Mustafa Armağan, Sevr ve Hilafeti savunmuş!

Mustafa Armağan, Sevr ve Hilafeti savunmuş!
Atatürk'e hakaret ve iftira yağdırılan TV programının konuklarından sözde tarihçi Mustafa Armağan hezeyanlarını sürdürüyor. Armağan, verdiği röportajda Atatürk’ü emperyalizmin işbirlikçisi, A Vahdettin’i ise kahraman ilan etti.

Salim YAVAŞOĞLU / İSTANBUL

Derin Tarih adlı derginin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Armağan'la yapılan bir röportaj, Yeşilay dergisinde yayınlandı. Mustafa Armağan, bu röportajda Atatürk'ü Fransız, İngiliz emperyalizminin işbirlikçisi, Sultan Vahdettin'i ise kahraman ilan ederek, Sevr'i ve hilafeti savundu. Armağan, Mustafa Kemal Paşa'nın önce Fransızlar ile sonra da İngilizlerle anlaştığını, Sultan Vahdettin'in ise bunlara direndiğini iddia ederek, "Birincisi Osmanlısızlaştırma, ikincisi İslamsızlaştırma dediğim iki kavramla özetleyebileceğim bir süreci başlatacak bir yönetimle anlaşmak istediler. Osmanlı alfabesi kaldırıldı. İslamla bağın kesilmesine yönelik taleplerdi bunlar. Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasına ancak bu şekilde izin verilebilirdi. Sultan Vahdettin buna direndiği için bugün hain olarak biliniyor" dedi. "Daha küçük bir Türkiye olabililirdi ama" sözleri ile Serv Analaşmasını kabul ettiği anlaşılan Armağan, "Vahdettin, Osmanlı ve İslam'dan vazgeçmeyecekti. O biliyordu ki Türkiye bir fırsatını bulduğunda telafi edecek bu durumu, halifelik bizde kaldığı sürece. Ama bunun bedeli ne oldu, hem İngiliz, hemde bizim tarih kitaplarımızda Sultan Vahdettin kötülendi. Ama mustafa Kemal Paşa hakkında hiç bir şey yazılmadı" ifadelerini kullanıyor. Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı, Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Mustafa Armağan'ın bu anlatımlarını "Yalan söylüyor" ifadeleriyle yorumladı. Yusuf Halaçoğlu, Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı andan itibaren İngilizlerin baskısıyla hemen geri çağrıldığının belgesini yayınladığını kaydederek, "8 Temmuz'da da Mustafa Kemal bu sebeple askeri üniformayı terkediyor. O belgeye bakarsanız, Mustafa Kemal'in daha Samsun'a çıkar çıkmaz derhal geri çağırılması için İngilizler tarafından hükümete baskı yapıldığını açıkça görürsünüz. Sahtekarca yazı yazıyorlar böyle. Dolayısıyla Vahdettin ile Atatürk arasında herhangi bir sıkıntı da yok. 8 Temmuz 1919'da da askerlik görevini bıraktıktan sonra bile Mustafa Kemal. 'Bundan böyle de gerek saltanat, gerekse hilafet makamının hizmetkarı olarak çalışmaya devam edeceğim' diyor. Ve ayrılık sebebini de 'İstanbul hükümetine karşı yürütülen ağır baskıdan kurtarmak' olarak açıklıyor. Bunların söylediklerinin hepsi sahte çıkıyor haliyle. Yani öyle bir şey yok" şeklinde değerlendirdi.

Bilinçli olarak çarpıtıyorlar

Tarih Profesörü Halaçoğlu, Osmanlı alfabesinin kaldırılması ile ilgili iddialara ilişkin, "Latin alfabesine geçiş zatin 2. Abdülhamit döneminde başlıyor. Osmanlı devletinde Atatürk'ten önce Latin alfabesine geçiş başlatılmıştı. Telgrafların bir çoğu Türkçe ama Fransızca aksanıyla yazılıyordu. 'U' yazacakken Fransızca'da olduğu gibi 'ou' şeklinde yazıyorlar. Dolayısıyla bu adam sadece atıyor, hepsi yanlış onların" dedi. Halaçoğlu, "Tekrar ediyorum, Atatürk'ün ne İngilizlerle, ne Fransızlarla öyle bir anlaşması yoktur. Bunu hep böyle söylerler, sahtekarlık yaparlar. Hiç bir belge yoktur ellerinde. Tam tersine Atatürk, İngilizlere çok büyük bir baskı yapıyor. Malta'daki sürgünleri bile kurtarıyor. Hani bizim 144 tane Ermeni kırımıyla alakalandırılmaya çalışan kişiler vardır. Bunlarla ilgili de Sait Halim Paşa, İtalya'da bir Ermeni komitacının silahlı saldırısına uğrayarak şehit edilince Mustafa Kemal, İngilizlere şu haberi gönderiyor: 'Eğer' diyor, 'Tekrar böyle bir hadise vuku bulması halinde her Türk'e karşı burada bir İngiliz'i idam ederim.' 'Kurşuna dizerim' diyor. Bunun üzerine oradaki sürgün 144 kişiyi gemilerle getirip, Mustafa Kemal'e teslim ediyorlar. Bir şey bulamadıkları için mahkemeye çıkaramıyorlardı zaten" diye konuştu.

Yusuf Halaçoğlu, "Ben şöyle düşünüyorum. Artık işin rengi tamamen değişmiş durumda. Bu adamlar, anayasa ile, bilmem ne ile, bu baskılar da dahil hepsi bunun bir parçası" dedi. Halaçoğlu, "Sahtekarlık yapıyorlar, yalan söylüyorlar, zatin tarihçilikle bir alakaları da yok. Onların o yazılarının hepsi mesnetsiz. Yani, Allahaşkına orada insanlar vatan müdafaası yapıyor, bunlar nasıl çarpıtacaklarını bilmiyorlar. Ona saldırmak için her türlü şeyi yapıyorlar" diye konuştu. Yusuf Halaçoğlu şöyle devam etti: "Şöyle düşünün; Eğer söyledikleri gibi bir anlaşma sözkonusu olsa, o zaman neden bir sürü mücadeleye girsin ki? Anında anlaşınlar, mesele biter. Yani İngilizlerle de, Fransızlarla da, Yunanlılarla da, İtalyanlarla da, herkes ile savaşılıyor burada. Bu kadar saçma bir şey olmaz, nasıl insanlar bunlar? İngiltere'nin, Fransa'nın, Almanya'nın, Rusya'nın ve yahutta İtalya'nın yanında yer alanlardan hiç bir farkı yok bunların. Orada bir ölüm kalım mücadelesi verilmiş. Düşmandan temizlenmiş bütün ülke. Bakıyorsunuz adamlar bunları nasıl çarpıtacaklarının peşindeler. Artık bu kadar olmaz, ayıp diye bir şey vardır. Bu hainlikten başka bir şey değil. Bilmeden bu kadar bir hareketi yapamazsınız. Bilmeden yapıyorsanız hani cahilsiniz. Ama bunların o kadar da cahil olduklarını saanmıyorum. Bunların hepsi bilinçli yapılıyor."

Hakaret ettiler

Mustafa Armağan'ınn konuk olduğu  TV programında Atatürk'e ve manevi kızı Prof. Dr. Afet İnan'a hakaret edilmişti. TV Net'te, Yavuz Bahadıroğlu'nun moderatörlüğünü yaptığı, yazarlar Mustafa Armağan ve Süleyman Yeşilyurt'un katılımıyla 'Derin Tarih' isimli programda 'Mustafa Kemal'in gönül galerisi' konu başlığı tartışılmıştı.

İlgili Haberler