Mustafa ve Zeki üzerinden..

Trabzonspor’da tepeden tırnağa, futbolcusundan teknik direktörüne, yöneticisinden taraftarına kadar olup bitenlere ve son günlerde yaşananlara bakarsanız, sanırsınız ki bu kulüp profesyonel bir kulvarda değil de, amatör bir statüde yer alıyor, mücadele ediyor, yarışıyor. Seyircisi, şimdiye kadar Yavuz Selim Sahası’nda bedava amatör maç izlermişçesine doldurduğu Avni Aker’i, Passolig nedeniyle artık doldurmuyor. Yöneticilerinin yarısı istifa eden Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun “tek kişilik yönetim” uygulaması sürüyor. Aslında sabırlı bir arkadışımız olan genel sekreter Köksal Güney, Divan Kurulu toplantısında Özkan Sümer’in inceden ince yaptığı giydirmelere tahammül edemeyip, salonu terk ediyor. 3 ay içinde Trabzon kökenli olmaları nedeniyle en büyük dışlanmayı yaşayan futbolcuların hiç biri (Cezayirli Belkalem ile Medjani hariç) “Kadroda yerim sağlam” diyebilecek güvenleri yok..
Çoktan gitmeliydiler
Uzun bir sakatlığın ardından Gaziantep maçında ilk 11’de yer alan Mustafa ile takımda sol ayaklı yokmuşcasına solda oynatılan Zeki Yavru merkezli yaşananlar. Artık bilindiği için yazabiliriz, sahaya kaptan çıkmadığı için toplara öylesine müdahale eden Mustafa Yumlu’nun bunu sorun etmesi ve futboluna yansıtması hiç doğru değildir. Ben detayına girmeyeceğim. Ama Mustafa hiç değilse kaptanlık pazu bandını kimin taktığına bakmalıydı. Dahası Bosingwa gibi bir hem profesyonel, hem efendi, hem de kişilik sahibi birinin kaptan olarak sahaya çıkmasının ardından Mustafa’yı kesip atmalıydı. Zeki’nin ise Trabzonluluk hesabına yandan çarklı da olsa destek vermesi, ya da bunu hissettirmesi de doğru değildi. Mustafa ile Zeki’nin yaptığı doğru değildi de, Halilhodziç yönlendirmeli Yönetim Kurulu’nun yaptığı, Mustafa ve Zeki’yi kadro dışı bırakmak doğru mu idi? Asla.. Onlar hata yapsalar dahi, baştakiler büyüklük yapıp, bunu göz ardı edecek uygulamaları tercih etmeliydiler. Şayet hata yapana böyle radikal ceza kesilecek ise teknik adam Halilhodziç ile başkan Hacıosmanoğlu’nun ben diyeyim 10, siz söyleyen 40 kez ceza almaları, hatta Trabzonspor ile uzaktan yakından irtibatları kalmamalı idi. Tüm bunlar, Trabzonspor’un profesyonelliği bilmeyenlerin eline düştüğünün acı ve ürkütücü gerçeğidir. Her zaman ki gibi, bu kötü gerçeği görüp, ufak tefek başarılarla kendi kendine güzel yalanlarla avunmanın sonu hiç ama hiç iyi olmamıştır. Tarihe bakmasını bilenler için sayısız örnek de vardır.

Yazarın Diğer Yazıları