Muhaliflere düşen görev

               Görüyorsunuz değil mi? Millî refleksler bir nabız gibi atıyor. Ülkü ocaklarının eski genel başkanları, bilinen kök adamlar ve ülkü devleri birer birer uç veriyor... Ses verip söz söylüyor..

                Bu durumdan kim korkuyor?

                Hepimizi ters köşe yapanlar... Bütün ülkücüleri ideolojik sürü sanarak anahtar teslimi götürüp saraya teslim edeceğini sananlar...

                İşte yanıldılar...

"Asıl olan vatan, gerisi teferruattır" diyen Kuvayı millîye ruhu şahlanıyor...

                Nereden anlıyorum?

Anadolu'dan..

Bakınız..

İşte Anadolu ses veriyor..

Hem de açık ve net bir ses.

İkilem yok..

Eğilip bükülme yok.

Yalakalanma yok..

Delikanlı mı delikanlı..

Mert mi mert...

Ne diyor şair: "Seferim var sınırlara sevdasından uçan gelsin.."

Telaş yok..

Hüzün yok..

Korku yok...

Ortak ses, bilinçli ve anlamlı sözler söylüyor. Onlara da bu yakışır. Çünkü onlar ocaklılar.

Bakınız, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanlarının 'Başkanlık Sistemine' karşı ortak bildirilerinden bahseden Ünser: "Bu bildiri, adalete, tarafsızlığa çağrıdır ve tek adamlığa bir karşı çıkıştır" diyor.

Neymiş?

Bir karşı çıkış...

Ne demek bu..

Sürü olmamak demek.. Öyle her istediğini yaptıramazsın demek.

Karşında duranların aklı var demek.

Fikrin ve davanın ölçüleri var demek.

Konuşmanın devamına bakalım. Orada önemli tespitler var çünkü.         

                "MHP'nin kongre yapmadığı süreçte, Devlet Bahçeli köpürtülecek, Milliyetçi Hareket Partisi AKP'nin içinde eritilecek dedim. Böyle bir tehlike var. Bu tehlikenin de hayata geçtiğini görüyorum. MHP ve ülkücü hareketin sonu öyle kolay gelmez ama MHP'nin Türk siyasi hayatındaki yeri riske edildi. Özelde MHP'yi riske eden, genelde de rejimi tehdit eden bir değişimdir. Türk siyasi hayatında MHP liderinin söylemlerindeki çelişkileri, tutarsızlıkları konuşacak olursak herhalde vaktimiz yetmez. Siyasette bu oluyor, dün söylenenler bugün inkâr ediliyor. MHP'nin bu çizgiye gelmiş olması ülkücülere izah edilmelidir."

Evet, milliyetçi camia şaşkındır ve neler olup bittiğini tam olarak anlayamamıştır. Ancak zaman her şeyin örtüsünü kaldırır. Bu örtü de bir gün kalkacak. İşte o zaman nasıl bir manzara ile bu hale geldiğimiz net olarak görülecektir.

Bütün bu gelişmelerde tek sevineceğimiz şey, Türk milliyetçilerinin her ne pahasına olursa olsun içten yıkılmadığını göstermeleridir. Burada MHP'deki parti içi muhaliflere büyük görev ve aynı zamanda büyük sorumluluk düşüyor. Bu incinmiş kitleyi ve kırgın kitle psikolojisini doğru yönetmeleri gerekiyor. Buradan çok parçalı bir yapı yerine tek parçalı nitelikli bir bütün ortaya çıkarmak onların görevi.

NOT. Sayın Meral Akşener ağabeyini kayıp etti. Kendisine, ailesine ve sevenlerine Allah sabır versin. Başsağlığı dileklerimi iletmek isterim.

Yazarın Diğer Yazıları