Türkiye'nin fiili garantisi şart

Türkiye'nin fiili  garantisi şart
Derviş Eroğlu: "Kıbrıs Türk halkının adada güven içinde yaşayabilmesi için Türkiye'nin etkin ve filli garantisinin devam etmesi gerekir" dedi

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu,  bir kabulünde yaptığı konuşmada, müzakere masasına çözüm iradesiyle oturulması halinde anlaşmaya varılabileceğini kaydederek, "Müzakerelerin başlangıç safhasındayız. İlerleyen günlerde önümüzü daha iyi görebileceğimizi düşünüyorum" değerlendirmesine bulundu. Eroğlu, bir anlaşmaya varmanın karşılıklı al verlerle mümkün olduğunu, bunun için uğraş vereceklerini belirterek, olası bir anlaşmaya tarafların birbirinin haklarına saygılı olmak koşuluyla varılabileceğini kaydetti. "Komşularımız masaya bu bilinçle gelirse anlaşma olmaması için hiçbir neden olmaz" diyen Eroğlu, Kıbrıs Türk halkına huzurlu ve güvenli yaşam sağlayacak bir anlaşma arayışında olduklarını, "anlaşma olsun da nasıl olursa olsun" diye bir düşüncelerinin olmadığını vurguladı. Kıbrıs Türk halkının adada güven içinde yaşayabilmesi için Türkiye'nin etkin ve filli garantisinin devam etmesi gerektiğine dikkati çeken Eroğlu, "Kıbrıs Türk halkının memnun olacağı, 'Geleceğim bu topraklardadır'diyebileceği bir anlaşma arayışı içindeyiz. Umarım düşündüğümüz manada bir anlaşma yapma noktasına gelebiliriz. Önemli olan karşı tarafın da bizim gibi iyi niyetli olmasıdır. Aksi takdirde bir anlaşmaya varmak mümkün değil" diye konuştu.

Çapraz görüşmeler

26 Şubat'ta yarım asrı geçen Kıbrıs sorununda taraflar arasında ilk kez eşzamanlı çapraz görüşme gerçekleştirilmişti. Türkiye'nin bugüne kadar devlet olarak tanımadığı Kıbrıs Rum kesiminin müzakerecisi Andreas Mavroyannis, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu tarafından kabul edilirken, Türk tarafının müzakerecisi Kudret Özersay da Yunanistan'da görüşmelerde bulunmuştu. ABD'nin bu hamlesinin altında ise bölgedeki zengin doğal gaz kaynakları olduğu belirtiliyor. Amerikan'nın İsrail ile birlikte buradaki enerji kaynaklarını kontrol altına alabilmesi için Kıbrıs'ın Rum egemenliği altında tek ülke olarak yer alması ve Türkiye'nin de buna ses çıkarmaması gerekiyor. Bu çerçevede, yapılan görüşmeler Türkiye için bir ilki oluşturuyor. Böylece Türkiye Kıbrıs'ta yıllardır bölünmeye karşı sürdürdüğü tutumunda en büyük radikal değişikliğe imza atarak Rum Kesimini resmen tanımış oldu. Türkiye 2005 yılında Avrupa Birliği (AB) ile müzakarelere başlamasına rağmen Rum kesimini resmen tanımamak için başta ek protokol olmak üzere AB'nin istediği birçok yükümlülüğe direnmişti.