Murat İde: Gelen hakaretlerden iş yapamaz hale gelmiştik

Murat İde: Gelen hakaretlerden iş yapamaz hale gelmiştik
'Evet' demediği için Bengütürk'ten gönderilen Murat İde, çarpıcı açıklamalarda bulundu. İde, "son dönemde izleyicilerin hakarete varan tepkilerinden iş yapamaz hale gelmiştik" dedi.

Referandumda 'evet' demediği ve AKP'yi eleştiren paylaşımlar yaptığı için Bengütürk'ten gönderilen Genel Yayın Yönetmeni Murat İde, Medyaradar'dan Alev Gürsoy Cimin'in sorularını yanıtladı.

İşte çarpıcı röportajdan öne çıkanlar:

"BENGÜTÜRK'TE HAKARET SİLMEKTEN YAYIN YAPILAMIYOR"

Nasıl bir izleyici profili vardı kanalın? Bu saatten sonra o izleyici profilini kaybeder mi yoksa bu saatten sonra yeni bir izleyici profili mi yaratılır? Seçmen ve izleyici şu anda kanala nasıl bakıyor?

Mesela Bengütürk’ün sosyal medya hesaplarında beğenen paylaşan çok olur ama çok fazla yorum olmazdı. Olanlarda da bir denge vardı. Ama bugün bakıyorum, editör arkadaşlar eleştirileri, hakarete varan eleştirileri silmekten iş yapamaz haldeler. Bakıyorsunuz sayfada bir yöneticinin açıklaması yayınlanmış, beğeni çok az ama yorum yüzlerce. Yorumu tıklıyorsunuz, yukarıdaki rakam orada dururken, 3-5 tane olumlu yorum var.. Yorumları silmek, ne kadar yorum yapıldığını gösteren rakamı ortadan kaldırmıyor.. Dolayısıyla az önce anlatmaya çalıştığım şey o. Bu doğru bir yayın anlayışı değil bu sadece aklı ve mantığı tribüne oynayan editoryal kalibre demektir. Dolayısıyla şu anda televizyonun referandum konusundaki kamptan izleyici aldığı kanaatindeyim.

“HAYIR DEDİĞİM İÇİN DEĞİL EVET DEMEDİĞİM İÇİN GİTTİM”

Peki, ne yaşadınız o süreçte? Gönderilme süreci ortadaydı bir evet baskısı vardı şahsınıza yönelik. Ekrandaki ‘evet’in yanında bireysel olarak da sizden evet bekleniyordu. Psikolojiniz ne durumdaydı, ne yaşadınız? 

Bak ben hiç şu ana kadar bir baskı sözü kullanmadım, beklenti dedim.  Böyle bir beklenti var ve bu beklenti çeşitli vesilelerle bana hissettirildi.  Ama nezaketle hissettirildi bunun altını çizmem lazım. Ama ben o beklentiyi bu kadar ısrarlı ve seviyeli halde iletildiği halde eğer karşılamamışsam burada tavrım açık ve net demektir. Az önce de dedim, o koltukta oturduğun sürece gereği neyse yapacaksın. Ama onun dışında benim kişisel alanlarım var. Elbette bir dengeli bir şekilde o alanda görüşlerimi ifade hakkım var. Oralar benim özgürlük alanım. Ben orada sürekli 15 yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının neler yaptığını unutmadığımı ve unutmayacağımı ifade etmeye çalıştım. Dolayısıyla beni en çok kıran şey bu. Ben hayır dediğim için değil evet demediğim için gittim oradan bu bir. İkincisi Adalet ve Kalkınma Partisi aleyhinde yaptığım paylaşımlar bu süreci hızlandırdı. Beni en çok inciten bu. Ben Türk milliyetçilerinin ekranından AKP’ye karşı aldığım pozisyon neticesinde hızlanan bir süreçle ayrıldım. Bu incitici ve kötü bir şey yani. Kendimi bir Türk milliyetçisi olarak konumlandırıyorum ve Türk milliyetçisi birinin Ak Parti ile ilgili eleştirileri muhafaza etmesi bunun yüzünden bir final yaşaması, işte bu üzücü. Kişisel açıdan değil, doğrularımız açısından üzücü.

 

İlgili Haberler