Muğla’nın Ortaca İlçesi’nde haftalık çıkan Yerel Güney Ege Gazetesi’nin haberlerini sizlerle paylaşmak istedim. Yazıyı okuyunca ben devletin devlet olmaktan nasıl çıkarıldığını bir kez daha görmüş oldum. Haberi olduğu gibi yazıyorum.
“Muğla Valiliği İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda müdürlüğünün Muğla’daki çalışmalarını anlatmaya çalışan Karayolları 12. Bölge Müdürlüğü Bölge Müdür Yardımcısı Şemsettin Zeren, toplantıya katılanların sorularının yanıtlanmasında, özellikle trafik işaretleri ile ilgili soruları yanıtlamada zorlandı.
Toplantıda, Muğla’da duble yolları yapan müteahhitlerin hak edişlerini aldıktan sonra yol yapımını bırakıp kaçtıkları ortaya çıktı. Bölge Müdür Yardımcısı Zeren’in açıklamaları karşısında Vali Dr. Ahmet Altıparmak dahi şaşkınlığını gizleyemedi.
Zeren’in verdiği bilgiye göre, 2008 yılında Gökova-Marmaris duble yol çalışması 3.5 milyon TL’ye ihale edildi. 11 km uzunluğundaki yol için ihaleyi alan firmaya 1.5 milyon TL para ödendi. Aynı şekilde Köyceğiz-Ortaca arasında 25 km yol da 9 milyon TL’ye bir başka firmaya ihale edildi. Bu yol için de ihaleyi alan firmaya 2 milyon TL hak ediş parası ödendi. Ancak bu duble yolların ihalesini alan müteahhitler ortadan kayboldu. Karayolları 12. Bölge Müdürlüğü ihaleyi kazanan ve hak edişlerini alan müteahhitlere ulaşılamadığını açıkladı.
Bu arada başta Ortaca Belediye Başkanı Hasan Karaçelik olmak üzere katılımcıların duble yol çalışmaları yapılmakta olan yerlerde trafik sinyalizasyonlarının sökülmesi yanında, yeterli uyarı levhalarının konulmaması ve yol kenarlarındaki mıcır artıklarının trafik kazalarına neden olduğu şeklindeki eleştirileri karşısında tatmin edici açıklamada bulunamadı.”
Sayın okuyucularım, yukarıdaki satırları okuyunca eminim sizde şaşırdınız, devlet etmenin bu kadar zayıf olduğu bir dönem sanıyorum hiç yaşanmadı, bir banka hesabı açmaya veya bir iş başvurusunda bulunduğunuzda istenen evrakların arasında sabıkasızlık belgesinden, nüfus kaydına, ikametgah evrakına ve daha önce çalıştığınız yerlerden referansa kadar her şey isteniyor.
Devletten ihale alıyorsunuz, birkaç iş makinesi ve kamyon getirip biraz kazı ve dolgu yapıyorsunuz, ardından hak edişi alıp kaçıyorsunuz. Size devletin hiçbir kurumu ulaşamıyor. Bunu da yine açıklayan devletin o konuda kendisine yetki verdiği kurumun yetkilileri.
Allah aşkına, bu ihaleyi kazanan firmalar daha sonra kaçtılarsa ve kendilerine ulaşılamıyorsa, ihaleyi bu firmalara veren devlet yetkililerinin hiç mi sorumluluğu yok? Devlete açtıkları zarar karşılığında bu tip bürokratlara gerekli cezayı verirseniz, hiçbir bürokrat tam araştırma yapmadan bundan sonra ki ihaleleri sonuçlandırmaz.
Bürokratların veya siyasilerin yapmış oldukları hatalar nedeni ile devletin maddi ve manevi kayıpları “devlete görev zararı” olarak yazılmaya devam edildiği sürece ve buna sebep olan bürokratlar görevlerinin başında durdukları sürece, bu kaçan müteahhitler ilk olmayacak ve hatta bu uygulama bundan sonraki devlete verilecek maddi zararları daha da teşvik edecektir.
Çünkü devlet, devlet gibi davranıp gereken cezayı her kesime vermelidir ki otoritesi ortadan kalkmasın.