Yeni seçileceklere bazı tavsiyeler...

Doludizgin seçime koşuyoruz. Görünen o ki 24 Haziran sonrasında birçok koltuk el değiştirecek. Mahkeme kadıya mülk değil... Öyle ise gelin yeni dönemde sorumluluk üstlenecek yöneticilere geçmişten örnekler sunarak bazı tavsiyelerde bulunalım. Gayet tabii, sözümüz istişareye, konuşup tartışmaya açık olanlar içindir. "Sen aklını kendine sakla" diyenlerle işimiz olmaz.

Hz. Peygamberimizin: "Âdil hükümdarın bir günü (bir gün adaletle hükmetmesi) bir kişinin kendi kendine altmış yıl (nafile) ibadet etmesinden daha hayırlıdır.", "Üç kimsenin duası reddedilmez. Bunlardan biri de âdil devlet adamıdır.", "Adalet güzeldir, âmirlerde olursa daha güzeldir." gibi sözleri etrafında şekillenen yönetim anlayışı 1. Halife Hz. Ebubekir'in ilk hutbesine şöyle yansımıştı:

 "Ey insanlar! Size halife oldum ama bu, sizden daha hayırlı olduğumu göstermez. İdaremde isabetli olduğum sürece bana yardım edin. Doğruluktan ayrılırsam beni düzeltin. Doğruluk emanet, yalancılık hıyanettir. İçinizde zayıf olan, hakkını alıncaya kadar benim yanımda kuvvetlidir. İçinizde kuvvetli olansa başkasının hakkını ondan alıncaya kadar zayıftır. (...) Bir millette kötülük yaygın ve revaçta olursa Allah o milleti belaya düşürür."

Bu metin dikkatlice incelenerek günümüze uyarlandığında yöneticilerin uyması gereken temel prensiplerin şunlar olduğu görülür:

1-            "Millet beni seçti, en büyük benim" havasına girmemek.

2-            Fakir-fukara ve kimsesizleri koruyup kollamak...

3-            Güçlünün değil, haklının yanında yer almak.

4-            Doğruluktan ayrılmamak.

5-            Yalan söylememek.

6-            Eleştiriye açık olmak...

Konuyu uzatmamak için diğer üç halifenin "hutbe"lerini geçerek sadece Hz. Ömer'in "adalet", Hz. Osman'ın "hilim" (yumuşak huyluluk), Hz. Ali'nin de "ilim" sembolü olduğunu hatırlatmakla yetiniyoruz. Dört halife döneminden intikal eden müktesebatı bütün olarak değerlendirdiğimizde Hz. Ebubekir'in hutbesinde işaret edilenlere ilaveten devlet yöneticilerinde bulunması gereken diğer özellikleri de şöyle sıralayabiliriz:

1-            Mütevazılık

2-            Hizmet aşkı

3-            İstişare

4-            Adalet

5-            Yumuşak huyluluk

6-            Akıllılık

7-            Bilgelik

Bu özellik ve güzellikler Türk örf ve âdetleriyle birleşerek ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlı ve Selçuklu devlet teşkilatlarında uygulama alanı bulmuştur. Gerek Karahanlı devleti saray nâzırı Yusuf Has Hacib'in "Kutadgu Bilig"i, gerekse Büyük Selçuklu devletinin meşhur veziri Nizamülmülk'ün (ö.1092) "Siyâsetnâme"si bu konuda bize ayna tutmaktadır.

Aynı yönetim anlayışı Osmanlı devletinde de sürmüştür. Osman Gazi (ö.1326), Orhan Gazi (ö.1360), Murat Hüdavendigar (ö.1389) gibi Osmanlı padişahlarının vasiyetlerine bakıldığında söz konusu yönetim anlayışının devam ettirildiği açıkça görülür. İşte size Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazi'nin, oğlu Orhan Gazi'ye vasiyetinde yer alan birkaç mısra:

"Dilerem ey sâhib-i ikbâl ü câh//İtmeyesin cânib-i zulme nigâh//Adl ile bu âlemi âbâd kıl//Resm-i cihâd ile beni şâd kıl//Râh-ı cihâd içre idüp ictihâd//Memleket-i Rûmda kıl adl u dâd"

Kısacası; millet ve devlet nasıl bir günde ortaya çıkmazsa, onu yönetmeye talip olanlar da günlük hesap ve heveslerle değil, dünden bugüne dînî ve millî yönetim anlayışlarıyla mücehhez olarak yola çıkmalıdırlar. Başarı için "Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol"...

***

ACZİMİN GİRYESİ:

       AŞK ve MEŞK

Devlet  yönetimi  aşk  işidir,

Kuru kavga değil, meşk işidir. 

                          (Li-müellifihî)  

Yazarın Diğer Yazıları