Mülk suresinin Türkçe anlamı nedir?

Mülk suresinin Türkçe anlamı nedir?
Mekke’de inen Mülk suresi 30 ayetten oluşmaktadır. Mülk suresi adını ilk ayetinde geçen ‘’el-mülk’’ kelimesinden almıştır. İşte Mülk suresinin Türkçe anlamı..

Mülk suresi Mekke''de inmiştir. Mülk suresi 30 ayetten oluşmakta olup adını birinci ayetinde geçen el-mülk" kelimesinden almış olup, Tebâreke, Münciye, Mücâdele, Mâni''a, Vâkiye adları ile de anılır.

Mülk suresini her gece okuyanın, pek büyük sevaba nâil olacağına ve sûrenin faziletlerine dair hadisler yer almaktadır.

MÜLK SURESİ TÜRKÇE ANLAMI

1- Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir ve O''nun her şeye gücü yeter.

2- O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O,

üstündür, bağışlayandır.

3- O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahmân''ın yaratmasında bir aykırılık, uygunsuzluk

görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk görüyor musun?

4- Sonra gözünü tekrar tekrar döndür (bak). Göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin

halde sana dönecektir.

5- Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık ve onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık.

Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık.

6- Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü gidilecek yerdir o!

7- Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.

8- Az daha öfkeden çatlayacak. Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, onun bekçileri onlara:

"Size korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi?" diye sorarlar.

9- Derler: "Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz

ancak büyük bir sapıklık içindesiniz." dedik.

10- Ve derler ki: "Eğer biz dinleseydik, yahut düşünüp anlasaydık şu çılgın ateşin halkı

arasında bulunmazdık!"

11- Böylece günahlarını itiraf ederler. (Artık) o çılgın ateş halkı (Allah''ın rahmetinden) uzak

olsunlar!

12- Fakat daha görmeden Rablerinden korkanlar var ya, işte onlar için bağışlanma ve büyük

bir mükâfat vardır.

13- Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki, O, göğüslerin özünü bilir.

14- Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.

15- O size yeri boyun eğer kıldı. Haydi onun omuzlarında (dağlarında, tepelerinde) yürüyün

ve Allah''ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O''nadır.

16- Gökte olanın, sizi yere batırıvermeyeceğinden emin misiniz? O zaman yer sarsıldıkça

sarsılır.

17- Yoksa siz, gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden emin

misiniz? Tehdidim nasılmış bileceksiniz.

18- Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar. Ama beni inkâr nasıl oldu?

19- Üstlerinde kanatlarını açıp yumarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahmân''dan

başkası tutmuyor. Doğrusu O, her şeyi görmektedir.

20- Rahmân olan Allah''a karşı şu size yardım edecek askerleriniz hani kimlerdir? İnkârcılar,

ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadırlar.

21- Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verecek olabilen kimdir? Hayır, onlar azgınlık

ve nefrette direnip durmaktadırlar.

22- Şimdi yüz üstü kapanarak yürüyen mi doğru gider, yoksa dosdoğru yolda yürüyen mi?

23- De ki: "Sizi yaratan, size kulaklar gözler ve gönüller veren O''dur. Ne kadar az

şükrediyorsunuz!"

24- De ki: "Sizi yerden üreten O''dur ve O''na toplanıp götürüleceksiniz."

25- (Onlar): "Doğru iseniz bu tehdit ne zaman olacak?" diyorlar

26- De ki: "(O''na ait) bilgi, Allah''ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."

27- Onu yakın görünce inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: "İşte çağırıp durduğunuz şey

budur!" dendi.

28- De ki: "Baksanıza, eğer Allah beni ve benimle beraber olanları öldürse, yahut bize

merhamet etse, kâfirleri acı bir azabdan kim kurtarabilir?

29- De ki: "O çok merhametlidir. O''na inanmış, O''na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir

sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz."

30-De ki: "Baksanıza, eğer suyunuz çekilse, size kim bir akarsu getirebilir?"