Musul çuvalının ağzı

Musul çuvalının ağzı

İddia1: Rus Ria Novosti Haber Ajansı: Musul'da bulunan IŞİD militanlarının kentten ayrılması için ABD ile Suudi Arabistan'ın anlaştığını iddia etti. Haberde 9 bin IŞİD militanının aileleriyle birlikte Suriye'ye güvenli bir şekilde geçeceği ve Suriye'ye geçen bu teröristlerin orada etki üreteceği öne sürüldü.

İddia 2: Sahadan (Musul bölgesinden) haber veren bazı yerel kaynaklar 13-14 Ekim gecesi Musul'a inen bazı helikopterlerin görüldüğünü iddia ediyor. Bu helikopterlerin IŞİD'in Musul'daki yabancı-profesyonel(!) cihatçılarını alıp, bilinmeyen bir yere götürdükleri ifade ediliyor.

İddia 3: Rudaw'ın haber bültenine konuk olan KDP'nin Musul Sözcüsü Muhittin Mızuri ise bakın ne söylüyor: "Musul'da gerek halkın, gerekse de IŞİD'in durumu kötü. IŞİD, halkın örgüte güveninin kalmadığına kanaat getirmiş. Halk da örgütün yabancı üst düzey yetkililerinin kenti terk ettiğini görüyor."

Her bir iddia, kendi başına çok şey üretmiyor.

Ama alt alta konunca üçlü nesgayfe oluveriyor.

Takdir sizlere ait.

Operasyona katılacak güçlerin arazideki konuşlanma ve yığınakları ise asıl ispat!

Musul çuvalının Batı ağzı, yani Suriye yolu açık.

Bir de bu çuvalın Havice-Şırgat tarafı yırtık.

Güneyde (Geyyare mihverinde) ve Kuzeydeki Peşmergeler arasında (özellikle Musul Barajı bölgesinde) Irak Ordu Birlikleri, Federal Polis Güçleri ve Terörle Mücadele unsurları var. Peşmergeler ise Doğu ve Kuzeyde... Kuzeyin batıya uzanımındaki Suriye sınırına (Rabia) kadar olan alanda özellikle Talefer'in üstünde ve Sincar bölgesinde Peşmerge var. Tabii bir de Sincar'daki PKK ve PKK Ezidileri.

Bugünün yığınak fotoğrafındaki temel görüntü bu.

Batı ağzı yani Suriye yolu bilinçli bir şekilde açık bırakılmış.

Deniyor olmalı ki Kedidir o Kedi'ye: "Köşeye sıkışma, beni de cırmalama. Var git öte yana."

Bakalım IŞİD buna ne kadar uyacak?

Musul'da ne kadar savaşacak?

İster dirensin, ister bırakıp gitsin.

Anlaşılması gereken temel gerçek şudur:

Bu Musul'u IŞİD'den kurtarma operasyonu değil!

Musul'u paylaşma savaşı.

Hem de IŞİD nedeniyle Sünni Arapların ve Türkmenlerin bütün hak, iddia, etki ve inisiyatiflerini kaybetmenin gölgesinde...

Gerçekten çözüm, hak amaçlansa, panzehirin devrede olması gerekmez mi?

Ne zamandan beri Sünni İslam'ı ve Sünni tabanı istismar eden IŞİD'in panzehiri, mezhebi ve etnik düşmanlık yaşadığı güçler oldu?

Görmüyorlar mı?

Yoksa görüyor da, bilerek mi yapıyorlar?

Bu dizaynın ve kavramsal savaşın yeni bir evresidir.

Daha büyük savaşların alt yapısının oluşturulma çabasıdır.

Düşmanlık ve kanın daha geniş alanlara yayılması, geleceğe sıçratılma uğraşıdır.

Sünni tabanın mezhebi ve etnik kırılma yaşadığı güçlerle Musul'u kurtarmaya kalkmak!

Ezidiler üzerinden PKK'yı Telafer ve Musul'a montajlamak!

Kerkük'e Selahattin'e sallanmak.

Batı ile İran istikrar istiyorlarsa, derslerini hiç çalışmamışlar.

Ama karmaşa istiyorlarsa, dersini gerçekten çok iyi çalışmışlar.

Yapılacak harekatın adı da "Musul'u IŞİD'den kurtarmak" filan değil.

Resmen Musul'dan Ninova'dan toprak kapma savaşı.

Toprak kapmaya kalkışanlar üzerinden Coğrafya'yı dizayn savaşı.

Kim kaptıya gittiğinin savaşı!

Hiç bir savaş Adil bir barışla ve paylaşımla sonuçlanmadıkça, bitmiyor.

Görmüyorlar mı?

Abdullah Ağar