Yalancı çoban...

Bir varmış, bir yokmuş...

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, köyün birinde küçük bir çoban yaşarmış.

Günlerden bir gün, koyunlarını yine otlatmaya götüren küçük çobanın canı sıkılmış ve "İmdat! İmdat" diye bağıra bağıra köye koşmaya başlamış.

Köylüler panik halinde sormuşlar:

-              Ne oldu çoban kardeş?

-              Kurtlar koyunlarımıza saldırdı, yardım elin, hadi koşun, acele edin...

Kan ter içinde koyunlarını kurtarmaya koşan köylüler bir de bakmışlar ki bütün sürü yerli yerinde otluyor;

-              E hani kurtlar?

Çoban katıla katıla gülmüş;

-              Canım çok sıkılmıştı, eğlenmek için ben uydurdum!

Köylüler canları burunlarında evlerine dönmüşler.

***

Aradan bir kaç gün geçmiş, bizim çoban akıllanır mı?

Sıkıldığı bir gün yine aynı oyunu tekrar etmiş...

"Bu defa gerçekten geldi" demiş...

"Ya geldiyse" diye köylüler bir kere daha çobanın yalanına inanıp koyunları kurtarmaya gelmiş; yine kurt yok...

***

Aradan birkaç gün daha geçmiş...

Çoban aynı yerde koyunlarını otlatırken bu defa gerçekten kurtlar saldırmış sürüsüne... Köye koşup yardım istemiş haliyle, ağlamış, yalvarmış ama kimse ona inanmamış...

Sürünün yanına döndüğüne kurtların birçok koyununu, kuzusunu kaptığını görmüş...

***

İktidarın, ABD emperyalizmine karşı Avrasya açılımına göz kırptığı, hatta bu yönde çok ciddi stratejik planlar filan açıkladığı şu günlerde, ABD taşeronluğuna en şiddetle karşı çıkanların bile neden iktidara canı gönülden destek veremediğini merak edenler...

İktidarın yanında yer al(a)mayışa hainane anlamlar yüklemeye kalkışanlar...

Bu çekimser tutumu "anlamak" istiyorlarsa diye hatırlattım "yalancı çoban" masalını...

Toplumun iktidara kayıtsız şartsız güvenebilmesi için belki iktidarın da yalancı çobanın kuzularını kurda kaptırdığı gibi bir kırılma yaşaması ve lafta değil sahiden de "dönüşmesi" gerekiyordur ha...

***

Tehditle adaylık

Trakya'nın küçük ilçelerinden biri... İktidar partisi bugüne kadar bu ilçede bir kere bile yerel seçim kazanamadı; hali hazırda da CHP'de belediyesi...

Bayram ziyaretleri sırasında laf lafı açtı; ilçede yaşayanlar anlattı:

(Kimseyi daha da mağdur etmemek için isim yazmıyorum.)

-              AKP, bizim doktor H.... Bey'e çok baskı yapıyormuş...

-              Ne baskısı?

-              Belediye Başkanlığı'na aday ol baskısı...

-              Ee?

-              Geçen seçimde de onu aday göstermek istediler olmadı. Şimdi yine uğraşıyorlarmış...

-              Kazanabilecek biri mi?

-              Bağımsız bile girse silip süpürür...

-              E doğal değil mi kazanabilecek birinden adayları olmasını istemeleri?

-              Sadece istiyorlarsa doğal da bu "baskı" acaba nasıl bir baskı?

-              Ne olabilir; tehdit filan mı var?

-              Bilmiyoruz ama adam çok zengin; yıllardır çalışıyor parasının kaynağı belli ama yine de o para üzerinden bir şeyler olabilir mi?

-              Olabilir mi?

-              Öyle sanki! Adam siyaset yapmak istemiyor çok üstüne gidiyorlar...

İnsanların aday olmamaları için tehdit edildiklerini duydum da, tehditle adaylığa zorlamayı ilk defa duyuyorum...

Bu konjonktürel bir paranoya ise ayrı dram...

İlçe sakinlerinin şüpheleri haklı ise ayrı...

Kazanmak için her yol mübaha yepyeni bir yorum!

***

Bayram trafiği notları

Trakya insanının "olmaz bişey be ya" rahatlığından mı kaynaklanıyor acaba diyordum ama tatilin ilk 4 gününde 56 ölü 272 yaralı olduğunu duyunca anladım ki ülke genelinde de hal çok farklı değil. Benim şahit olduklarım:

Bebek koltuğu kullanmayanlar, kullananlardan fazla.

Radarsız, kontrolsüz taliden hallice ilçe ve köy yollarında "hız sınırı" diye bir kavram yok; 80'ler 90'lar nostaljisi yaşatan araçlara ralli yapmaya çalışan çılgın gençler tehlike saçıyor.

Sürücülerin büyük bölümü renk körü olmalı zira ışık "teferruat" gibi davrananlar çoğunlukta.

Direksiyon başında bile alkol alan var caydırıcı olabilecek yoğunlukta denetim/kontrol yok... (İş yükünden her yere yetişilemediği için olmalı.)

"Yasaklar delinmek içindir" kafası egemenliğini koruyor, onlar yüzünden kurallara uyanlar da Allah'a emanet.

***

"Ahirim sensin"i en güzel söyleyen...

Adını sanını bilmiyorum; bayramdan bir gün önce, sabahın köründe, sokaktan bu muhteşem Neşet Ertaş eserini söyleyerek geçen çingene delikanlı; değme profesyoneller halt etmiş; bugüne kadar onun gibi söyleyenini hiç duymamıştım...

Yaktın ciğerimizi sabah sabah çocuk!

***

SORU-YORUM

Diyanet Vakfı, dolar kurundaki artış nedeniyle bağış miktarını 750 liradan 850 liraya çıkarmış... Dolara bağlı olarak kullandıkları maliyetlerindeki astronomik artış yüzünden müşteriye zam "yapmak zorunda kalan", eski siparişlerini de zararına teslim eden esnafa "fırsatçı" diyenler bakalım buna ne diyecekler?

***

Garip gurup işler

Brunson, Irak'ın işgalinde sahiden de komutan idiyse... Irak'ın işgalinde komutan olmak, dolayısıyla Irak'ın işgali kötü bir şey idiyse;

Bir: Neden TBMM'den ABD'ye destek tezkeresi çıkarmak için üstünüzü başınızı parçalamıştınız?

İki: Neden işgalci askerlerin sağlığına dualar etmiştiniz?

Yazarın Diğer Yazıları