Muğla turizminde sezon sıkıntısı

Özellikle 1988-1990 yılları arasında dağıtılan yaklaşık 30 milyar dolar “turizm yatırım kredisi” o kadar hoyratça ve bölgeler arasındaki dengeler göz önünde bulundurulmadan dönemin iktidarı Anavatan Partisi tarafından yandaşlarına dağıtıldı ki, bugün ülkemizin diğer turizm bölgelerinde yaşanılan sezon sıkıntısının ana nedeni, zamanında yapılan haksız kredi dağıtımlarında yatmaktadır.
Dönemin yöneticilerinin “devlet yönettiklerini unutup, parti yöneticiliği mantığı ile hareket etmelerinin” bir sonucu olan bu adaletsiz turizm yatırım kredisi dağıtımı yüzünden, bugün ülkemize gelen yabancı turistler iki bölgeye sıkışıp kalmışlardır. Binlerce turistik tesisin bulunduğu Antalya Bölgesi’nde yüksek yaz sezonunda birkaç dakikada bir havaalanına uçak inerken ve kış sezonunda da aslında iklimsel anlamda hiç de turizm faaliyetlerine uygun olmadığı halde yine Antalya Havaalanı’na uçak inmeye devam etmekte.
Yüz milyonlarca dolar harcanarak yapılan ve Muğla ilinin dışarıdan gelen yabancı turistlerin ana girişini oluşturduğu Dalaman ve Bodrum Havaalanları kış aylarında İstanbul’dan yapılan iç hat seferleri dışında uçak görememekte. Antalya’ya kış aylarında gelen yabancı turistlerin çıktıkları turlar incelendiği zaman, büyük bir yüzdesinin bir haftalık Batı Ege turlarına katıldığı ve Antalya’da konaklamadıkları görülmekte. Yani kış turizminin devam ettiği Antalya bölgesinde aslında tur operatörlerinin asıl parayı kazandıkları “tur paketleri” yörenin kısıtlı tur alternatifleri nedeni ile pek kârlı olmadığı halde, sırf büyük turizm tesisleri nedeni ile operatörler o bölgeye operasyon düzenlemek zorunda kalmaktadır.
Burada hükümet edenlere düşen görev, yıllardır göz ardı edilen ve ülkemize turizm girdilerinin en birinci ayağını oluşturan “tur paketlerinin” kolaylıkla ürün olarak sunulabildiği Batı Ege Bölgesi’ndeki turizm bölgelerindeki yatak kapasitelerini yükseltmek için proje ve yatırımları teşvik etmek olmalıdır. Özellikle Fethiye, Dalaman, Marmaris ve Bodrum bölgelerindeki çarpık turizm tesisi yapılaşmasına bir son verilmeli ve “devletin oluşturacağı bir turizm eylem politikası rehberliğinde” küçük işletmelerin faaliyetlerine son verilmelidir.
Özellikle Fethiye ve Marmaris’teki konaklama işletmesi enflasyonuna son verecek ciddi bir imar programı faaliyete konulmalıdır. Derli toplu üç beş turizm tesisi ile verilebilecek konaklama hizmetlerinin yüzlerce işletmeye bölünmesi hem çevresel bir sorun yaratmakta hem de işletmelerin verimliliğini düşürmekte. Bu noktada öncelikle “apart-otelleri” konaklama sınıfından çıkaracak bir eylem planı oluşturup, beş on tane odaya sahip tüm işletmelerin konaklama tesisi ruhsatları iptal edilmelidir.
Turizm bölgelerindeki “apart-otel” diye adlandırılan konaklama tesisleri hem Kültür ve Turizm Bakanlığı denetiminde olmayıp hem de tur operatörleri ile hizmet sözleşmesi imzalayarak “devlete karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmemektedirler.” Yani bakanlık denetimi kendisinde olmayan işletmelerde meydana gelen tüm sorunlardan sorumlu olmaktadır.
Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı acilen, ülke turizmindeki hizmet ve gelir seviyesinin artması için “bu eylem planını uygulamaya” koymalıdır.

Kafamdaki soru
 “Ne zaman devletimiz turizm sektöründeki yabancı kaçak çalışanları kayıt altına almak için ciddi yaptırımlar uygulayacak?”

Yazarın Diğer Yazıları