Zaman içinde sanat

Bu hafta dilimde hep eski şarkılar, aklımda ise eski filmler vardı. Her bir cümlesi özenle yazılmış şarkı sözleri, izlemekten sıkılmadığım Yeşilçam filmleri... Neden şimdi aynı tadı alamıyoruz? Şimdiki eserlere sadece biz değil yeni nesil de sahip çıkmıyor. Arkasında duracağımız işler nadir çıkıyor, sanki zamanın içinde eriyip gidiyorlar. Bir taraftan insanlar değişiyor. İnsanlar değişirken sanat anlayışımız da mı değişiyor? Sanat da hızla tükenebilir mi? Günümüzde kültür, bilim, sanat, edebiyat hızla değer yitirirken, hızla tüketilen ürünler adeta değer kazanıyor.

Siz de zaman zaman eskiyi özlemiyor musunuz? O zamanlar daha güzel olduğu için dönem eserleri daha güzel gibi gelir bana. O naif duygular, o küçük mutluluklar, ekonomik koşullara rağmen sanat için mücadele eden emekçiler... Hâlâ aklımızda olan bu yapıtlar iyi yürekli insanların işi olmalı. Sanatı elbette içinde var olduğu dönemin şartlarından ayrı düşünmek mümkün değil. Sanat iyileştirir. Bireyi, toplumu hatta insanlığı...

Bu haftanın tavsiyesi benim gibi eskiyi özleyenler için olsun. İBB Kültür A.Ş tarafından düzenlenen "Yeşilçam Film Günleri", "Neşeli Günler" ve "Tosun Paşa" ile başladı. Eskimeyen Yeşilçam filmleri, yenilenmiş yüksek çözünürlüklü halleri ile yeniden Yeşilçam'ın kalbi olan Beyoğlu'ndaki Atlas Sineması'nda bu ay boyunca her Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri bizlerle buluşacak. Bu eşsiz filmleri sinema salonunda seyretme keyfini kaçırmayın derim!

Geçen hafta, 49. sanat yılında sahnede dev bir isim dinledim. Erol Evgin... Konserin ilk 15 dakikasını gözlerimi kendisinden alamadan, kıpırdamadan izledim. Bir taraftan aileden biri gibi sıcacık ve alçak gönüllü diğer yandan ulaşılamaz bir sanatçı... Gurur duyduğum bir dost gibi.

Konserin ikinci bölümünde -ki şimdiki şarkıcılar asla bu kadar uzun performans sergilemiyorlar- seyircilerden biri kendisinden bir şarkı istedi. Evgin, daha önce o şarkıyı seslendirmesine rağmen seyircisini kırmadı ve şarkıyı tekrar söyledi. Bu kibarlık, bu saygı, "sanatçı" kelimesinin tam da tanımı olsa gerek... Kimseyi kırmadan, yorulmadan, güler yüzlü, esprili ve yıllara meydan okuyan sesiyle, bize en güzel anılarımızdan birini yaşattı. Ayrıca hâlâ çok yakışıklı!

Geçmişin özlemini duymamın sebebi sonraki her bir dakikamın öncekinden daha kötü olduğunu görmekten korkmak olabilir. Ya da şimdide olmayan ne varsa, onu istemek. Devrin hızına yetişelim derken sanatsal olarak derin duygularla hazırlanmış eserler bırakamıyoruz. Bir bakmışız, bugünlerimizi bile özlemişiz... Neden olmasın?

Yazarın Diğer Yazıları