Yeni rejime uyum sürecinde beklentiler...

24 Haziran seçimlerini geride bırakalı, bir hafta olmasına rağmen ülke gündemi halen seçimler. Seçimin öngörülenden farklı sonuçlanması ile bitmek bilmeyen seçim analizleri başladı... Eskiden seçim dönemleri için kullanılan bir söz vardı: "Seçim sath-ı mâline girdik." Aslında "sath-ı mâil" sözü "eğik düzlem" anlamına geliyordu. Ama buradaki mecazi kullanımının anlamı "hedefe ulaşmak için başlayan olaylar süreci" demekti. Ancak esas anlamıyla aslında seçimlerin beklenmeyen sonuçlar verebileceği görüşünü de yansıtmaktaydı.

Yani, bu eğik düzlemde, hesaplar her zaman tutmayabilir... Velhasıl tutmadı da... O yüzden ki isteyen istediği kadar seçimin sayısal sonuçlarını analiz etsin dursun, netice belli: Türkiye artık kendine has bir başkanlık rejimi ile yönetilecek.

2010 yılından beri 8 yıllık süreçte 7 defa seçime gidildi, seçmen 7 defa tercihini yaptı ve birbirini takip eden süreçlerin sonucu ise bu yeni rejim oldu.

Artık kuvvetler ayrılığı ilkesi 'resmen' ortadan kalktı.

Yüksek Seçim Kurulu'nun kesin sonuçları açıklaması ile birlikte de bu haftadan itibaren yeni sistemin teknik alt yapısı kurulmaya başlanacak... Peki, bu alt yapı nasıl kurulacak?

Mevcut hükümet, seçimlerden önce çok tartışılan TBMM'den aldığı meşhur Yetki Yasası ile KHK'lar çıkartacak...  Öncelikle 800 ayrı kanunda yer alan 5 bin civarındaki kanun maddesinden 'Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu' ifadeleri kaldırılacak ve yerine 'Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanlığı' ifadeleri eklenerek başbakanın sahip olduğu yetkiler Cumhurbaşkanı'na aktarılmış olacak.

Devamında, bakanlıkların teşkilat yasalarını mülga edecek düzenlemeler yapılacak ve Cumhurbaşkanı'nın yemin edip göreve başlamasıyla da resmen yeni sisteme geçilmiş olacak... Cumhurbaşkanı, yeni rejimin nasıl kullanılacağı en çok merak edilen ve en çok tedirginlik uyandıran aracı olan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ni ilk defa kullanarak bakanlıkları kuracak ve bakanları atayacak.

Teknik alt yapısının nasıl şekilleneceği merak edilse de, aslında asıl merak edilen uygulama kısmı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırılan bu rejim Türkiye için işleyişi kolaylaştıracak mı yoksa zorlaştıracak mı?

Ekonomi ile ilgili problemler nasıl çözülecek? Vatandaş bu süreçten ne kadar etkilenecek?

Zam haberleri şimdiden gelmeye başladı. Ki, bu daha başlangıç... Görünen o ki, zorlu bir süreç bizi bekliyor.

9 ay sonra yerel seçimler var. Zaten bozuk olan ekonomimiz bir 'seçim ekonomisi' mağduriyetini de bu seçimlerde yaşayacak... Ekonomiyi etkileyecek her türlü atılım şu an önemli. Sermayenin Batı'da olduğu unutulmadan Batılı demokrasi kriterleri temel alınarak hareket edilmeli.

Ve elbette bununla bağlantılı olarak dış politika hemen değiştirilmeli. Orta Doğu ile de Avrupa devletleri ile de ilişkiler yeniden elden geçirilmeli.

Vatandaşın birinci beklentisi, seçim meydanlarındaki vaatlerin unutulmaması!

'Yargının bağımsız ve tarafsız bir biçimde adaletin tecellisine odaklanmasına' dair verilen vaat asla unutulmamalı!

Seçimlerde sarf edilen "güçlü meclis" vaadinin gerçekleşebilmesi ve demokrasi açısından son umut olan meclisin halkın tamamını temsil edebilmesi için gerekenler yapılmalı. Ünlü siyaset bilimci Robert A. Dahl şöyle der: "Demokratik kurumların gelişiminde üç büyük kilometre taşı bulunmaktadır: Oylama yoluyla kamusal kararlara katılma hakkı, temsil etme hakkı ve muhalefet yapma hakkı." Burada üçüncü kilometre taşı özellikle önemli!

Yeni rejim nasıl şekillenecek, seçim meydanlarındaki vaatler yerine getirilecek mi, ekonomimiz toparlanabilecek mi, yargıya güvenebilecek miyiz... İşte, endişe içerisinde sorduğumuz tüm bu soruların cevaplarını bize zaman verecek...

***

Günün sözü:

"Yöneticiler, iktidara saltanat sürmek için değil, millete hizmet için getirilmişlerdir. Ulusa karşı olan görevlerini kötüye kullandıkları takdirde, şu ya da bu biçimde ulusal iradenin kendi haklarında vereceği kararla karşılaşırlar. Ulus tarafından, ulus adına devleti yönetmeye yetkili kılınanlar, gerektiğinde ulusa hesap vermek zorunda olduklarını bilmelidirler."

Mustafa Kemal Atatürk

Yazarın Diğer Yazıları