Müyesser Yıldız'dan askeri casus çıkarmak...
FETÖ'nün hükümete ortak olduğu günlerde en çok etkin olduğu kurum emniyet idi. Devrin İçişleri Bakanı, 17-25 Aralık sürecinden sonra "81 ilin 76'sındaki emniyet müdürleri PDY (Paralel devlet yapısı)'lidir. istihbarat servisinin tamamı onların kontrolündeydi" açıklaması yapmıştı. Müyesser'i Ankara'daki Emniyet Lojmanında gözaltına almışlardı. Eşi, değerli dostum Naci Uğur'da emniyet müdürüydü. Yani "Emniyet müdürünün eşi terör örgütü üyesi" diye gözaltına alınıp, ünlü "Odatv Kumpası" ile tutuklanmışlardı. Tam 15,5 ay Silivri'de 13 ayını yalnız başına hücrede geçirmişti. Yıllar sonra "Pardon" denildi. Berat ettiler. Onları yargılayan hakim ve savcıların FETÖ'cü olduğu ortaya çıktı. Tutukluluk sürecinde Müyesser ile ilgili en çok yazıyı bu sütunlarda kaleme aldım. Toplasak kitap olur. Tahliye olduğu günden bu yana da hiç kopmadık. Yüz yüze görüşemediğimiz günlerde mutlaka telefonda konuşuruz. Benim gözaltına alındığımda ilk gelendir. Saldırıya uğrayıp hastahanede kaldığım sürede hiç yanımdan ayrılmadı. Şaka ile karışık "Hem ablam, hem annem hem de kaynanam" derim Müyesser'e... 15 Temmuz öncesinde olduğu gibi sonrasında da "Bizi tutuklayacaklar... Hazır ol..." demişti.
Geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "PKK sevicisi" diye hedef gösterdiği Yıldız, isyan etti. Vatandaşın, kamunun güvenliğinden sorumlu Bakanın bu tavrı O'nu çok üzdü. Cuma günü dilekçe ile "Suç duyurusunda" bulundu. Zamanlamaya bakar mısınız? Cuma günü suç duyurusu, pazartesi hemen gözaltı... İddiaya gelince: "Siyasi ve askeri casusluk!"
Müyesser, bu memleketin sevdalısıdır. Kelimenin tam anlamı ile Türk Milliyetçisidir... Bırakın casusluğu, başta FETÖ'nün casusları olmak üzere Türkiye'nin düşmanları, Türk askerinin düşmanları ile mücadelede en ön safta yerini almıştır.
3 ay önce Odatv'den Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Yeniçağ'dan Murat Ağırel ve yerel gazeteci Hülya Kılıç'ın tutuklanmasına kahrolmuştu. O günden sonra tüm yazılarının altına onlara "Kucak dolusu sevgiler" sunuyordu. Ve yıllarca Silivri ve diğer cezaevlerinde kumpas ile tutuklu bulunanlar için sessiz çığlıklarda yer alıp, 45 gün bir an bile ayrılmadan "Adalet Nöbeti"nde görev yapmıştı. Kısacası Müyesser'den casus çıkarmak tam da "FETÖ'nün intikamı"dır...
Türkiye'de "Gerçek gazetecilik"in hakkını verenlerin içindeki hukuksuzluğu da her fırsat da yazmıştır. Başta Ağır Ceza Mahkemeleri, İstinaf, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay ve Anayasa mahkemelerinde görev yapan hakim ve savcıların neredeyse tamamı tanır Yıldız'ı. Umarım "Gözaltı kararı" veren savcı da tanıyordur.
Gelelim İsmail Dükel'e... TELE1'in Ankara Temsilcisi İsmail dostumdur. Halk Tv'de yıllarca gece haberlerini hazırlayıp, sundu. TELE1 de hafta içi her gün "Kulis"i hazırladı. Defalarca konuk oldum. Merhum Ünal İnanç'ın evinde başlayan arkadaşlığımızda bir gün dahi boşluğumuz olmamıştır. İsmail'in vatanseverliğinin zekatını ödeyemezler. İsmail'e "Casusluk çamuru" asla bulaşmaz!
İşin özeti hukuksuzluktur. Özgür basının susturulma, sindirilme operasyonudur. Doğrusu kendi adıma sürpriz olmadı. Cuma günü ben de ifade vermiştim. Bu gün, yarın derken Müyesser Yıldız ile İsmail Dükel gözaltına alındı. Yarın bizlerin alınmayacağını kimse garanti edemez. Bakıyoruz da gün boyu gazeteci kimliği taşıyan yandaşlardan çıt yok. Yargıya, adalete olan güven yüzde 20'nin altına düşmüşken hatadan dönülüp derhal serbest bırakılmalılar. Vesselam...