Mustafa Kemal’e verdiği sözü ve vatan sevgisini canının önüne koyan Şahin Bey
1899 yılında Yemen’e er olarak askere gitti.
Yemen’de Ayn-ül Cebel denilen yerde birlikleri sarılıp komutanları
Araplar tarafından öldürülünce
komutayı ele alıp huruç hareketiyle kurtulmayı başarmıştır.
Trablusgarp’a 1911 tarihinde gönüllü olarak gitti.
Balkan Savaşlarına katılarak Çatalca Cephesi’nde savaştı.
Birinci Cihan Harbinde Galiçya Cephesi’nde ve
Ekim 1917 tarihinde ise Sina Cephesi’nde görevlerde bulundu.
Göstermiş olduğu gayretlerden dolayı
teğmenliğe (mülazım-ı sani) terfi etti.
İngilizlere, Sina Cephesi’nde, 1918 tarihinde esir düştü.
1919 tarihi sonlarına kadar Mısır’da bulunan
Seydi Beşir Esir Kampı’nda kaldı.
Ateşkes antlaşmasının imzalanmasından sonra serbest bırakıldı
“Yoruldum yeter” demedi, vatan işgal altındaydı…
13 Aralık 1919 tarihinde İstanbul’a gelerek Harbiye Nezaretine
müracaatta bulunarak yeni bir görev talebinde bulundu.
Nezaret tarafından Birecik Askerlik Şubesi Başkanlığına tayin edildi,
İstanbul’dan ayrıldıktan sonra Sivas’a
Mustafa Kemal’in yanına gitti.
Burada gerekli emirleri aldıktan sonra Antep’e geçti.
Birgün kapısının önünde, geleceğinden haberdar olan
bir postacının beklediğini görür.
Postacı şifresi çözülmüş bir telgrafı
M. Sait’e verir.
“Nam-ı müstearın Şahin’dir.
Antep Müdafaasını teşkilatlandır.
Mustafa Kemal.”
(Kod adın Şahin’dir. Antep savunmasını örgütle. M. Kemal)
Antep Kuvay-ı Milliyesi ile temasa geçerek onun vermiş olduğu
görevi gönüllü olarak kabul etti.
Küçük çapta mitingler düzenler ve her mitingde
“Fransızlar cesedimi çiğnemeden Antep’e giremezler” der.
Kilis-Antep yolunu 28 Mart 1920 tarihine kadar tutarak
Fransızların Antep’te bulunan işgal birliklerine yardımlarını engelledi.
18 Şubat 1920 günü iki dağ topu ve bir süvari takımının korumasındaki
Fransız iaşe kolu, yine Şahin Bey tarafından geri çekilmek zorunda bırakıldı.
Fransızlar daha sonra Kilis-Antep yolunu geçmek için
17 Mart 1920’de yeni bir hareket başlatmak için
Katma’dan Kilis’e doğru yürüyüşe geçtiler.
Yolu geçmekte kararlı olan işgalciler büyük kuvvetlerle gelmişlerdi,
çünkü bu kez Antep’teki işgal birlikleri çok zor durumda kalmışlardır.
Şahin Bey ise çevre köylerden topladığı çetelerle
savunma tedbirlerini sağlamlaştırmaya ve düşmanı geri püskürtmeye çalışıyordu.
Düşman birlikleri taarruz günü olarak 26 Mart gününü bekledi.
Oylum Köyü’nü geçen işgalciler, Kızılburun mevkisini ve
Şahin Bey’in komutasında ki birinci savunma hattını bataryalarla taramaya başladılar.
Şahin Bey yol üzerindeki bütün köprülere hasar vermiş, köyleri boşaltmış ve
çeteleri kritik noktalara yerleştirmeye çalışıyordu.
Düşman, köprüleri tamir ederken, Kilis Milli Kuvvetleri de baskınlar düzenliyorlardı.
Beş saatlik bir çarpışmadan sonra Kızılburun tepeleri düşmanın eline geçti.
Şahin Bey, yeniden tertip ve düzen almak için
Kertil’de kurduğu ikinci savunma hattına çekilmek durumunda kalmıştır.
26 Mart 1920 gecesinin parolası “Maraş” idi.
Çatışma başladı.
Şahin Bey’in ve çetelerin çeşitli silahları ve
cephaneleri bu kadar büyük ve üstün güce karşı koymaya yetmiyordu.
Çetelerde moral bozukluğu giderek artıyordu.
Bir saatlik bir çatışmanın ardından bu ikinci savunma hattı da çözüldü…
Günün doğuşuyla birlikte Bostancık köyü kuzeyindeki sırtlar ve
Elmalı Köyü kuzeyindeki tepeler yoğun topçu ateşine tutuldu.
Şahin Bey Bostancık Değirmeni mevkiinde bulunan köprüden
Antep’e düşmanı geçirmemek için elinden gelen her şeyi yapıyordu,
ancak gücü buna kâfi gelmiyordu.
Arkadaşlarının bir kısmı kaçmıştı ve kendisi son sözünü hatırlayarak
“Benim cesedimi çiğnemeden Antep’e giremezsiniz” demiştir.
Tüfeğini alır köprünün ucuna sipere yatar.
Şahin Bey mermisi bitince tüfeğini fırlatır,
elini beline atıp tabancasını çıkarırken göğsünden vurulur.
Ayağa kalkar ve sendeleyerek yere kapaklanır.
İşte o sözünü tuttu ve düşmanın süngü darbeleri ile
son nefesini vererek şehit oldu.
Fransız komutan, yola devam işareti verir ve
top arabaları Elmalı Köprüsü’nde şehit düşen Şahin Bey’in cesedinin üzerinden geçer…
Yaklaşık 10 ay süren ve 6 bin 317 vatan evladının şehit edilmesiyle son bulan
Antep savunmasında vatan ve namus için kendisini feda eden
Şahin Bey''in ismini yaşatmak isteyen Antep halkı,
şehidinin adını ilçeye, belediyeye, okullara ve mahallelere veriyor.
Mustafa Kemal’e verdiği sözü ve vatan sevgisini
canının önüne koyan Şahin Bey’in ardından ise şu türkü yakılır:
“Mehmet Sait adlı koca bir yiğit
Serçenin dilinde olmuşsun ağıt
Halk verdi bu adı düşmanı dağıt
İsmin yüreklerde yaşar Şahin Bey
Bostancı eşrafı anarken seni
Yemen askerlikte tanırken seni
Savaşlar yıldırdı sanırken seni
Önünde cepheler şaşar Şahin Bey
Seydi Beşir Kampı sabır ocağı
İki yıl büyüttün hasret bucağı
İçindeki yara vatan sıcağı
Gözler yollarına düşer Şahin Bey
Ulumaserede onlarca çukur
Aklında Antep''in hayali durur
Düşman ki Kertil''de pusuda vurur
Şehir infialle taşar Şahin Bey
Makineli tüfek durmadan tarar
Gözler kahramanı saygıyla anar
Kilis''in yolunda bir güneş doğar
Bombalar altında beşer Şahin Bey
Bir adım geriye atmadan durdu
Almalı Köprüsü ateşten kordu
O yalnız başına bu aziz yurdu
Özgürlük çağları aşar Şahin Bey
Yirmi sekiz martta Rahman''a erdi
Bitince imkânlar bulunmaz erdi
Kanını süngüye aşk ile verdi
Gözyaşı toprağı eşer Şahin Bey
Ağlasın analar ağlar kuzular
Gitti can özümüz yürek sızılar
Gayrı Antep''ime şol Fransızlar
Bedenini ezer koşar Şahin Bey
Yurdun kaderini çizen erlerdi
Onlarca yarayla gezen erlerdi
Sinsi planları sezen erlerdi
Hainin düzeni şaşar Şahin Bey
O gün Antep için namus günüydü
On bir ay sürecek kabus günüydü
Açlıkla imtihan mahpus günüydü
Culbandan ekmeğin pişer Şahin Bey
Dünyada görülmez şanlı direniş
Çekirdekten katık taşlardan yemiş
Dinle mezarında beyler ne demiş
Her dem yüreklerde coşar Şahin Bey”