Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

Müzakereyi bırakın KKTC'yi tanıtın

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ile GKRY Başkanı Anastasiadis arasında merakla beklenen yemek Pazartesi akşamı gerçekleşti ve BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Spehar yemek sonrasında "liderler iki saat, baş başa görüşerek samimi ve açık bir şekilde görüş teatisinde bulundular" açıklaması yaptı.

Cumhurbaşkanı Akıncı yemekli görüşmenin ardından basına açıklama yaptı, "Kaldığımız yerden devam edelim dönemi kapanmıştır" dedi. Bundan sonra başlayacak bir sürecin ucunun açık olamayacağını kaydeden Akıncı, ucu açık olmayan bir paket çerçevesinde stratejik bir yaklaşımın ele alınması gerektiğini vurguladı. BM Genel Sekreteri'nin devreye girip girmeyeceği ile ilgili de Akıncı, "Bunları önümüzdeki süreç gösterecek" dedi.

Anastasiadis ile yemekte yeni bir durumun ortaya çıkmadığını ifade eden Akıncı, tarafların pozisyonlarını koruduğunu belirtti. Akıncı, "Rum tarafının tavrında her hangi bir belirgin farklılaşma göremedik. Hep Rum tarafında bir zihniyet değişikliği olması gerektiğini söyledim. Bu akşam böylesi bir zihniyet değişikliğinin ip uçlarını gördün mü diye soruyorsanız henüz böyle bir şey söz konusu değil" ifadelerini kullandı.

Doğal gaz  uyarısı

Rum tarafına doğal gaz konusunda uyarılar da yaptığını açıklayan Akıncı, Rumların tek taraflı adımlar atmaması gerektiği mesajını verdiğini söyledi. Akıncı, "Bundan sonra olabilecekler konusunda uyarılarımızı yaptık. Doğal gaz konusu her iki tarafı da ilgilendiriyor. Ya komite kurulmalı, ya aramalar askıya alınmalı ya da Türkiye ile Kıbrıs Türk tarafı birlikte adımlar atar" diye konuştu.

Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis ise, Birleşmiş Milletler'in yeni bir süreç için devreye girebileceğini söyledi. Anastasiadis, her iki tarafın tezlerini de koruduğunu belirtti.

Anastasiadis, Akdeniz'deki doğal gaz aramalarıyla ilgili de, Rum tarafının doğal gaz meselesini tartışmadığını belirtti. Rum lider Anastasiadis, Ada'da tartışmalara neden olan Derinya kapısının da 1 Temmuz'da açılabileceğini söyledi.

Pazartesi akşam gerçekleşen yemek sonrası Cumhurbaşkanı Akıncı'nın   "yeni bir durum ortaya çıkmamıştır" açıklaması herşeyi özetlemeye yeter de artar bile. Ne var ki iki liderin de BM Genel Sekreteri'nin yeni bir Kıbrıs Danışmanı atamasına itiraz etmemeleri önümüzdeki günlerde liderlerin tekrar biraraya gelmesi ihtimalini kuvvetlendirmektedir.

Rum tarafının halihazırdaki duruşu, yeniden başlaması için çaba gösterdikleri müzakerelerden sonuç alınmasını mümkün kılmamaktadır. 50 yıldır aralıklarla süren müzakerelerde, Rum aynı tezleri, aynı saçmalıkları pişirip pişirip önümüze koymakta ve gaspettiği haklarımızla elde ettiği 'Kıbrıs'ın tek meşru hükümeti' olma avantajının keyfini çıkarmaktadır.

Rum tarafının ve Anastasiadis'in anlaşma istemediğini defalarca yazdık söyledik. Emperyalist Batı istiyor diye oturmak zorunda kaldığımız masaya artık, kendi şartlarımız kabul edilmeden kesinlikle oturmamalıyız. Son deneme olduğu taraflarca açıklanan Crans Montana sürecinin küllerinden yeni bir süreç yaratma girişimleri başarısızlığa mahkûmdur. Rum, Kıbrıs Türkünün siyasi eşit ortaklığına, bu topraklarda Rum halkı kadar, ayrı bir halk olarak 'egemenlikte' hakkı olduğuna inanmamaktadır.

Rum  hep kârlı çıktı

Müzakere süreçleri Rum'un bildiğini okuması için, Türk tarafı içinse tabir caizse uyuma ve istirahat süreçleridir. Birleşik Kıbrıs hedefine ulaşılacak diye müzakereler sürerken, Rum tarafı tek yanlı başvurusu ile ve referandumda 'hayır' demesine rağmen Avrupa Birliği'ne üye olmuştur. Müzakereler sürerken Rum tarafı tek yanlı aldığı kararlarla Kıbrıs etrafındaki doğal kaynakların sondajlarının yapılması ve çıkarılması için ihaleler açmış, izinler vermiş ve en nihayet ortaklıklar kurmuştur. Müzakereler sürerken Anastasiadis bölgemizdeki ülkelerle, Mısır, İsrail, Ürdün, Lübnan, Suriye, Suudi Arabistan, ikili ilişkilerini ilerletmiş ve önemli anlaşmalar imzalamıştır. Müzakereler sürerken Rum tarafı başta Avrupa Birliği olmak üzere, BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri ile ilişkilerini geliştirmiş ve sağlamlaştırmıştır. Müzakereler sürerken Rum tarafı RMMO'yu modernize etmiş, oldukça sofistike silah ve muhimmatla donatmıştır. Kısacası müzakereler sürerken Rum malı götürmüş biz ise bakakalmışız(!), anlaşma, çözüm, birleşme diye adeta uyumuşuz. Anastasiadis şu anda yana yakıla dolaşmakta, yeniden müzakerelerin başlaması için çalmadığı kapı bırakmamaktadır. Cumhurbaşkanı Akıncı sırf görüşme olsun diye görüşme yapmanın doğru olmayacağını Rum tarafının zihniyetini değiştirmedikçe yeni bir sürecin başarılı olmasının mümkün olmadığını açıklamıştır. Bilinmelidir ki, yeni bir süreç Rum tarafının kendi ajandasında olan işleri, önceliklerini huzurlu bir şekilde yürütmesi, tamamlaması dışında bir işlev görmeyecektir. Müzakereler kesilmesin diye, Türk tarafı müdahil olmayacak ve sondajlara devam edilecektir. Ve böylelikle Rum tarafının 'Kıbrıs'ta tek egemen benim' tezi de doğrulanmış olacaktır. Rum'un şer planı budur.

Akıncı 2015'te Cumhurbaşkanı görevine geldikten sonra yine umutlar yeşermiş, hatırlayacaksınız Mont Pelerin sürecinde iki tarafın hayalperestleri barış ve birleşme şarkıları ve ateşi ile kendilerinden geçmişti. Sonuç yine hüsran oldu. Biz söylediydik, uyardıydık demekten adeta bıkkınlık gelmiştir. Şimdi yeniden başlaması düşünülen süreçle ilgili de söyleyeceğim tek kelime 'gereksiz' olduğudur. Mevcut zemin ve şartlarda kesinlikle müzakere yapılmamalıdır. Müzakerelerde zemin olarak kabul edilen 11 Şubat belgesi de bana göre geçersizdir. Günün sonunda şu veya bu nedenle müzakerelere başlamamız gerekirse yeni zemin ve şartların ortaya konması zaruridir. Şartları ortaya koyacak 'kılavuz bir belgenin' de taraflarca üzerinde mutabık kalınarak onaylanması gereklidir. Bizi yeni bir kısır döngü içerisine sokacak, sonuç alınamayacak bir sürece kesinlikle girilmemelidir. Bundan sonra yapılması gereken KKTC'nin tanınması için somut adımları atmaktır.

Yazarın Diğer Yazıları