MUKADDES ANKARA’DAN MEKTUPLAR -53-

MUKADDES ANKARA’DAN MEKTUPLAR -53-
“Türkleri öldürebilirsiniz, fakat asla mağlup edemezsiniz”

esat-atalay-001.jpg
Benim burada M. Clèmenceau’nun nutkundan alarak tekrar ettiğim cümleler Türk kahramanlarının bütün mefkûresini ifade ediyor. “Mazi, büyüklükleri, zafiyetleri ile geçip gitti.”

Bundan, muhafaza etmek istediğimiz sadece bir ders, vazifenin nutuklar söylemekle değil, faaliyet göstermekle, her sınıftan ecdadımızın mukaddes ananesi ve zaferimizin derin kaynağı olan Fransız zihniyetinin asil ateşi, insani bir şövalyelik ile ifa etmektir.

Babalarımız mezarlarında bizim küçüldüğümüze hükmederlerse, onların büyük olduklarını söylemek neye yarar?

Onların sesini dinleyiniz. Bizlere gurur verecek olan şey, onların nazarları altında, sulhun tuzakları içinde olduğu kadar, harbin ihtilâçları (çarpışmaları) içinde de ’Vatan her şeyin üstündedir’diyen ebedî parola olsun.”

“Türkleri öldürebilirsiniz, fakat asla mağlup edemezsiniz.”

Ne kadar doğru!

* * *

Sözlerimi artık bitiriyorum. Kosova Muharebesi’nin arifesinde Sultan Murat’ın tertip ile okuduğu şu ulvî münacatın bazı parçalarını tekrarlamaktan başka söyleyecek sözüm kalmadı.

Bu münacatın tamamı, son günlerde İstanbul’da bütün camilerde okundu.

Sevgili Resul’ün aşkına, Kerbelâ’da dökülen bütün kanların hatırasına, gaibler için ağlayan uzaklardaki gözler için, mukaddes davası uğrunda kendilerini feda edenler için İslâmiyet’i bu gazadan şan ve şerefle çıkar. Düşman her ne kadar kuvvetli ise de mağlup olsun.

Günahlarımızı affet ey Halik-i Âzam! Harp içinde geçen yıllarımızın mükâfatını ihsan et. Orduyu vikaye (korumak) için kendimi kurban edeyim ve düşmanların tek hedefi ben olayım. İmanımızı müdafaa için ölsem ne gâm? Çünkü ben muzaffer ordunun en büyük rehberiyim.”

İslâmiyet’e muhteşem bir revnak veren muharebe kazanıldı, fakat Sultan Murat öldürüldü.

“Zafer Allah’tan gelir ve gelmesi yakındır.”

Yarına ümit ve imanımız vardır. Düşmanı yenmek için Cenab-ı Hak bize yardım edecektir. İnşallah.

Kadriye Hüseyin

Roma, 9 Teşrin-i Evvel (Ekim) 1921 (Bitti)