dokunmadı, mahalle baskısı kurdurmadı, etrafındakilerden kuşkulanmadı...

      Tarihimizi sahiplendi ama padişahlık hevesi duymadı, komşularla iyi geçindi...

      Bugünküler, hocanın aksine işler yaparak ruhuna azap verir oldular...

      * * *

      Merhum Erbakan bunları, çirkin işler yapsın diye yetiştirmiş olamaz...

      Çirkin işler yapmayı sonradan öğrenmiş olmalılar...

      * * *

      AKP'nin marifetlerine bakıyoruz, kötü âletle iyi işler yapılamaz diyoruz!

Herkesin üssü var

      ABD'nin Suriye'deki üs sayısı 13 idi, bu sayı 20'ye ulaşmış...

      Rusya'nın üs sayısı ise sadece 3, biri Lazkiye'de; diğer ikisi ise açıklanmıyor...

      İran'ın da Şam'ın 300 kilometre doğusunda bir üssü olduğu söyleniyor...

      İsrail'e gelince, Yahudiler üs kurma gereği duymuyor, çünkü Esad'ın güçlerini istedikleri zaman vuruyorlar...

      Bize gelince üssümüz olduğunu bilmiyorum, sanmıyorum da; herkesin bildiği gibi Mehmetçik orada destan yazıyor!

      * * *

      Peki bizim Suriye'de üssümüz olmayacak mı...

      Olacak ama aceleye mahal yok, Erdoğan "Başta şahsım olmak üzere Afrin'e gideceğiz" derken "Bekleyin" demek istedi...

      O cümlede "Yakında bizim de bir üssümüz olur" anlamı da saklıydı...

      * * *

      Komşunun toprak bütünlüğü tamam da, o bütünlük iki düzine yabancı üsle mi sağlanacak, efendim?

Yazarın Diğer Yazıları