Müptezele bak sen!..

Bugün Pazar ya.. Futbol çok konuşulacak.. Ben de futboldan bahisle bir müptezelin kalemine değineyim..

Sabah Gazetesi'ndeki bir müptezel yazdı.. Azerbaycan'ın Karabağ takımı ilk kez Şampiyonlar Ligi'ne katıldı ya.. Evindeki maçte Atletico Madrid ile berabere kaldı ya..

Hah işte o maçta tribünü yorumlamış. Diyor ki:

-En ilginç görüntü Karabağ taraftarlarının A4 kağıtlarına 'Qarabağ' yazıp, şeffaf dosyaya koyup, kareografi yapmalarıydı.. Futbol tarihinin en FAKİR, en EZİK, en KOMİK kareografisi bu olsa gerek..

Naylon poşete koymuşlarmış da, eziklermiş de.. Sabah Gazetesi yazıyı servisten çekti.. Doğrusunu yaptı.. Ama böyle komik(!) bir adamla çalışmaya devam eder mi meraktayım..

Bak, MÜPTEZEL;

Ben o tribünle ilgili yazsam ne yazardım biliyor musun?

-Karabağ tribünleri öyle içtendi ki, A4 kağıtlar ve dosya poşetleriyle kareografi yaparak, imkansızlığın resmini, inanmışlıkla boyadılar, yürekle boyadılar..

**

Seninle aynı mesleği yaptığım için utanıyorum.. Mesleğimden değil, mesleğimi kirleten şımarıklığınızdan, hadsizliğinizden..

Karabağ gözyaşıdır.. Karabağ acıdır.. Karabağ, kanında sorun olmayan her TÜRK için, işgal altındaki vatan toprağıdır, hasrettir..

Karabağ'a gurban ol sen.. Adının geçtiği yerde, naylon poşete, naylon kafanla espri mi yapıyorsun, a müptezel?

***

Yenilen hurmalar..

Cumhurbaşkanı Rakka'da terörist Abdullah Öcalan'ın posterlerinin açılmasına haklı bir tepki gösterip, Amerika'ya sordu, "Buna ne diyeceksiniz?"

Washington'ın diplomatik açıklamasını es geçiyorum.. Ama ABD Ankara Büyükelçiliğinin açıklaması manidar.. Deniyor ki:

-PKK, terör örgütüdür ve Öcalan terörizm faaliyetleri yüzünden Türkiye'de hapiste bulunmaktadır. SAYGI GÖRMEYE değer bir şahsiyet değildir..

Tam da burası; "Saygı görmeye değer bir şahsiyet değildir"

Bu açıklamayı okuyunca, bilmem sizin de aklınıza, "Sayın Öcalan" sözü geldi mi?

***

Hani 5 milyar borç veriyorduk?

"IMF borcunu ödedik ödedik, sonunda bitirdik.. Şimdi IMF'ye diyoruz ki, lazımsa 5 milyar dolar borç verelim.."

Bu sözü o kadar çok duyduk ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan..

Bi mutlu bi mutlu olduk duydukça.. Sanırsın hepimizin cebinde nakit 5 milyar var.. O derece sahiplendik.. Seçim sonuçları öyle diyor..

Sonuç; IMF'nin 25 milyarını hallettik de, Türkiye'nin dış borcu dayandı 500 milyar dolara..

**

"Deniz bitti, sıkıntı kapıda" dediğimizde, bir hücum oluyor ki sormayın.. Al sana son örnek, Varlık Fonu..

Türkiye'nin en kıymetli varlıkları, kurumları devredildi bu fona.. "Yağmaya yeni fırsat" dedik, 'Türkiye'nin büyümesini istemeyenler' olduk yine..

E buyrun o zaman, bu haberden bakın, "Varlık Fonu, Halkbank hisseleri karşılığı kredi arayışında.."

Ne kadar kredi arıyoruz? 5 milyar dolar..

Ne diyordu Erdoğan?

-IMF'ye 5 milyar dolar borç vereceğiz..

Varlık Fonu üzerinden alacağımız borçla mı 5 milyar borç vereceğiz bilmem ama Cumhurbaşkanı'nın meşhur sözü çınlıyor kulağımda;

-Nerdeeeeeen, nereye..

***

25 Ekim'de Ankara'dayım..

Liderlerin yanı başındakilerin bile "milyar dolarlık işlerden pay kapmaları" konuşulmaz da Türkiye'de, aylardır bir şehir efsanesi dolaşıyor..

Ben bizzat zirvelerden bile duydum:

-Meral Akşener'e para akıtıyorlar.. Şu kadar işadamı, şu kadar milyon, balya balya para gönderdi..

Uzaktan da olsa, şartlarını gözlemlediğim için, bana hep garip geldi bu iddialar..

Şimdi size daha yakından bir şey söyleyeyim mi?

Ortada öyle akan, dökülen, saçılan milyonlar falan yok..

Zaten öyle bir çark olsa, Meral hanımın tavrını biliyorum zaten de, hadi biri getirdi, evin önüne yıktı kamyonla diyelim, Tuncer Akşener, çağırır belediyenin çöp kamyonunu, "Alır mısınız şunları şuradan" der.. Kesin bilgi..

Demem o ki, çifte sigorta..

**

Herkes bir ucundan tutuyor.. Yapabileceği ne varsa yapıyor..

Müzisyeni ayrı omuz veriyor.. Kurgucusu ayrı omuz veriyor.. Eli kalem tutan, gönülden karalıyor.. Boyacısı işçilik almıyor.. Ustası "Bu da benden" diyor..

Koca koca işler yapan, genç, dinamik, zeki insanlar, işi gücü bırakmış, "Ben ne yapabilirim?" diye sıraya giriyor..

Benim gördüğüm, milyon taşıyan kamyonlar değil, bu insanlar..

İnanan ucundan tutsun.. Herkese, her katkıya, her omuza yer var..

Sonuçta, Türkiye yeni bir siyasi partiyle daha tanışıyor.. Demokrasinin doğasında var, yeni bir doğum gerçekleşiyor.. Korkmaya gerek yok..

"Yeni bir şeyler söyleyeceğiz" diyorlar.. "İyi bir şeyler söyleyeceğiz" diyorlar.. "Türkiye İyi Olacak" diyorlar..

Artık daha yakından biliyorum olan biteni.. Bakmadığım köşe bucak kalmadı.. Harbiden yok :)

"Milyon milyon para akıtıyorlar" diyenleri dinlediniz aylardır..

25 Ekim'de bir de Meral Akşener'i dinleyin..

***

Günün Sözü

Birine çamur atmadan önce düşün ve sakın unutma; önce senin ellerin kirlenecek..

Yazarın Diğer Yazıları