Musul, Kerkük ve Bayır-Bucak

Suriye Türkmenleri, hem coğrafi hem de gönül olarak Türkiye'ye çok yakınlar. Kerkük Türkmenleri gibi Türkiye sınırları dışında kalmalarına çok üzülmüşlerdir. Türkiye ile bağlarını hep sürdürmüşler ve öyle ki Mustafa Kemal Paşa devrimleri yaptıkça onlar da orada aynı değişimi (kılık kıyafet devrimine uygun giyinme) yapmışlar ve Suriye yönetimi tarafından cezalandırılmışlardır. 2009 ve 2010 yıllarında, Suriye'ye yaptığımız ziyaretlerde Suriyeli Türklerin Türkiye'ye ne kadar yakın ve ilgili olduklarına bizzat şahit olduk. Kimisi Beşiktaşlı, kimisi Galatasaraylı sanki Türkiye'de yaşıyorlarmış gibi ilgiliydiler. Arapların, Türkçe konuşmaktan rahatsız olduklarını ve tepki verdiklerini ve devlette işe giremedikleri gibi şikayetlerinin olduğunu öğrendik. AKP yönetiminin 13 yıllık uygulamaları Türk devletinin çıkarlarını gözetmediğini ve Türkiye sınırlarının dışında yaşayan Türklerle ilgilenmediklerine şahit olduk. Kadim Türk yurdu, Karabağ ile değil Gazze'yle ilgilendiklerine şahit olduk. Türkiye, anlaşmalardan doğan hakları olan birçok bölge üzerindeki söz hakkını kaybetti. Batum, Musul, Kerkük, Ege adaları, şimdi de Bayır-Bucak bölgesi. Kürtler Amerikalıların yardımıyla Musul ve Kerkük'e girdiklerinde yaptıkları ilk iş tapu ve nüfus kayıtlarını yok etmek olmuştur. Kürtlerin bunu niçin yaptığını anlamamak saflığa yatmaktan ziyade, Türklerin aklıyla alay etmek demektir. Bu ihanetler, eğitimsiz Türklerin şüphe etmemesi için kendini dindar olarak yutturan ne idüğü bizce malum olan sözde dindar Müslümanlar tarafından yapılmaktadır. Sözde dindar Müslümanlar, İsrail tarafından Filistinlilere karşı yapılan en ufak bir harekette İsrail Büyükelçiliği önünde toplanarak kendilerini yırtarcasına bağırmaktadırlar. Putin-Esad ikilisi, Türkmenleri acımasız bir şekilde bombalamaktadır, Türkmenler de Müslüman ve onlar da işkence altındadır, bu zulme karşı niçin Rus büyükelçiliği önünde gösteri yapmamaktadırlar. Bu zihniyet, 55 Müslüman ülkenin bir araya gelerek  İslam birliği kurmalarının mümkün olduğuna inanmakta ve bunun için çalışmakta, ama aynı dil, aynı din ve aynı soydan gelen 6 Türk kökenli ülkenin birliğinin hayal ürünü olduğunu ve mümkün olmadığını iddia etmektedir. Sadece dindar kisveli Türk düşmanları değil, hümanist Enternasyonalci bütün dünya insanlarını seven ve her türlü zulme karşı olan sosyalistler, liberaller, demokrat şampiyonların hiç birisi Türkmenlerin maruz kaldığı kıyım hareketine ses çıkartmamıştır. AKP iktidarı yıllardan beri ilk defa, Türk devletinin çıkarlarına uygun bir davranışta bulunarak Esad ve Kürtler tarafından ezilen Suriye Türkmenlerine destek vermiş ve onların bin yıllık yurtlarını işgal etmek isteyenlere karşı savaşlarında desteklemiştir. Sahte dindar ve sahte hümanis Enternasyonalcilerin ne düşündüğünün bir önemi yoktur, sağ ve sol felsefeye mensup bütün yurt severler Türkmenleri ve hükümetin bu konudaki çabalarını desteklemektedir. Türkmenlerin Suriye ve Irak'ta güçlü olması, Türkiye'nin sadece görevi değil, aynı zaman da çıkarınadır da. 

Rus uçağının düşürülmesi

Rus savaş uçağının düşürülmesi olayı keşke olmasaydı, zira, büyük uluslararası bir güç ile sorun yaşamak, Türkiye gibi orta ölçekli bir ülke için ciddi sorunlar yaratır. Türk Silahlı Kuvvetleri de daha önce uluslararası kamuoyuna ilan edilen angajmanın gereği olarak, sayısız defa ihlal eden ve sayısız defa uyarılan Rus uçağını düşürmüştür. Türk hava sahasını ihlal etmek aynı zamanda NATO hava sahasını ihlal etmek demektir. AKP yönetimi şüphesiz önceden, NATO ve ABD ile bu ihlaller konusunu görüşmüş ve onların da onayıyla Rus uçağını düşürmüşlerdir. Bu normal ve yapılması gereken bir yoldur. Putin, gereğinden fazla ve tehlikeli olarak riskli bir dış politika izlemektedir. Bu politika ve uygulamaları, Gürcistan, Karabağ, Kırım, Ukrayna ve şimdi de Suriye'de görmekteyiz. Putin, kendisinin Suriye'deki çıkarlarının savunmasını yaparken Türkiye'nin kendi çıkarlarının savunmasına saygı göstermemektedir. Rusya, sınırları dışında yaşayan Rusların hak ve hukukunun Rus devleti tarafından savunulması ve takip edilmesi için yasa çıkartmıştır. Bu yasaya dayanarak da Litvanya, Estonya, Letonya, Kazakistan, Ukrayna ve Moldavya gibi Rus nüfusuna sahip ülkelerin iç işlerine dahi karışmaktadır. Türkiye'nin komşu bir ülkedeki çıkarını ve orada yaşayan soydaşlarının hak ve hukukunu araması en azından insani bir görevdir. Bütün ülkeler kendi sınırları dışında yaşayan soydaşlarıyla ilgilenmektedir. Rusya bu hava ihlallerini Türkiye'ye, Suriye'den uzak dur mesajı için kullanmaktaydı ve yanlış yapmaktaydı. Türkiye'nin böyle bir davranışta bulunmayacağını düşünmekteydi. Türkiye NATO üyesi olmasaydı, Rusya çoktan Türkiye'ye karşı bir harekette bulunmuş olurdu. Rusya önemli bir ülke ve büyük bir ticari ortaktır. Türk hükümetinin, Rus yetkililerle masaya oturup Rusya'nın Türkiye için önemli olduğunu ve düşman olarak görmediğini ve sadece egemenlik haklarını savunduğunu vurgulaması gerekir.

 

Yazarın Diğer Yazıları